Sanayi Esnafı: Kalifiye eleman bulmakta zorlanıyoruz

Sanayi esnafı, kalifiye eleman bulmakta zorlanınca birçok meslek son ustaları ile tükenme aşamasında. Şanlıurfa sanayisinde yetiştirecek eleman bulmakta zorlanan ustalar bu konuda aile ve işverene büyük sorumluluk düştüğünü söyledi.

Ekleme: 03.10.2023 17:30:05 / Güncelleme: 03.10.2023 18:03:49 / Röportaj / Şanlıurfa Haberleri
Destek için 

Sanayide birçok meslek ustaları, kalifiye eleman bulmakta büyük zorluklar yaşıyor.

Aileler çocuklarının sanayi ortamında yetişmesini istemiyor. Herkes evladının masa başı mesleklerde eğitim görmesini arzuladığı öngörülüyor. Böyle olunca okumak isteyen ve okumak istemeyen öğrencilerin vakti okullarda geçiyor.

Sanayi Sitesinde işyeri bulunan ustalar, ailelerde tercihlerin değiştiğini, çocuğunun meslek öğrenme önceliği yerine para kazanma önceliğinin getirildiğini kaydetti.

Ustalar, çocuğunu sanayiye getiren ailelerin sıklıkla kullandığı "eti senin kemiği benim" deyimi yerine artık ne kadar maaş vereceklerini öğrenmek istediklerini, bu durumunda kalifiye eleman yetiştirmenin önündeki en büyük engel olduğunu vurguluyor.

"Eleman sıkıntısında Ailenin etkisi çok fazla"

Mustafa Bagış

Sanayiye gelen çocukların zorluğu görünce bırakıp kaçmasından yakınan Mustafa Bagış, "Zorluk olmadan rahatlık olmaz, bu bir gerçek. Aileler evlatlarını el üstünde tutuyor bu şekilde büyütüyor. Çocuk sanayiye gelip zorluğu ve stresi gördüğü zaman işi bırakıp kaçmaya çalışıyor. Ailesine 'bana hakaret ediyorlar' veya 'beni dövüyorlar' diye yalan söylüyor, Aileler de çocuğun arkasında durduğu için çocukta ne okul bilinci kalıyor ne de esnaflık bilinci. Bu hepimiz açısından büyük bir problem. Esnaf olarak ben eleman sıkıntısı yaşıyorum ve diğer esnaf arkadaşlar için de bu durum mevcuttur. Evvela esnafın, elemanını kendi evladı gibi yetiştirmesi gerekiyor. Kendi evladına nasıl davranıyorsa başkasının çocuğuna da o şekilde davranması lazım. Kendi bilgisi kadarını aktaracak elemana. Ağaç su verdikçe yeşerir. Hepimizin yaşadığı en büyük problem ailenin 'oğlum geç geldi veya erken gitti' demesi. Hâlbuki evladı buraya gelmeyip dışarıda köşe başlarında ya sigara ya da uyuşturucuya bulaşıyor. Anne ve babanın etkisi bizde çok fazla. Hâlbuki biz burada sigara içmesinler diye kendi çabamızla zorluyoruz. Psikolojik veya şiddet olarak kesinlikle müdahale etmiyoruz. Küfrü kabul etmeyiz, dinini yaşasın, esnaflığı yaşasın veya okula gidiyorsa okulunu da yaşasın." şeklinde konuştu.

"Hiçbir usta yanında yetiştirdiği çocuğun hırsız olmasını istemez"

Çocukların kötü yola düşmesindense gelip bir meslek sahibi olması gerektiğini belirten Bagış, "Aileler, 'oğlum geç geldi yatsın, erken gitmesin' veya 'bugün soğuk işe gitmesin' diyerek çocuğu şımartarak kendileri bozmuş oluyor. Hiçbir usta yanında yetişen bir gencin hırsız veya uyuşturucu bağımlısı olmasını istemez. Sanayi ortamı böyle. İsterseniz çok güzel bir esnaf çıkar ortaya istersen de çokta kötü bir insan çıkar. Bunu sağlayan da ailedir. Aile bir yandan baskı uygularsa usta bir yandan baskı uygularsa sonuç bu olur. Birçok aile çocuklarını buraya getirdiklerinde ben de kabul ediyorum. Gelsinler kötü yola düşmektense buraya gelip esnaflığı ve gerçek hayatı öğrensin. Okul hayatı kitaptan ibaret. Kitap veya ödev bittimi hayatı bitiyor ama burada öyle bir şey yok. Gerçek hayatta çocuk nasıl konuşacağını nasıl davranacağını veya bir esnafla nasıl muhatap olacağını burada görmüş olur. Bunu anne de sağlayamaz baba da. Anne ve baba faktörü olduğu için şu an sanayide eleman yetişmiyor." diye konuştu.

"Eti senin kemiği benim"

Mustafa Akgün

Şu anda gelen elemanların ve ailenin önceliğinin para olduğunu söyleyen, Mustafa Akgün, "Sanayide eleman sıkıntısı çekiyoruz. Sebebini şuna bağlıyorum, eskiden çocukları okutmazlardı ama şu an okutuyorlar. Piyasada Suriyeli tamirci çok, ayrıca aşağı sanayi esnafı mağdur durumda. İş yerlerimiz yok ve iş yeri olmadığı için tamire basit araçlar geliyor. Yukarı sanayide olsak yüksek model araçlar gelir ve gelen müşteriler için rahat bir oturma alanımız olur, onlarla daha güzel ilgileniriz ve daha kaliteli iş çıkartırız. İmkânlar bu şekilde kısıtlı olduğu için elimizden gelen bu. Aileler çocuklarını göndermiyor şu an. Eskiden bir ustaya eleman götürüldüğünde ustaya 'Eti senin kemiği benim ' derdi ama şu an o kalmadı. Şu anda 'ne kadar haftalık vereceksin' diyorlar. Aileler de kendilerince haklı tabi. Şu anda bütçe sıkıntısı çekiyoruz. Yüksek maaş veremediğimiz için de eleman sıkıntısı çekiyoruz." dedi.

"Kalifiye eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz"

Mustafa Tekbalık

Ailelerin çoğu zaman çocuklarının okuyup masa başı bir işe sahip olmasını istediğini dile getiren Mustafa Tekbalık, "Sanayilerde genel olarak düşünürsek eleman sıkıntısı yaşanıyor. Aslında ham dediğimiz yeni işe başlayan çıraklarda sıkıntı yok ama kalifiyeli eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Batıda tabii ki buraya göre değişkenlik gösterebilir. Batı tarafında aileler çocuklarını sanayiye göndermiyor. Bizim bölgemizde mevsimlik işçi olduğu için gelir seviyesi düşük aileler  meslek sahibi olması için çocuklarını sanayiye gönderiyor. Aileler, 'çocuklarımız okusun masa başı bir işi olsun' diye uğraşıyorlar. Ben şahsen üniversite okuyanlara 'Kamufle edilmiş işsizler ordusu' terimini kullanıyorum. Üniversite okuyanların yüzde 90'ı boşta geri kalanı ancak mesleğini icra edebiliyor.  Şahsen ben bir çocuğun okumaktansa meslek sahibi olmasını daha uygun görüyorum. Çünkü mesleğini öğrendikten sonra alıştıktan sonra hem cebine harçlık giriyor hem de bileziğini koluna takmış oluyor. Okula bakacak olursak cebinden para veriyor ve okulu bitirdikten sonra mesleğini icra edemiyor. Ben şahsen sanayiye gitmesini tavsiye ederim." diye ekledi. (İLKHA)

İlgili Galeriler