Eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı yürüyebilmesi için öğretmen, öğrenci, veli ve idare unsurlarının istişare içerisinde birbirine destek vererek süreci yürütmesi gerektiğini belirten Eğitimci Murat Dalkılıç, ev ve okul ortamındaki görev ve sorumluluklara dikkat çekti.
Yaklaşık 10 gün önce başlayan 2023-2024 eğitim öğretim yılının öğrenci, öğretmen ve velilere hayırlı olması temennisinde bulunan Dalkılıç, "Bu yıl yaklaşık 20 milyonu aşkın öğrencimiz bir milyondan fazla öğretmenimiz tarafından yetiştirilmektedir. Bu hayati bir mesele olduğu gibi kolay bir iş de değildir. Eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı yürüyebilmesi için öğretmen, öğrenci, veli ve idare unsurlarının istişare içerisinde birbirine destek vererek süreci yürütmesi gerekir." dedi.
"Elimizde 'inancımız' gibi yeterli bir kaynağımız var"
Eğitimin asıl amacının iyi ve donanımlı bir insan yetiştirmek olduğuna vurgu yapan Dalkılıç, "Geleceğimizi maddi açıdan kalkındırma ve manevi yönden huzurlu bir geleceğe sahip olabilmek için öğrencilerimizin hem maddi hem manevi yönden yetiştirilmesi gerekir. Eğitim felsefesi ve müfredatı ile kitapların yazımı dikkate alınarak yapılmalı. Yani öğrencilerimiz hem ilmi hem de ahlaki yönden yetiştirilmeli. Öğrencilerimiz için sadece öğretmen veya doktor gibi meslek sahibi olması değil, iyi ve ahlaklı insan profili için de hedefimiz olmalıdır. Bunun için elimizde inancımız gibi yeterli bir kaynağımız var." ifadelerini kullandı.
Dalkılıç, "İnanç değerlerimiz, kadim medeniyet kodlarımız, birikimlerimiz ve kazanımlarımız açısından çok avantajlıyız. Eğer bu avantajlarımızı kullanabilirsek öğrencilerimizi tüm dünyaya örnek olabilecek şahsiyetler yetiştirebiliriz. Bu konuda öğrenci ve velilerimizi yapması gerekenler var. Öncelikle öğrencilerimiz temiz, kıyafetleri düzgün ve bir öğrenciye yakışır şekilde okula gelmeli, ders anlatan öğretmenlerini dinlemeli, notlarını alarak evde tekrarını yapmalıdır." şeklinde konuştu.
Bilimsel olarak yapılan araştırmalarda öğrencilerin ilk bilgilerin yüzde 85'ini unuttuğunu, edilen tekrarla bunun yüzde 80'inin kalıcı hale geldiği tespitini paylaşan Dalkılıç, evde yapılan ders tekrarının önemine vurgu yaptı.
"Öğrencinin ders çalışmasını zihnen etkileyen tüm faktörler ortadan kaldırılmalı"
"Velilerimize de çok iş düşüyor" diyerek konuşmasını sürdüren Dalkılıç, "Veli, 'Öğrencime çok güveniyorum' diyerek yalnız bırakmamalı, tüm yükü öğrenciye yüklememeli, maddi-manevi her türlü ihtiyacını gidermeli. Mesela ev ortamında öğrencinin ders çalışmasını zihnen etkileyen tüm faktörleri ortadan kaldırmalı. Bir evde TV kanalındaki filmin veya futbol maçının sesi yan odaya gidiyorsa orada ders çalışan öğrenci mutlaka etkilenecek, o bülteni izlemeye yeltenecektir. Çocuk ders çalışırken velinin onun yanı başında telefonla ilgilenmesi veya oyun oynaması muhakkak öğrenciyi etkileyecektir. Dolayısıyla ev ortamının öğrencinin eğitim öğretim gelişimine uygun hale getirilmeli." dedi.
Kitap okumanın önemine de değinen Dalkılıç, "Öğrencilerimizin akademik olarak başarılı olabilmesi için muhakkak kitap okumalarını tavsiye ediyoruz. Çocuğa salt olarak 'kitap oku' dediğimiz zaman bir sonuç elde edemeyiz ama ailece yarım veya bir saatlik kitap okuma etkinliği yapabilirsek çocuğumuz hem akademik olarak yetişecek hem de kitap okumanın kazanımlarına ulaşmış olacaktır. Okuduğu kitapla inancını, medeniyetini, kültürünü tanıyacak ve varoluşsal olarak kitabın kendisine faydası olacaktır." diye belirtti.
Dalkılıç, "Eğitim öğretim konusunda hem öğrencilerimizin hem de velilerimizin kendilerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmeleri; öğretmen arkadaşlar ve idareciler eğitim öğretim için ne gerekliyse önlemleri alıp okulu buna uyumlu hale getirdikten sonra dindar bir nesil, iyi bir insan, güzel ve huzurlu bir toplum oluşacağına inanıyorum." ifadelerini kullandı. (İLKHA)