Şanlıurfa'da Eğitim Bir-Sen Şanlıurfa Temsilciliği, siyonist çetenin, tüm temel insan haklarını hiçe sayarak başta çocuklar olmak üzere sivil yerleşim yerlerini bombalamasına karşın basın açıklaması düzenledi.
Balıklıgöl Platosunda Dergâh Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından toplanan STK temsilcileri, HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Faruk Polat ve vatandaşlar Gazze'de yaşanan soykırıma tepki gösterdi.
Programda, Gazze'deki çocuklara destek amaçlı temsili olarak balonlar uçurulup Filistin-Türkiye bayraklı kalemler dağıtılıp oturma eylemi yapıldı.
"Mazlumların ahı arş-ı alayı inletmektedir"
Basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Şanlıurfa Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa Şube Başkanı İbrahim Coşkun, "Katil devlet israilin mazlum Filistin halkına yönelik 75 yıldır uyguladığı sistematik soykırım planları her geçen gün şiddetini arttırmakta, mazlumların ahı, arş-ı alayı inletmektedir. ABD’nin şımarık çocuğu siyonist çete, tüm temel insan haklarını hiçe sayarak sivil yerleşim yerlerini, pazar yerlerini, kampları ve hatta hastaneleri bombalayabilmektedir. Üye ülkelerin hakkını koruması gereken BM’nin kontrolündeki okullar bile acımasızca bombalanmaktadır. Oralara sığınmış çoğu çocuk yüzlerce insan katledilmiş durumdadır." dedi.
"Çocuklar uyurken sessiz kalınır, ölürken sessiz kalınmaz"
Gazze Eğitim Bakanlığının eğitim döneminin çocukların çoğunun şehid olması sebebiyle sona erdiğini duyurmasından dolayı yüreklerinin dağlandığını ifade eden Coşkun, "25 günde 3 bini çocuk 8 bin insan öldürüldü. 18 bin insan yaralandı 600 binin üzerinde insan yerinden edildi. Bu saldırılar sonrasında Gazze Eğitim Bakanlığının eğitim döneminin çocukların çoğunun şehit olması sebebiyle sona erdiğini duyurması, eğitimciler olarak yüreklerimizi dağladı. Bakmaya kıyamadığımız, eline diken batsa canımızın yandığı yavrularımızı, bebelerimizi toplu mezarlara dönüşen enkazlar altında, bedenleri parçalanmış şekilde kucağımıza verseler sessiz mi kalacaktık. Çocuklar uyurken sessiz kalınır dostlar, ölürken sessiz kalınmaz." diye konuştu.
Coşkun, "Olur ki eve bomba isabet eder de vefat eden çocuğu teşhis edilemez diye oyun oynar gibi çocuklarının kollarına adlarının yazıldığını gördüğümüzde kahrolmuyorsak vallahi kalbimiz kurumuş demektir. Kendisine mikrofon uzatılıp büyüyünce ne olacağı sorulduğunda, 'burada çocuklar büyümez' diye cevap veren Gazzeli yavruyu izleyip eriştiğimiz yaştan utanmıyorsak kalbimiz taşlaşmış demektir. Sabah okula gidebilmek için erkenden uyuması gerekirken bombalanan hastaneden uzakta bir ağacın dibine sığınan yüzü korkudan bembeyaz olmuş o melek yüzlü çocuğu izleyip kalbimizi öfke kaplamıyorsa vallahi, billahi, tallahi biz ölmüşüz de haberimiz yokmuş." dedi.
"Kapındaki kediye kadar öldürmeye and içmiş terörist var karşında"
Gazze'de sivillerin sığındığı her yerin bombalandığını belirten Coşkun, "Filistinli genç boşuna mı seslendi ta yüreğimizin derinliklerine. 'Bizim için giyabi cenaze namazı kılmayın, biz ölü değiliz. İlla kılacaksanız kendiniz için kılın cenaze namazını. Çünkü ölü olan sizlersiniz.' Haksız mı kardeşlerim haksız mı? Şöyle bir anlığına gözlerimizi kapatıp Gazze’ye gidelim. Bir düşünün bakalım israilli yerleşimciler daha bol kullansın diye su saatle, elektrik süreyle veriliyordu. Şimdi elektrik yok, su yok, seni daha rahat bombalayabilsinler diye internetin kesildi. Evin bombalandı okula sığındın, okul bombalandı. Şehit olan oldu, yaralılar hastaneye diğerleri kampa sığındı. Gece hastane bombalandı. Diğer gün kamp. Açık alanda kalalım diye karar verdin, pazar yeri bombalandı. Yani seni çoluğunla çocuğunla, kapındaki kediye kadar öldürmeye and içmiş terörist bir devlet var karşında. Şimdi hala diyebiliyor musun 'Ama saldırıyı HAMAS başlattı' diye." ifadelerini kullandı. (İLKHA)