Anadolu'da günlük yaşamla iç içe geçmiş bir meslek olan kalaycılık artık kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında sayılıyor.
Bir zamanların gözde mesleği olan kalaycılığı dört kuşaktır devam ettiren 65 yaşındaki Hulusi Deveci, kaybolmaya yüz tutan kalaycılığı oğlu ile beşinci kuşağa aktararak sürdürüyor.
Deveci, İLKHA muhabirine, yaklaşık 55 senedir kalaycılık mesleğini sürdürdüğünü söyledi.
Bakır kaplarda pişen yemeklerin daha sağlıklı olduğunu dile getiren Deveci, boyalı tencerelerden vatandaşların kesinlikle uzak durmaları uyarısında bulundu.
Yaptığı kalaycılık mesleğinin, hayata dair kendisine birçok şey kazandırdığının altını çizen Deveci, kalaycılık mesleğinin önemli bir meslek olduğunu anlattı.
"Bir meslek yapılmadımı ona kuşak verilmez"
Hulusi Deveci
Yıllar içerisinde birçok çırak yetiştirdiğini belirten Deveci, "1958 Adana Kozan doğumluyum. Yaklaşık 1970 yılından bu yana baba mesleği olan kalaycılık ve bakırcılık mesleğini yürütmekteyim. 45 yıl Kozan’da 10 seneden bu yana da Adana’da yaklaşık 55 senedir kalaycılık yapıyorum. Ben ailede dördüncü kuşağım. Bir tane de oğlum var, beşinci kuşak. Bir meslek yapılmadımı ona kuşak verilmez. Güzel Adanamıza burada hizmet ediyor, bu bakır kapları kalaylıyoruz.” diye konuştu.
"Ürünler dört aşamada kalaylanır"
Ürünlerin 4 aşamada kalayladıklarını dile getiren Deveci, "Onarım, bakım işlemi ve ocakta kalaylanması ve yamukları düzeltiyoruz. Bir kabı ne kadar güzel kalaylarsan kalayla, yamuk olduğu zaman üstünde onu çirkin gösterir. Onun için biz ona işleme diyoruz yani doğrultma işlemi." dedi.
"Bakır şu an Türkiye'de altın çağını yaşıyor"
Adana’nın sıcağında kalaycılık mesleğinin zor geçtiğini vurgulayan Deveci, "Ocaktaki ateş 380 derece artı Adana'nın da 40 derece sıcaklığını hesap ederseniz, yaklaşık 420-430 derecede güzel Mevlamın yardımı ile sürdürüyoruz bu mesleği. Zaman geldi bakır pahalandı kaliteye bindi. İnsanlar bakırın ne kadar faydalı olduğunu bildi. Şimdi tekrardan bakıra hücum ediyorlar. Bakır şu an Türkiye'de altın çağını yaşıyor." şeklinde konuştu.
"Ağa kızı annemi, babam kalaycı olduğu için vermişler"
Çocuklarını mesleğinde kazandıklarıyla okuttuğunu söyleyen Deveci, “Şimdi Türkiye'nin önde gelen ilk üç ustasından biriyim. Biz ustalar birbirimizi tanıyoruz. Kalaycılık geçekten çok güzel bir meslek. Benim annem ağa kızıymış. Babam bakırcı, kalaycı ustası olmasaymış annemi babama vermezlermiş. Babam bana öyle dedi. Babam, 'Ben usta olmasaydım oğlum, annenin durumu çok iyiydi, anneni bana vermezlerdi' dedi. Bakırcılık yiğit, çok güzel bir meslek." ifadelerini kullandı.
Kalaycılık mesleğinde de alttan yetişen çırak sorunu olduğunu fakat bunun aşılabilecek bir şey olduğuna işaret eden Deveci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz Yavuz Selimlerin, Fatih Sultan Mehmet Han'ların torunlarıyız. İstedikten sonra nasıl Mehmet Fatih Sultan Han karadan gemileri çıkartmış, İstanbul'u fetih etmişse, biz istedikten sonra kalaycı yetişiriz. Halep ordaysa arşın burada. Bakınız çırak geleli daha 15 gün olmadı, burada tava ve sahan kalaylıyor. Biz o neslin torunlarıyız, istedikten sonra akşamdan sabaha usta yetiştiririz Allahın izniyle.” (İLKHA)