Bilim ve teknolojinin hızla gelişmesinin ardından ortaya çıkan sosyal medya ve dijital platformların, cihazlarda bulunan kameraların tehlike saçtığına dikkat çeken Daban, anne babaların bu tehlikeye karşı çok dikkatli olması gerektiğini kaydetti.
İLKHA muhabirine konuşan Davranış Bilimleri Uzmanı ve Eğitimci Korkut Daban, dijital platformları, oyunları, cihazları pazarlayan ve bundan menfi çıkar oluşturan yapıların tek hedeflerinin bireysel bilgileri toplamak olduğunu vurguladı.
"Zaman ve süre kısıtı mutlaka olmalıdır"
Kullanılan dijital alanların, platformların kontrolünün tamamen kullanıcıda olmadığını ve her geçen gün bu tehlikenin büyüdüğünü söyleyen Daban, "Son yıllarda dijital platformların devreye girmesiyle beraber kontrol mekanizması çok ciddi bir şekilde bizlerin yani insanların ellerinden çıkmak üzeredir. Zaman zaman bilgisayar kullanırken, biliyorsunuz uzaktan kontrol olayı vardır. Teknik olarak kullanıcı bırakır, karşı taraf o bilgisayarın kontrolünü eline geçirir. Özellikle genç kardeşlerimizin, çocuklarımızın, ergenlerimizin telefon, bilgisayar, tablet yani tüm teknolojik aletleri kullanırken kontrolsüz bir şekilde hareket ettiklerine tanık oluyoruz. Bu kontrolsüzlüğün önüne geçmenin tek yolu dijital araçların dengeli olarak kullanılmasıdır. Bunun için zaman ve süre kısıtı mutlaka olmalıdır." diye konuştu.
"Menfi çıkar oluşturan yapıların tek hedefleri vardır, bireysel bilgileri toplamak"
Sosyal medya ve eğlenceli vakit geçirme adına üye olunan dijital platformların kişisel verileri topladığına ve kullandığına vurgu yapan Daban, "Çocuklarımız bilmeden, boş vakit geçirmek adına özellikle tatil dönemlerinde, geniş zamanlarda oturup telefon veya bilgisayarda oyun oynayabiliyorlar. Dijital platformlar veya bu oyunları kullanan ve yazılımını gerçekleştiren, bunun üzerinden herhangi bir şekilde menfi çıkar oluşturan yapıların tek hedefleri vardır, bireysel bilgileri toplamak. Bugün birçok yerde karşılaşıyoruz, telefonla ilgili elinizde herhangi bir konuda konuşurken, telefon ekranında eğer yemekten bahsediyorsanız yemekle ilgili bir görsel çıkıyor. Bireysel fotoğrafların yani kişilerin kendine ait fotoğrafların, görsellerin hatta videoların hiç olmadık ve umulmadık mekanlarda karşımıza çıktığını görüyoruz." şeklinde konuştu.
"Kamera kullanımına çok dikkat etmemiz gerekmektedir"
Dijital alanda maruz kalınan durumların sosyal hayata olumsuz yansımalarının etkisini azaltmak için tedbir alınması gerektiğini ifade eden Daban, "Son zamanlarda sürekli şiddete dair haberler okuyoruz, sürekli şiddet olayları ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunların hiçbirinin tesadüfî olmadığının aslında tezahürüdür yani bir yansımasıdır. Bu noktada yapmamız gereken öncelikle kamera kullanımına çok dikkat etmemiz gerekmektedir. Neden? Kamerayı bir türlü tanımlayamadık. Biz, kameranın aslında ne olduğunu bilmiyoruz ya da unuttuk diyelim. Peki, soruyorum sizlere, tüm ebeveynlere, bakın sadece genç kardeşlerimize değil. Evlerimizin pencerelerinde neden birden fazla perde var? Güneşlik, gölgelik dediğimiz çok farklı şekillerde. Ev hanımları bunu daha iyi anlayacaktır çünkü dışarıdan bakıldığı zaman gerek gündüz gerekse de gece içerinin görünmemesi içindir. Kullanmış olduğumuz teknolojik aletlerin kameraları, telefonlar veya bilgisayarların kameralarının açık olması demek sadece sizin değil, sizin arka planınızın da açık olması demektir. Aslında biraz dikkat edecek olursak, harem hayatınızı dışa açmaktır." ifadelerini kullandı.
"Bu video oyunlarının dünyanın birçok büyük ülkesi tarafından yasaklandığını biliyor muyuz?"
