Filistinli Yazar Naim: Direniş ayakta kaldığı sürece siyonistlerin rahatı yerinde olmayacak

Filistinli Araştırmacı-Yazar Muin Naim, 9 kardeş radyonun ortak yayınına (Radyo Urfa, Vuslat FM, Bingöl FM, Aksa FM, Çağrı FM, Botan FM, Serhad FM, Kervan FM, Cemre FM) katılarak Filistin'de yaşanan son gelişmelerle ilgili bilgi verdi.

İşgal rejiminin direnişe karşı koyamayınca Gazze'deki kadınları ve çocukları, bebekleri dahi öldürdüğünü söyleyen Naim, siyonistlerin ancak gaddarca saldırabildiğini belirtti.

Naim, Gazze'nin 40 kilometre uzunluğunda 8 kilometre genişliğinde olduğunu belirterek Türkiye'nin birçok ilçesinin Gazze'den daha büyük olduğuna dikkat çekti.

Birleşmiş Milletlerin sözde güvenli yerler diye ilan ettiği yerlerde ailelerin, çocukların vurularak şehid edildiğini ifade eden Naim, siyonistlere asla güvenilmeyeceğini söyledi.

Naim, "Eğer ümmetin liderleri veya ümmetin resmi rejimlerin başındakiler hala 'Birleşmiş Milletler' diyorsa, hala 'insan hakları' diyorsa ve ABD'nin Dışişleri Bakanının 'Ben bir dışişleri bakanı olarak değil Yahudi olarak buraya geldim.' diyorsa bu savaş bir siyasi, bir diplomasi savaşı değil bu bir din savaşı olduğunu dile getirdi.

Naim, "Filistin ve Gazze'nin direnişi daha bitmedi. Allah ve ümmet için olan kavgasının başındayız. Allah'ın izniyle bu ümmet adına başlayan izzetli ve şerefli direnişin sonucunda ümmetin kurtuluşu olacak. Sadece Filistin ve Kudüs'ün kurtuluşu değil ümmetin kurtuluşu olacaktır inşallah." dedi.

"Direnişe karşı koyamayınca bebekleri dahi öldürmeye başlamış durumdalar"

Bir avuç inanmış direnişine, dünyanın en gelişmiş ve en büyük füzeleriyle karşı koyamayan işgalcilerin gaddarca mazlumlara saldırdığını belirten Naim, "Gazze'nin ruhu Ayet-i Kerime ile anlatabilirim; 'Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanmışsanız mutlaka siz en üstünsünüz.' Allah'ın izniyle şu anda Filistin'de tüm haçlı ve kafir güçleri bir arada toplandı. israil işgal devletinin iddia ettikleri gibi dünyanın dördüncü ordusu olmasına rağmen ve dünyanın en gelişmiş teknolojisiyle bir avuç Müslümanı, bir avuç inanmış direnişine karşı binlerce askeri, uçak gemilerini, F-16 ile F-35'lerini, dünyanın en gelişmiş ve en büyük füzeleriyle direnişe karşı koyamayınca şimdi Gazze'deki kadınları ve çocukları, bebekleri dahi öldürmeye başlamış durumdalar; çünkü onlar ancak ve ancak böyle gaddarca saldırabiliyorlar." diye konuştu.

"Türkiye'nin birçok ilçesi Gazze şeridinden daha büyüktür"

