Prof. Dr. Şemsettin Dursun: Mazlum Filistin halkını desteklemek farzdır

Siyonist işgal rejiminin katliam ve soykırımına uğrayan Filistin halkının çok mazlum ve mağdur durumda olduklarını belirten Türkiye Yazarlar Birliği Batman İl Temsilcisi Prof. Dr. Şemsettin Dursun, Müslümanların Filistin halkını desteklemesinin farz olduğunu söyledi.

Ekleme: 14.10.2023 16:15:08 / Güncelleme: 14.10.2023 16:15:41 / Röportaj / Batman Haberleri
Destek için 

Dünya Müslümanlarının aralarındaki ihtilafı bir kenara bırakarak Siyonist işgal rejimine karşı güç birliği yapmaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Şemsettin Dursun, Müslüman halklara çağrıda bulundu.

Filistin topraklarının İslam torağı olduğuna vurgu yapan Dursun, bu toprakların ilk Fatihinin ise Hazreti Ömer, sonraki Fatihinin de Selahaddin-i Eyyubi olduğunu anımsattı.

Kudüs'ün yaklaşık 430 yıl boyunca Osmanlı'nın hâkimiyeti altında kaldığını aktaran Dursun, Hazreti Ömer'den Osmanlı'nın son dönemine ve 1948'lere kadar bu topraklarda yaşayan bütün insanların huzur ve barış içinde yaşadıklarını ifade etti.

"Siyonistler o toprakları yaşanmaz hale getirdi"

Siyonistlerin işgalinden önce Filistin topraklarında yaşayan Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında en ufak bir sıkıntı olmadığını belirten Dursun, "Ne zaman ki 75 yıl önce siyonist israil güç odakları orayı işgal ettiler, bütün kimyaları bozuldu. Zira siyonizmin yapısında şu özellik var; Yahudiler dışında kalan tüm insanlar, Yahudilere hizmet etsinler diye yaratılmışlardır. Bu çok hastalıklı bir ruh halidir. Bu ruh halindeki siyonist israil o toprakları yaşanmaz hale getirdi. Filistin topraklarında kan, barut, ekin kalmadı ve katliamlar eksik kalmadı." dedi.

"Müslümanlar İlahi kelimetullah adına bilinçle hareket etmeli"

Filistin'de yapılan zulümlerin tüm dünyanın gözü önünde yapıldığına işaret eden Dursun, "Dünya büyük bir sınavdan geçiyor ve maalesef dünyadaki güç odaklarının da katkılarıyla siyonistler bu zulme devam ediyorlar. Şu anda israilin bu katliamlarına seyirci kalan birçok ülkenin yanında, güya büyük devletler olarak bilinen Amerika, Fransa ve İngiltere gibi güçler de onun yanında açıkça yer almaları şunu gösterir; Kur'an'ı Kerim'de ifade edilen 'iki millet vardır İslam milleti ve küfür milleti' bunlar küfür milletinin birleşenleridir. Dolasıyla Müslümanlar da o İslam milletinin gerektirdiği bilinçle, ilahi kelimetullahı hâkim kılmak adına hareket etmeleri şarttır." diye konuştu.

"HAMAS Filistin halkının Kuvâ-yı Milliye'sidir"

HAMAS'a yönelik yapılan kara propagandalara ilişkin de konuşan Dursun, şöyle devam etti:

"Zaman zaman HAMAS'la alakalı ileri geri konuşmalar yapılıyor. HAMAS Filistin halkının Kuvâ-yı Milliye'sidir. Nasıl ki Anadolu'yu işgal eden emperyalist güç odaklarına karşı bu toplumun Kuvâ-yı Milliyesi harekete geçerek, emperyalist güçleri bu topraklardan kovdularsa, şu anda HAMAS'ta Filistin halkının Kuvâ-yı Milliyesi olarak görev yapmaktadır. Dolayısıyla bu manada bakmak gerekir."

"Filistin halkını desteklememiz farzdır"

Filistin halkının çok mazlum ve çok mağdur durumda olduklarını söyleyen Dursun, "Bütün dünyanın bu sorunun çözümüne el atması gerekiyor. Bizlerde onları desteklemek durumundayız. Müslümanlar olarak bu üzerimize farzı ayndır. Filistin halkını desteklememiz, onların bu manadaki sıkıntılarına derman olmamız ve onlara her türlü maddi manevi olarak destek olmamız gerekmektedir. Zaman bu zamandır. Bütün Müslümanlar aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakarak güç birliği yaparak bu manada o mazlum ve mağdur Filistin halkının yanında olmak durumundadır." ifadelerini kullandı.

"Bu bir savaş değil, soykırımdır"

Siyonist işgal rejiminin şu an Gazze'yi ablukaya alarak su, elektrik, ilaç ve gıda ambargosu uygulayıp Filistinlileri açlığa mahkûm ettiklerine dikkat çeken Dursun, şunları söyledi:

"Bu bir savaş değil bir katliamdır, bu bir soykırımdır. Dolayısıyla savaş dedikleri bu soykırım ve katliamı yapan o güç odaklarının muvaffak olması mümkün değildir. Zira zulüm ile abat olunmaz. Maddi ve manevi olarak tüm dünya Müslümanları güç birliği yapmalıdır. Bu olay dünyadaki Müslümanların dirilişine ve uyanışına vesile olacaktır. İslam ülkelerinin de aklını başına alarak, güç birliği yapmaları ve mümince bir tavır içerisinde bu savaşı bitirmeleri ve oradaki o masumların dertlerine deva olmaları gerekiyor." (İLKHA)