Davranış Bilimleri Uzmanı ve Eğitimci Korkut Daban
Dijital bilgi blokelerinin ileri bir zamanda kişiye karşı kullanılabileceği ve bilinçsiz kamera kullanım tehlikesine karşı uyarılarda bulanan Daban, sözlerine şöyle devam etti:
"Sizinle ilgili bütün bilgiler toplanıyor, şahsınıza, çocuklarınıza, ev ve aile yaşantınızı ait her şey orada bloke ediliyor. Bir süre sonra bu bilgileri size karşı kullanıyorlar. Kısa video üzerinden, eğlenceli video adı altında kamuoyuna yansıtıyorlar. Bu video oyunlarının dünyanın birçok büyük ülkesi tarafından ki Amerika, Birleşik Krallık, Hollanda, Kanada, Yeni Zelanda, Hindistan, Kuzey Amerika, Avrupa, Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde devlet tarafından yasaklandığını biliyor muyuz? Biz kameramızı, mikrofonumuzu açtığımız zaman evimizin dış kapısı değil, iç kapısı, en mahrem dediğimiz mahrem odalarımızın da dışarı servis edilmesi demektir. Evimize, hiç tanımadığımız insanları bırakın içeri almayı misafir etmiyoruz. Öyle değil mi? Özel hayatta kimlerle görüşüyorsanız yakın çevrenizdeki bunlar kimdir? Eş, dost, birinci derece akrabalarımızdır. Bunun dışında bir çok insan evimizin içini bilmezken, bugün bu oyunlar, kullanılan dijital platformlar sayesinde farkında bile olmadan evimizin en ücra köşesini dahi bu insanlara servis ediyoruz. Daha sonrasında karşılaştığımız arızi durumlar, bizleri ister istemez olumsuz tecrübelerle karşı karşıya bırakıyor."
"Güvenlik ve kontrol mekanizmasını anne babaların oluşturması gerekiyor"
Dijital platformlardaki tehlikelere en çok çocukların maruz kaldığını ve anne baba tarafından oto kontrol mekanizması oluşturulması gerektiğini kaydeden Daban, şunları kaydetti:
"Özellikle genç ebeveynlerin yani küçük kardeşlerimizin, çocuk dediğimiz statüdeki kardeşlerimizin mutlak suretle anne baba kontrolünde bu tür oyunları oynamaları gerekiyor. Neden? Genç kardeşlerimiz kendi iç dünyasında kapandığı zaman bir ekranla karşı karşıya kalıyor ve ekranda gelen herhangi bir talebe, bir tuşa dokunmak suretiyle evet diyor ve kabul ediyor. Genç kardeşimiz neye evet dediğini de bilmiyor. Bunun için şunu yapacağız, filtre sistemi diyoruz. Filtre sadece teknolojik anlamda yapılmaz, bugün anne babaların mutlak surette çocuklarının oynadığı oyunların türlerini, çeşitlerini, isimlerini bilmeleri, oyunun içeriği hakkında genel anlamda bilgi sahibi olması gerekir. Dijital platformlarda ve oyun alanlarında bir üst mekanizma, bir kontrol mekanizması olmadığı için burada güvenlik ve kontrol mekanizmasını anne babaların oluşturması gerekiyor. Anne babaların da çocuklarını yaş gruplarına göre kategorize etmelidir. Sorumluluk sahibi olmamış olan, 13-14 yaşına kadar çocuk sosyal medyaya girmesi sakıncalıdır. Biz kalkıp 8-10 yaşındaki çocuğumuza da hesap açabiliyoruz. Burada anne babalara büyük görev düşüyor. Çocuklar asla tek başına bir odada telefon veya bilgisayarla oyun oynamak suretiyle karşı karşıya kalmamalıdır. Bilgisayar salonda olmalıdır. Anne baba gerekli güvenli ortamı ve sessizliği sağlamalı. Dış ses çok fazla olmamalı, bu ders çalışırken de geçerli, oyun oynarken de geçerlidir."
"Alışkanlıkların sağlıklı bir şekilde, davranış olarak çocuklarımıza anlatılması ve aktarılması gerekiyor"
Bilinçli dijital platform kullanıcılarının oluşmasında çocuklara verilecek değerler kavramlarının önemine değinen Daban, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuğunuz sokakta, park veya bahçede oynarken, anne baba ne yapar? Kenarda oturur, göz ucuyla çocuğu takip eder. Biz, buna genelde uzaktan takip diyoruz. Aynı şekilde ev içerisinde dijital platformlarda, bu bilgisayar olur, telefon olur bunlarla karşı karşıya kaldıklarında anne babanın mutlaka göz temasında olması lazım. Yani şöyle düşünebilirsiniz, arka planda çocuğunun nelerle muhatap olduğunu görmeliyiz. Mutlaka, ekranın arkasında tıpkı bir kameraman gibi neler yaşandığını, neler oynandığını bilmelisiniz. Çok affedersiniz, bazen çocukların anlamadığı şekilde subliminal mesajlar veriliyor ki çocukların bilmemesi gereken. Çok özür dilerim, cinsellik içerikli, şiddet içerikli ve buna mukabil çocuğun gelecek ruhsal yapısını etkileyecek, çok ciddi olumsuzluklarla karşılaşıyoruz. Çocuk bilgisayar veya telefona her oyunu indirmemeli. O indirilmiş olan oyunların da mutlaka bir süzgeçten bir filtreden geçirilmesi lazım. Genel ahlak kurallarına, aile terbiyesine, değerlerimize uygun olup olmadığına dikkat etmeliyiz. Siz başlangıçta çocuğa mahremiyet kavramını, değerler kavramını ve ahlaki birtakım yüklemeleri yaparsanız ve oyunun sakıncalı olduğunu veya o çizgi filmi izlememesi gerektiğini anlattığınız takdirde, çocuk bunu anlayacaktır. Alışkanlıkların sağlıklı bir şekilde davranış olarak çocuklarımıza anlatılması ve aktarılması gerekiyor. Bu şekilde bir uygulamayla çocuklarımızı kontrol altına almak, sağlıklı birer dijital platform kullanıcısı olarak yetiştirmek mümkün olacaktır." (İLKHA)