Muin Naim

Gazze'nin Türkiye'nin birçok ilçesinden daha küçük olduğunu söyleyen Naim, "Filistin direnişi, mübarek 7 Ekim günündeki israil işgal devletinin hem 75 yıllık zulmünün karşılığını vermek için hem de israil işgal devletinin direnişi bitirmek için çok yakında başlatacağı büyük taaruzu önceden bilip direnişin bu operasyonu ile bertaraf edilmişti. Bu direniş Elhamdülillah ümmetin onuru ve gururu olmuştur. Şu anda Gazze'de neler olduğunu anlatmam lazım, insanların bunu hayal edebilmesi gerekiyor. 40 kilometre uzunluğunda 8 kilometre genişliğinde bir şeritten bahsediyoruz. Türkiye'de şehir dahi değil belki Türkiye'nin birçok ilçesi Gazze şeridinden daha büyüktür. Birçok ilçesi yoğunluk olarak Gazze'nin 10'da 1'i olmamasına rağmen ama alan olarak belki 3-5 katı. Allah'ın izniyle ümmetin gayesi, hedefi olan Kudüs'ün ve Aksa'nın kurtuluşuna manidar olacaktır." ifadelerini kullandı.

"Filistin'de ümmetin en önemli kalesi olan Gazze'yi yıkmaya çalışıyorlar"

Sözde BM'nin güvenli yer diye ilan ettiği yerlerde Müslümanların şehid edildiğini aktaran Naim şöyle devam etti:

"Şu anda Gazze'de, Gazze'nin yarısından fazla kuşatılması istendi ama buna rağmen Gazzeliler Cuma namazından sonra tüm bu risklere, tehditlere rağmen Cumalarına gittiler. Cuma'dan sonra yürüyüşler yaparak, 'Biz buradayız, bu sefer kimse yerinden gitmeyecek, kimse yurdundan edilmeyecek' diyerek direnişin arkasına çıktılar. Şu anda durumlar zor. Şartlar çok zor. Şehitlerimiz çok, yaralılarımız daha çok. Hastanelerimiz vuruluyor. Okullarımız vuruluyor. Bakın israil işgal devleti 'güvenli yerlere gidin' dedi. Giden aileleri o 'güvenli' yerlerde vurdular. BM'nin güvenli yerler diye ilan ettiği yerlerde aileler, çocuklar vuruldu. En son gelen bilgiye göre sadece BM'nin okullarında yaşanan olaylarda 10 öğretmenimiz ve 50'ye yakın çocuğumuz şehit edildi. Siyonistlere hiç güven olmaz.  Bunlar şu anda emperyalistlerin, siyonistlerin ve Hristiyan haçlıların gözü önünde Filistin'i, ümmetin gerçekten direnişini kırmaya çalışıyor. Filistin'de ümmetin en önemli kalesi olan Gazze'yi yıkmaya çalışıyorlar. Biz de diyoruz ki Allah'ın izniyle ümmet Filistin'e bu görevi verdiyse veya Gazze, Filistin ümmet adına bu görevi üstlendiyse Allah'ın izniyle sonuna kadar direnecek."

"Maalesef İslam ve Arap dünyasındaki tüm yöneticilerden hiç umudum yok"

İslam ümmetinin Gazze'deki Müslümanlara sahip çıkmamasına yakınan Naim, "Filistin'deki aileme veya dostlarıma ulaştığımda, çok zor ulaşıyoruz ama ulaşabildiğimizde bize 'Biz Allah'tan başka kimseden hiçbir şey istemiyoruz. Ümmet bizimle değil kendisiyle dursun.' diyorlar. Ümmet kendi görevini yapsın ki Allah'ın izninde 'O görevi yaptık Ya Rabbi.' diyebilsin. Yoksa biz görevimizi sonuna kadar yapıyoruz. Gazze ümmete değil, ümmet Gazze'ye bugün muhtaç. Direniş ümmete değil ümmet direnişe muhtaçtır. Aslında bizim kendimizi kurtarmamız için Gazze'deki, Filistin'deki direnişe destek vermemiz lazım. Maalesef İslam ve Arap dünyasındaki tüm yöneticilerden hiç umudum yok. Filistinli olarak söylüyorum Müslüman olarak da söylüyorum. Eğer ümmetin liderleri veya ümmetin resmi rejimlerin başındakiler hala 'Birleşmiş Milletler' diyorsa, hala 'insan hakları' diyorsa, ABD'nin Dışişleri Bakanı diyor ki 'Ben bir dışişleri bakanı olarak değil Yahudi olarak buraya geldim.' diyorsa o savaş bir siyasi, bir diplomasi savaşı değil bu bir din savaşıdır." şeklinde konuştu.

