Şiddetli endişe nedeniyle okula gitmeyi ısrarla istememe durumunun okul fobisi, okul korkusu olarak adlandırıldığını belirten Altunel, okul fobisi sıklıkla okula başlama yaşı olan 5-7 yaşlarında ortaya çıktığını ancak bazen yaşı ilerlemiş çocuklarda da okul fobisinin mümkün olduğunu aktardı.
Okul fobisine karşı uyarılarda bulunan Altunel, İLKHA muhabirine önemli bilgiler verdi.
“Okul korkusu çocuğun okula duygusal olarak kaygı, korku ve ağlama şeklinde gösterdiği tepkilerdir”
Okul fobisi hakkında bilgi veren Altunel, “Okul korkusu okul fobisi olarak da geçer. Çocuğun okula duygusal olarak kaygı, korku ve ağlama şeklinde gösterdiği tepkilerdir. Bu tepkiler psikosomatik tepkilerde olabilir. Yani çocuğun ruh sağlığının bedene yansıması şeklinde de olabilir. Karın ağrısı, baş ağrısı ve kusma gibi davranışları çocuklar sergileyebiliyor. Genellikle kreşlere başlayan ya da ana sınıf ve birinci sınıflara başlayan çocuklarda daha yaygın görüyoruz ancak diğer basamaklarda da çocukların bunları yaşadığını görmekteyiz.” dedi.
“Anne baba çocuğun yerine her görevi yaptıysa okul çocuk için zor olabilir”
Uzman Psikolojik Danışman Dr. Melek Altunel
Okul korkusunun sebebi hakkında da konuşan Altunel, şunları aktardı:
“Çocuğun okula hazır olması duygusal anlamda da önemlidir. Fizyolojik gelişimi yaşının yanında önemlidir. Anne babaya çok bağlıysa anne baba çocuğun yerine her görevi yaptıysa okul çocuk için zor olabilir. Çünkü okul aynı zamanda sorumlulukların ve görevlerin olduğu bir bütündür. Çocuğun buna zorlanması evdeki hazırbuluşlukla ilgilidir. Çocuk anne babasını ağlayarak okulda olumsuz davranışların olduğuna dair ikna etmeye çalışır. Çocuğun ilkokul birinci sınıf ya da ana sınıfında olduğu için diğer çocukların okula alışmışlıkların dışında yabancılığı olduğu için başka çocuklar tarafından bazı durumlarda zorbalığa uğramadan kaynaklanan korkular da oluşabilir. Buna da önem vermek ve dikkat etmek böyle bir durumun olup olmadığını göz ardı etmemek gerekiyor.”
“Öğretmenin çocukla olan iletişimi çocuğun okula uyumunu sağlamada en önemli faktörlerden bir tanesidir”
Öğretmen ile iletişimin önemine de değinen Altunel, “Öğretmenin çocukla olan iletişimi çocuğun okula uyumunu sağlamada en önemli faktörlerden bir tanesidir. Çocuğun hazırbuluşluğunu anne baba ve çevre tarafından hazırlanmasını nasıl oluşturabiliriz? Bunu nasıl geliştirebiliriz? Öncelikle çocuğun sosyalliği önemlidir. Evden hiç çıkmayan, arkadaş çevresinde oynamayan, arkadaş arasında oyun olarak ya da başka farklı etkinliklere gitmeyen çıkmayan çocukların okul fobisini daha fazla yaşadığını görüyoruz. Çünkü çocuk evden çıkmayarak kendisine evde bir dünya oluşturmuştur. O an için çocuk orada mutlu iken gelecekte bu çocuk için dezavantaja dönüşebilir. Çünkü okul sadece eğitim alanı değil sosyal gelişimin arkadaş ilişkilerinin de kurulmasının öğrenildiği en önemli sistemlerden bir tanesidir.” ifadelerini kullandı.
“Çocuklar evde görev ve sorumlulukları olmadığında okulda dersler zorlaşmaya başladığında okula gelmek istemeyebilirler”
Son olarak Altunel, “Bu doğrultuda okula gitmekte tedirgin olan, korkan çocukların anne babaları tarafından desteklenip öğretmenleri ve rehberlik servisi ile iletişime geçmesi önem arz etmektedir. Tabi bu diğer sınıflarda da olur. Bunların sebepleri neler olabilir? Çocuklar evde görev ve sorumlulukları olmadığında, okulda dersler zorlaşmaya başladığında okula gelmek istemeyebilirler. Bu anne babalar tarafından çoğu zaman fark edilmeyip hastalık olarak da adlandırılabilir. Mesela çocuğun ateşi yükselir. Yani kaygı düzeyi o kadar yüksektir ki vücuduna bunu yansıtabilir. Ama anne babanın kararlı tutumu öncelikle 'hadi bugün gitmesin yarın gitsin yarın gitmesin öbür gün gitsin' gibi ertelememesi çok önemlidir. Çünkü her erteleme bu olayın daha da uzamasına neden olur. Bu olayın uzamaması için o konunun o sistem içerisinde zamanında halledilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda da burada bu işin bitmesinin önemli olduğu anne babaların kabul etmesi ve bu doğrultuda çabalamaları gerekir.” diye konuştu. (İLKHA)