Çukurova Üniversitesinin merkezinde gerçekleştirilen eylemde, Gazze'deki zulümlerin gösterildiği resim ve kanlı bebek maketi sergisi ile çeşitli ilahi ve ezgilerin seslendirildi.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan bildiri, basın açıklamasının ardından yapılan dua ile son buldu.
Ardından öğrenciler, bulundukları yerden üniversite camiine doğru toplu yürüyüş gerçekleştirdiler.
Yürüyüş esnasında "Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde" isimli şiir, çeşitli sloganlar, marşlar ve tekbirler topluca seslendirildi.
"Avrupa'nın ve Batılı Devletlerin ortaya koyduğu değerler, Filistin söz konusu olunca tükendi"
İşgalcilerin devlet değil, bir terör örgütü olduğu belirtilen açıklamada, "Üniversiteli öğrenciler olarak şunu ifade ediyoruz; "7 Ekim Cumartesi günü, Filistin halkı, onlarca yıldır devam eden abluka, işgal ve zulme dur demek için iradesini ortaya koydu. Aksa Tufanı onlarca yıldır devam eden bu zulmün karşısında durmanın sembolik adı oldu. Filistin, dün de, bugün de hiçbir terazinin tartamayacağı kadar acılara ev sahipliği yapıyor. Avrupa’nın, Amerika’nın ve Batılı Devletlerin ortaya koyduğu değerler, Filistin söz konusu olunca tükendi. İnsan hakları bir masalın adı, demokrasi ise başından sonuna kadar hikâyeden ibaretmiş. Bu devletler kendileriyle birlikte bütün dünyayı uçurumun kenarına sürüklemeye devam ediyorlar. Dünyanın üç asırdır bu akıldan çektiği acılar tükenmek bilmiyor. Her gün insanlığa karşı bir suç daha işlenirken, Gazze'ye ölümden başka bir seçeneği reva görmüyorlar." denildi.
"Bu bir savaş değil, soykırımdır"
"Batının, uyuşturucu, alkolizm ve kapitalizmin kucağında yok olmuş haysiyeti, insanlığa derinden bir hastalık yayıyor. Amerika ve İngiltere’nin coğrafyamızda bıraktığı gayri meşru çocuğu işgalciler, bütün şımarıklığı ile insanlığın şerefini ayaklar altına almaya devam ediyor" ifadelerinin yer aldığı basın açıklamasında, "Terör şebekesi, uluslararası toplumun bütün ümitlerini ağır bombardıman altında tarumar ediyor. Bugün Filistin'de yaşanan olaylar, kendi varlığını, başkasının yokluğu üzerine inşa eden siyonizmin neticeleridir. Siyonizm akidevi bir yol değil, tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. 2 milyonu aşkın insanın yaşadığı Gazze'ye bir damla suyu çok gören zalimler, bütün dünyanın gözü önünde kadın, çocuk, mabet demeden saldırılarına devam ediyor. Bütün dünyanın kenardan seyrettiği bu soykırım girişimine Müslüman Gençler olarak seyirci kalmayacağız. Batının hipoksisine, işgal zulmüne, Müslüman devletlerin sessizliğine ve ince hesaplarına karşı, izzetli duruşumuzu sürdürmeye devam edeceğiz. Hakikatin güneş gibi üzerimizde bulunduğu bir dönemde, ihtiyatları, çıkarları ve haysiyetsizlikleri ile zulme destek veren taşeron siyonistleri, tarih gibi, biz de unutmayacağız. Tüm dünya bilmelidir, Kudüs Müslümanların anneleri gibidir. Müslümanlar ona yapılanı hiçbir zaman unutmaz, yapılanların hesabının sorulacağı zamanı sabırsızlıkla beklerler. Unutmayınız ki bu bir savaş değil, soykırımdır. Gazze dünyanın en büyük açık hava hapishanesinin adıdır. Bir farkla, bu hapishanenin mahkûmları masumlardan oluşuyor. Filistinli Müslümanlar için acilen, insani yardım koridorları açılmalı, işgalcilere askeri ve diplomatik yaptırımların önü açılmalıdır. İşgal totaklarında savaşmak üzere çifte vatandaşlığı bulunan siyonistler Türkiye dönmemeli, dönenler ise savaş suçlusu sıfatıyla yargılanmalıdırlar. Savaş suçlarına desteğini açıklayan taşeron siyonistler yargılanmalı, bu desteği sosyal medya hesaplarından ifşa eden işgalcilerin konsolosu, tasmasını taşıyan Amerika’ya, iade edilmelidir. İslam devletleri liderleri akıllarını başlarına almalı ve uyanmalıdırlar." şeklinde ifadeler yer aldı.
Öğrenciler, camide topluca kıldıkları namazının ardından sessizce dağıldılar. (İLKHA)