"Direniş ayakta kaldığı sürece siyonistlerin rahatı yerinde olmayacak"

Batı'nın işgalci siyonistlere destek çıktığını ama İslam aleminin 'Her iki tarafı sükûnete davet ediyoruz.' sözlerini sarf ettiğini belirten Naim, "Siyonistlerle haçlılar ortaklaşa birleşmişler ve İslam aleminin en önemli ve en güçlü kalesi olan Gazze'yi, Filistin direnişini kırmak istiyorlar. Biliyorlar ki o direniş ayakta kaldığı sürece siyonistlerin rahatı yerinde olmayacak. Direniş ayakta kaldığı sürece siyonist işgal devletinin bitmesinin riski var. Bugün ABD en büyük uçak gemisini Akdeniz'e sürmüş. Gazze'den bahsediyoruz. O uçak gemisinin 3 tanesini yan yana dizdiğiniz zaman Gazze şeridi kadar olur. Üstünde onlarca F-16, F-35 uçakları var. Fransa 'Ordumuz hazır.' diyor. Almanya 'İnsansız hava araçlarımız sizin hizmetinizde.' diyor. Hollanda dahi 'Biz ordumuzla, imkanlarımızla israilin yanındayız.' diyor ama İslam aleminin liderleri 'Her iki tarafı sükûnete davet ediyoruz, insan haklarına riayet etmelerine davet ediyoruz.' diyor." dedi.

"İşgalin bedeli ödenmediği sürece Filistin'deki zulüm bitmez"

"Gazze direnişi kırılırsa Mescid-i Aksa'nın vebali tüm İslam aleminin boynundadır" diyen Naim, şöyle devam etti:

"İşgalin bedeli ödenmediği sürece rahattır. İşgalin bedeli ödenmediği sürece Filistin'deki zulüm bitmez. Bugün israil işgal devleti hiçbir hak hukuk tanımadan çoluk çocuk, kadınları, hastaneleri, okulları vuruyorsa Filistin içindeki ve dışındaki tüm çıkarların tehcir edilmesi gerekiyor çünkü Filistin kan ağlarken ben BM'den barış bekleyemem. Filistin'de bebekler daha annesinin karnındayken kordonuyla birlikte şehid olurken ben BM'nin ya da Güvenlik Konseyinin emrini bekleyemem. Filistin'deki bu insanların hepimizin üzerinde hakkı var. Az önce ailemle görüştüm. Tek duyduğum laf şu; 'Biz büyük bir savaştayız. Allah bilir, bugün yaşıyorsak yarını bilmiyoruz ama eğer biz ölürsek Mescid-i Aksa'nın sorumluğu sizdedir. Mescid-i Aksa'nın vebali hepinizdedir.' diyor. Bunu da soruyorum, eğer yarın ya da öbür gün ya da birkaç gün ya da birkaç hafta, ay sonra Allah korusun, Gazze direnişi kırılırsa Mescid-i Aksa'nın vebali tüm İslam aleminin boynundadır. Mescid-i Aksa'daki, Filistin'deki tüm zulmün vebali ümmetin boynundadır."

Naim son olarak şunları söyledi:

"Selahaddin Eyyubi hesaplarlar yapsaydı bugün Mescid-i Aksa'yı kurtarmazdı. Fatih Sultan Mehmet hesap kitap yapsaydı İstanbul'u fethedemezdi. Allah'u Teala onlar kadar güçlü olduğunuz sürece onlara karşı çıkın demedi. Siz yapabildiğiniz kadar gücü hazırlayın, ondan sonra kalan Allah'adır. Siz seferden sorumlusunuz, zafer Allah'ındır dedi." (İLKHA)