Gayrimenkul Hukukçusu Çapkın, 'arabuluculuk' sistemi hakkında konuştu

Ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan uyuşmazlıklara ilişkin getirilen arabuluculuk sistemi hakkında konuşan Gayrimenkul Hukukçusu Avukat Hakan Çapkın, uygulamanın mahkemelerin iş yükünü azaltacağının belirterek süreç hakkında bilgi verdi.

Ekleme: 13.09.2023 18:50:06 / Güncelleme: 13.09.2023 18:55:58 / Röportaj / İstanbul Haberleri
Destek için 

Konutlardaki kira artış oranına getirilen yüzde 25'lik zam, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirirken, kirada anlaşamayan tarafların mahkeme yolunu seçmesi ise mahkemelerdeki iş yükünü ciddi anlamda artırdı.

Mahkemelerdeki iş yükünün azaltılması amacıyla 'Arabuluculuk Yasası'nda değişiklik yapıldı.

Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yargıdan önce arabulucuya gitmek 1 Eylül'den itibaren zorunlu hale getirildi.

Yapılan değişiklikle kira uyuşmazlıklarında taraflar mahkeme gitmeden önce arabulucuya gidecek ancak anlaşma sağlanmazsa davalık olacaklar.

Hukukçular, uygulamanın yerinde bir karar olduğunu dile getiriyor.

Öte yandan kiracı ve ev sahibi anlaşmazlıkları için devreye alınan arabuluculuk mecburiyetinin yoğun talep gördüğü ve son 10 günde 7 bin 651 başvurunun yapıldığı öğrenildi.

Gayrimenkul Hukukçusu Avukat Hakan Çapkın, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.

"Kira davaları gerçekten sulh hukuk mahkemelerini çok meşgul eden bir dava türüdür"

Av. Hakan Çapkın

25 Nisan 2023 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan ilgili kanunla beraber arabuluculuğun kapsamının genişlediğini ve böylece artık kira ilişkilerinden kaynaklanan davalarında arabuluculuk kapsamına girdiğini belirten Çapkın, "Bu anlamda hangi kira davaları bu kapsamda diye sorulduğunda; kira tesipt ve tahliye davaları bu kapsam içerisinde değerlendirildi. Dava şartı olan arabuluculuk daha önceden denenmişti. Nerede denenmişti? Bu uygulama ticari davalarda ve iş hukuku davalarında kullanılıyordu ve daha önceki istatisklere baktığımızda uzlaşmalar yüzde 50'yi aşkın oranda gerçekleşmiş oluyordu. Tabi dava şartında arabuluculuk, kira olaylarına gelince aynı heyecan bu tarafta da oluşmuş oldu çünkü kira davaları gerçekten sulh hukuk mahkemelerini çok meşgul eden bir dava türüdür. Değişik oranlar yayınlanıyor; sulh hukuk mahkemerinde süren davaların yüzde 60 civarının kira davası olduğu söyleniyor, çok büyük bir yük. Bizim başımıza da geliyor, dava açıyorsunuz 9 ay sonra 12-13 ay sonraya günler verilebiliyor. Dava yükü çok ağır. Artık davaların geç bitiyor olması da bir taraf açısından avantaja diğer taraf açısından ise dezavantaja dönüştüğü gibi taraflar davanın sonucunu düşünmeden nede olsa uzun sürecek diyerek davayı sürdürebiliyorlar ya da geç gelen adalet, adalet değildir derler ya 3-4 sene sonrada gelse farkını öderim veya tazminatını öderim diye düşünerek davayı sürdürenlerde oluyor. Bu durum toplumda çok ciddi anlamda sıkıntıya sebep oluyor. Bu anlamda dava şartı olan arabuluculukla en azından tarafların bir araya gelerek bir uzlaşma içerisinde birbirini tanıyarak ve daha anlamaya çalışarak bir ilişki içerisine girme durumlarının dava yükünü azaltma anlamında olumlu bir çaba olarak görüyorum." dedi.

Arabuluculuk süreci nasıl işler?

Arabuluculuk sürecinin işleyişi hakkında bilgi veren Çapkın, "Öncelikle dava sürecini dava açan taraf yapar. İlgili, yetkili mahkemenin bulunduğu arabuluculuk bürosunda tamamen ücretsiz başvuru yapılır. Bu süreç yaklaşık 3 hafta sürer, kesin süre aslında 3 haftadır ama arabulucunun gerek gördüğü durumlarda 1 hafta daha uzatılabilir. Bu süreç 4 haftada kesin biter. Davacı taraf davasını açmadan önce süreci başlatır. Vatandaşa arabulucu tarafından bir telefon gelir, bir ön görüşme talep edilir. Ön görüşme yapılır, 2 taraf ihtiyaçlarını ve taleplerini dile getirir. İkinci görüşmede ise müzakere sürecine geçilir artık 2 tarafından birbirinden taviz alarak ya da taviz vererek bir anlamda orta noktayı bulmaya çalışır. Bu süreçte arabulucu tamamen tarafsızdır, bununla ilgili bir yönlendirme yapamaz. Bu sürecin sonucunda bir tutanak tutarlar, bu tutanakta ya anlaşma tutanağı ya da anlaşmama tutanağı tutulur. Eğer bir anlaşmama şeklinde ise dava açan taraf bu belgeyi dava dilekçesine ekler ve böylece dava şartını yerine getirmiş olur. Anlaşmama durumunda ne olur? Anlaşmama durumunda dava açılır, dava devem eder ve bu ödenmeyen ücret en sonda kaybeden tarafa rücu ettirilir. Arabulucu tarafından arandım; gitmek istemiyorum, gitmeden yada temsilci de göndermedim ne olur? Bunun bir yaptırımı var. Yaptırımı da şudur; eğer davadan haklı olarak dahi çıksanız arabuluculuk görüşmelerine katılmadığınız için arabulucukla ilgili masraflar ve tüm dava masrafları size ödettirilir. Bu anlmada vatandaşlarımızın mutlaka arabuluculuk görüşmelerine ya kendilerinin ya da avukatları vasıtasıyla katılmalarını tavsiye ediyorum." şeklinde konuştu.

"Arabuluculuğun da iyi tarafı mahkemeye giderek 3-4 yıl beklemeden 3 hafta içerisinde uzatma ile 4 hafta içerisinde kararı alabiliyorsunuz"

Çapkın, "Arabuluculuk süreci içerisinde taraflar anlaşırsa avukatların, arabulucunun ve tarafların imzasıyla beraber bu artık icra edilebilir duruma gelir yani artık mahkeme kararı hükmündedir. Arabuluculuğun da iyi tarafı mahkemeye giderek 3-4 yıl beklemeden 3 hafta içerisinde uzatma ile 4 hafta içerisinde kararı alabiliyorsunuz. Açıkçası geçmiş istatistiklerde yüzde 50 oranı (arabulucuyla uzlaşı) çok iyi bir orandır. Bu oranın kira ilişkilerinden kaynaklanan davalarda ulaşılması durumunda adliyelerin çok rahatlayacağını düşünüyorum. Bakalım önümüzdeki süreçlerde neler olacak, inşallah önümüzdeki süreçlerde hayırlısıyla planlandığı gibi düzgün bir şekilde gider." ifadelerini kullandı. (İLKHA)