İslam dininin tüm insanlığa ulaşmasında Hazreti Muhammed'in (Aleyhissalatü vesselam) tebliğ yönteminin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, Hazreti Muhammed'in insanlığa çok şey kazandırdığına dikkat çekti.
Altıntaş, "Hazreti peygamber demek, bana göre insanlık ufkunda gelmiş olan en yüce insan nasıl olması gerekiyorsa, o insanlığı temsil eden bir varlık olarak aklımıza geliyor." dedi.
"Modelleyeceğiniz bir insan varsa onu örnek alın"
Peygamber Efendimiz bizim için yol gösterici bir kılavuzdur. Bir ayette zaten öyle anlatılır: 'Allahın Resulünde sizin için güzel bir model vardır.' Modelleyeceğiniz bir insan varsa onu örnek alın. Siz iyi bir baba olmak istiyorsanız Peygamber gibi olun, iyi bir devlet başkanı olacaksanız Peygamber gibi olun, iyi bir eş olacaksınız Peygamber gibi eş olun, onun hanımlarıyla ailesi ile olan ilişkilerine bakarak olun, eğer siz bir yardımsever olacaksanız Peygamberimiz gibi yardımsever olun. Dolayısıyla Hazreti Peygamber demek, bana göre insanlık ufkunda gelmiş olan en yüce insan nasıl olması gerekiyorsa o insanlığı temsil eden bir varlık olarak aklımıza geliyor." diye konuştu.
"İnsan hakları alanında çok temel evrensel ilkeler getirdi"
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Hazreti Muhammed'in insanlığın kurtuluşu için bir mücadele ortaya koyduğuna vurgu yapan Altıntaş, "O peygamber Aleyhisselam kendisi için yaşamadı, ümmeti için, insanlığın kurtuluşu için yaşadı. İnsanlığa evrensel ölçekte, insan hakları alanında çok temel evrensel ilkeler getirdi. Hele hele de günümüzde ırkçılığın yaygın olduğu bir dünyada, ırkçılıkla nasıl mücadele edeceğimizi anlattı. Günümüzde savaşların, kargaşaların yaşandığı bir dönemde bize barışı anlattı. Eğer dünyada bir adaletsizlik, küresel bir adaletsizlik varsa bize adaleti ve hayatın her alanında adil olmamız gerektiğini öğretti. Eğer bu dünyada kadınlarımıza, kız çocuklarımıza karşı ayrımcılık yapılıyorsa o dedi ki: 'Kadınlara karşı ayrımcılık yapmayın, kızlara karşı ayrımcılık yapmayın hatta sevginizde bile adaleti gözetin.' İnsana öyle değer verirdi. İnsan onurunu koruyabilmek için o getirdiği temel ilkelerin felsefesinde bu vardır. Peygamber'in anlattığım tüm bu yönlerine daha çok muhtacız, insanlık daha çok muhtaçtır ve yeter ki bizler insanlığa İslam'ın bu güzel yüzünü anlatalım." şeklinde belirtti.
Hazreti Muhammed Alehisselam'ın insanları İslam dinine ikna ve hoşgörü yöntemiyle davet ettiğini kaydeden Altıntaş, özellikle topluma liderlik eden herkesin Hazreti Muhammed Alehisselam'ın davet ahlakını dikkate almaları gerektiğini belirtti.
"İnsanlık tarihinde ilk defa bir anayasa hazırladı"
Veda Hutbesinin dahi okunduğunda Peygamberin varoluş amacının ne olduğunu anlaşılacağını ifade eden Altıntaş, "Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatü vesselam) Medine'ye geldiği zaman, Medine aydınlanmış şehir adını aldı, 'Medine'yi Münevver' oldu. Orada bir cami ile işe başladı Peygamberimiz. Tabi Medine'de sadece Müslümanlar yaşamıyordu, gayrimüslimler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve başka inanç grupları da vardı. O (Hazreti Muhammed) bir kardeşleştirme projesi ortaya koydu ve buna 'ümmet' dedi. İnsanlık tarihinde ilk defa bir anayasa hazırladı, adına da 'Medine Vesikası' adı verildi. Burada Peygamberimiz Alehisselam barışı tesis etti ve farklı dinlerden, renklerden insanlar yaşıyordu. Bu topraklarda beyazı, siyahı, sarısı vardı ve hiçbir zaman ırk ayrımı yapmadı. Kavimlerine göre insanları ayırmadı, onları iman kardeşliği çerçevesinde birleştirdi, barıştırdı ve bir barış ortamı tesis etti. İslam dünyasında da bütün liderlerin bütün İslam Cemaati liderlerinin bulundukları topraklarda, özellikle Müslümanlar arasında böyle ayrımcılık yapmadan, barışı ve kardeşliği temin etmeleri, tesis etmeleri gerekmektedir." diye kaydetti.
"İslam dininin bir rasyonel boyutu, bir estetik boyutu bir de duygusal boyutu vardır"
"Müslümanların nerede olursa olsun barışın temsilcileri görevlerini ifa etmeleri ve hakemlik rolünü oynamaları gerekiyor" diyen Altıntaş, şunları kaydetti:
"Eğer bunları yapabilirsek, inanın İslam tek başına bütün kıtalarda zafer kazanacak, o soğuk gönülleri sıcak bir iklime dönüştürecek, dünyamız yaşanılır bir dünya haline gelecek, bu savaşlar bu kargaşalar bu kavgalar bu adaletsizlikler son bulacaktır. Yeter ki biz İslam'ı sahih kaynaklardan, Kur'an'dan ve Hazreti Peygamber'in sünnetinden doğru bir şekilde öğrenelim. Unutmayalım ki Peygamberimiz bize dinin üç veçhesini dile getirdi. Bir dinde eğer bu üç boyut olmazsa biz İslam'ı yanlış anlamış, eksik anlamış olabiliriz. Dinin bir rasyonel boyutu, bir estetik boyutu, İslam dininin bir de duygusal boyutu vardır. Bu boyutlarda eğer İslam'ı anlatılır ve yaşanır ise bütün bir insanlık gönlünü İslami açacaktır. İşte bu Mevlid-i Nebi haftası Peygamber Aleyhisselam'ın getirdiği değerleri bir bütün olarak kavrama da bize çok güzel bir fırsat veriyor." (İLKHA)