Kocaeli Üniversitesi Hastanesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına ellerinde taşıdıkları "Bebek katili israil, katil israil Filistin'den defol ve siyonistlerin mallarını evlerimize sokmayalım" gibi pankartlarla öğrenci ve çalışanlar destek verdi.
Topluluk adına basın açıklamasını okuyan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Esedullah Kaya, yaptığı açıklamada Filistin coğrafyasında planlı bir etnik soykırım gerçekleştiren terör şebekesinin zulmünü haykırmak için toplandıklarını dile getirdi.
"Filistin'de yaşananlar ne sadece bugünün sorunudur ne de sadece bir grubu, bir ırkı, bir dinin mensuplarını ilgilendirmektedir"
Filistin'de yaşananların bütün insanlığın meselesi olduğuna değinen Kaya, "Bugün itibariyle 1 ayını doldurduğumuz bu kanlı vahşet tablosu, siyonistlerin yıllardan beri süregelen zulüm politikasının bugün geldiği en zirve noktadır. Bütün dünyanın gözü önünde, israil; sivil, kadın, yaşlı, çocuk demeden binalara bombalar yağdırmakta ve insanları katletmektedir. Öncelikle bilinmelidir ki, bugün Filistin'de yaşananlar ne sadece bugünün sorunudur ne de sadece bir grubu, bir ırkı, bir dinin mensuplarını ilgilendirmektedir. Filistin; asla ve asla, sadece Filistinlilerin, Arapların, Müslümanların davası değildir! Filistin'de yaşanan şey, insanlığın katledilmesidir ve bu bütün insanlığın ortak meselesidir, öyle olmalıdır. Açıkça sivillerin hedef alındığı, zulmün her türlüsünün 'kendini savunma hakkı' maskesi altında meşrulaştırılmaya çalışıldığı bu zeminde kamuyu ve kamu kuruluşlarını davet ettiğimiz yer tarafsızlık değil mazlumun yanıdır. Zalimin ve mazlumun bu denli keskin sınırlarla ayrıldığı bir yerde tarafsız kalmak, zalimin tarafında olmak demektir." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir savaş hukuku, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalamaya meşru bir zemin sunamaz"
İşgalcilerin sözde bin doktorunun, hastanelerin bombalanması için attıkları imzaların sağlık çalışanları için bir utanç olduğunun altını çizen Kaya, "İşgal ettiği günden bugüne hiçbir hukuku gözetmeksizin Filistin halkının topraklarını işgal eden ve onlara zulmeden israil, 7 Ekim'den bu yana da yine aynı yaklaşımını sürdürmeye devam etmiştir. 18 Ekim'de siyonist terör şebekesinin 1882'den beri yılda 45 bin hastaya hizmet veren el-Ahli Baptist hastanesine yaptığı saldırıda 500'den fazla sivil ve sağlık çalışanı hayatını kaybetmiştir. Yine, çok yakın zamanda da Gazze'deki pek çok hastanenin yakın çevresi bombalanmış, elektrik verilmeyen hastanelerdeki jeneratörler tükenme noktasına geldiği için kritik hastalar ölümle burun buruna gelmiştir. Hiçbir savaş hukuku, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri bombalamaya meşru bir zemin sunamaz. Hal böyleyken, bine yakın sözde israilli doktorun, mesleklerin kutsiyetini ve ahlaki gereklerini tamamen bir tarafa bırakarak Şifa Hastanesinin bombalanmasının meşruiyetini ifade eden bir metni imzalamış olması, bütün sağlık çalışanları olarak bizler adına büyük bir utanç sebebidir." dedi.
"Ambulanslar bile hedef alındı"
Ambulanslarla taşınan hastaların bile hedef alındığını belirten Kaya, "Yine terör şebekesi, Gazzeli sivilleri sözde korumaya çalıştığını, bunun için güneye gitmelerini, güneye giden sivillere dokunulmayacağını ulusal ve uluslararası medya ile duyurdular. Mazlum Gazze halkının toplandığı yerlere havadan güneye gitmelerini telkin eden broşürler attılar; peki sonuçta ne oldu? Gazze'den bazı yaralılar Güney'e, Refah Sınır Kapısı'ndaki sağlık ekiplerine ambulanslarla taşınırken siyonist şebekenin saldırısına uğradı ve yolda hem sağlık çalışanlarından hem de yaralılardan birçoğu şehit oldu. Gazze'de tüm bunlar olup biterken ve dünya da her gün, bu zulme şahitlik ederken, ne yazık ki, uluslararası arenada söz sahibi devletlerin yaptıkları, kınamaktan veya bu süreci daha da tırmandıracak söylemlerden öteye gidememiştir. BM'nin ateşkes çağrısına itibar etmeyen işgalciler, tam aksine daha da azgınlaşarak BM'nin koruması altındaki bir okulu hedef almıştır." diye belirtti.
"Beyaz önlükler kana bulanmıştır"
Kaya, "Bu süreçte insan üstü bir emek veren sağlık çalışanlarının emeklerini de bu vesileyle anmak ve takdir etmek istiyoruz. Evet, bugün bizim üstümüzdeki beyaz önlüğü giyen meslektaşlarımızın önlüğü kana bulanmıştır. Ancak bu kan, onların ve şanlı Filistin halkının yüz akıdır. Siyonistlerin eline bulaşan kan ise onların yüz karasıdır!" dedi.
"Boykotu elden bırakmayalım"
Kaya son olarak şunları söyledi:
"Asla boykotu elden bırakmayalım, hafife almayalım. Bizim alternatif yiyeceklerimiz, temizlik malzemelerimiz olabilir; ancak bombalar altında mücadele veren Filistin halkının alternatif bir canları ve vatanları yok!"
"Hiçbir kara propaganda bize orada yaşananları unutturamaz"
İşgalciler tarafından oluşturulan kötü ve karanlık propagandaları bozmak için bir araya geldiklerine değinen Tıp Fakültesi öğrencilerinden Yusuf Bozan, "Şu anda Filistin'de hastane çevrelerinde gördüğümüz manzaralar gerçekten yüreklerimizi burkuyor. Biz de oradaki özellikle sağlık çalışanlarının duygularını paylaşan, tıp öğrencileri olarak, Kocaeli Üniversitesi'nin önünde böyle bir etkinlik yapmayı uygun bulduk. Türkiye'nin şu an dört bir tarafında gerek tıp fakültelerinde gerek başka yerlerde kardeşlerimiz için toplanıyoruz. Bütün dünyanın bu zulme şahit olmasını istiyoruz. Tarihe geçecek bir döneme şahitlik ediyoruz. Çocuklar, kadınlar doğrudan hedef haline geldi. Ne yazık ki böyle bir ortamda bile işgal çetesinin bütün dünya basınına, hastane bombalamasını HAMAS'ın yanlış bir bombalama sonucu kendini vurması olarak inandırmaya çalıştı. Buna bile inananlar oldu. Biz bu kötü ve kara propagandayı silmek adına toplanıyoruz. Filistin'deki direniş için toplanmaya ve etkinlikler yapmaya devam edeceğiz. Hiçbir kara propaganda bize orada yaşananları unutturamaz. Her daim kendimiz başta olmak üzere çevremizdeki insanlara orada yaşananları hatırlatarak bu kötü zamanların kolay bir şekilde aşılması için çalışacağız." şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından Yunus Akyıldız'ın yaptığı duayla program sona erdi. (İLKHA)