Bitlis'teki STK ve siyasi partilerin ortaklaşa düzenlediği basın açıklaması öncesi gıyabi cenaze namazı kılındı. Cuma namazının akabinde Merkez Ulu Camii Meydanı'nda düzenlenen basın açıklaması Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Sık sık tekbirlerin getirildiği, direnişe selam gönderilen basın açıklamasını grup adına Medeniyet Platformu Dönem Sözcüsü Cengiz Şahin okudu.
Açıklamasında Şahin, 7 Ekim'den bu yana sistematik olarak Filistin topraklarına saldıran hain işgalciler ve iş birlikçileri 17 Ekim'de de doğrudan hedef gözeterek çocukların yoğunlukta bulunduğu hastaneye füze ile saldırı gerçekleştirdiğine dikkat çekti.
Şahin, "Bu olayda yüzlerce kardeşimiz şehit olmuş ve binlercesi de gazilik mertebesine nail olmuştur. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de acil şifalar diliyoruz Ümmettin başı sağ olsun. Ne bu ilk saldırı ne de son saldırı olacaktır. Müslümanlar uyanışa geçmeyene kadar, Filistin ve Kudüs mazlum ve mahzun kalacaktır. israil’in Kudüs’ün Yahudileştirilmesi kapsamında Mescid-i Aksa’ya saldırması tamamen yasa dışıdır. İsrail sistematik şekilde Filistinlileri bölgeden uzaklaştırarak, burada bir Yahudi mabedi inşa etmek istemektedir. Sistematik saldırılar israil’in geçmiş politikalarının bir parçasıdır. Filistinliler hâlâ Nekbe’yi yaşamaya devam etmektedir. Bu felakete son verilmesi gerekmektedir." dedi.
Sözlerinin devamında Şahin, "Bugün burada; ilk kıblemiz Kudüs’ü israil’in başkenti ilan ve ilhak eden ABD'yi, israil'i ve işbirlikçilerini kınamak için toplanmadık. Bugün kınama günü değildir. Bugün Kudüs için ağıt yakma günü değildir. Bugün Ümmetin 15 Temmuz'udur. Bugün Kudüs için eyleme geçme günüdür. Bugün artık kınamanın ötesine geçme günüdür. Sadece kınama pasifliğimizi örtmesin, bizi harekete geçirsin. Ey Selahhaddin! Ey Şeyh Ahmed Yasin! Ey mabedimiz için can veren şehidler! Size söz veriyoruz ki; Kudüs ile özgürleşip, Kudüs ile dirilinceye kadar, sizin soluğunuz ve sizin haykırışınız olacağız." diye konuştu.
İşgalcilerin varlık sebebinin işgal ve kan olduğunu vurgulayan Şahin, "israil’in işgali ulusal ve uluslararası hukukta onaylanmış değildir, onaylanması da mümkün değildir. Kudüs’ün statüsü konusunda BM'nin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Ancak, ABD ile İsrail uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymakta, tüm dünyaya meydan okumaktadır. Şimdi önümüzde iki seçenek var. Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak, ya da BM başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmaları ABD ve israil’in hukuka uyması için gereğini yapacaktır. Bu da BM Genel Kurulunun Filistin özel gündemi ile toplanması ve caydırıcı kararlar alıp uygulaması ile sağlanabilir. Cılız da olsa dünya liderlerinden gelen tepkiler ümit vericidir. Herkes için barış, ancak israil işgali sona erdiğinde ve Filistinliler kendi yurtlarında özgür olabildiğinde mümkün olacaktır." ifadesini kullandı.
Basın açıklaması İTTİHADUL ULEMA üyesi Emrullah Uysal Hoca'nın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)