Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi sonrası basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Zirvenin ilk oturumunda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil bir şekilde yapılmasını vurguladıklarını belirten Erdoğan, "Bundan sonra da dünyamızın korunması için çalışmaya devam edeceğiz. Tek aile başlıklı ikinci oturumda hiçbir kimsenin geride bırakılmaması, küresel dayanışmaya yönelik çabalarımızı artırdı. Mülteciler ve yerinden edilmiş kişilerin kendi ülkelerine dönüşü için yapılması gerekenleri ifade ettik." dedi.
"Türkiye olarak adaletsizliklere itiraz ediyoruz"
Her yıl on binlerce umut yolcusunun çöllerde hayatını kaybettiği, denizlerin mülteci mezarlığına dönüştüğü, savaşlar ve çatışmalar dolasıyla milyonların evlerini terk ettiği dünyada hiç kimsenin kendisini güvende hissedemeyeceğini belirten Erdoğan, "Sorunlarımızın sebebi kaynak kıtlığı değil merhamet eksikliğidir. Türkiye olarak biz bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz. Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelire oranla dünyada en fazla yardım yapan ülkeyiz. Ülkemize sığınan 4 milyonu aşkım mazluma sahip çıkıyoruz. Suriye’nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek, kalıcı konutlar inşa ederek, eğitimden güvenliğe her alanda ihtiyaçları gidererek insanları göçe zorlayan asıl nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz. Şimdiye kadar 600 bine yakın Suriyeli vatanına geri döndü." diye konuştu.
"Girişim sayesinde gıda krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçtik"
Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmak için yoğun çaba harcadıklarını ifade eden Erdoğan, "İstanbul sürecinden esir takaslarına, Karadeniz girişimlerine pek çok diplomatik hamleye imza attık. Karadeniz girişimi çerçevesinde 33 milyon ton tahıl uluslararası piyasalara ulaştırıldı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha fazla derinleşmesinin önüne geçtik. Pazartesi günü Sayın Putin’in daveti üzerine Soçi’ye yaptığım ziyarette bu meselesi enine boyuna konuştuk. Rusya, Katar ve Türkiye olarak gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine yönelik 1 milyon ton tahılın işlenerek ulaştırılmasına önem veriyoruz. Tahıl meselesinde Rusya’yı dışlayan bir sürecin sürdürülebilir olma ihtimali çok düşüktür." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "Bugüne kadar Montrö’yü titizlikle uygulayarak, taraflarla diyalog halinde kalarak böyle bir duruma mahal vermedik. Küresel gıda güvenliğine katkı için gıda güvenliği çalışma grubunu toplayacağız. Gerek Rusya, gerek Ukrayna gerekse BM ve uluslararası toplumla yakın temas içinde olmayı sürdüreceğiz. Zirve bildirgesinde ülkemizin tüm bu çabalarından takdirle bahsedildi. Afrika Birliğinin BM’ye üyeliği ülkemizin güçlü desteği ile karara bağlandı." diye konuştu.
Müslümanları hedef alan saldırıların kimi batı ülkelerinde artık tahammül sınırlarını aştığını ve bazı yerlerde nefret furyasına dönüştüğünü belirten Erdoğan, demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan ülkelerin çoğu barbarlık karşısında 3 maymunu oynadığına dikkat çekti.
"İslam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkeler daha kararlı politikalar izlemeli"
Erdoğan, "İnsanlığı ortak geleceği adına imlam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuat gereği bir açık varsa giderilmelidir, kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır. Dost acı söyler prensibinden hareketle hakikatleri tüm açıklığı ile söylemeyi görev biliyoruz. Başta BM olmak üzere üyesi bulunduğumuz tüm platformda bu konuyu gündeme getiriyoruz. İnsanlığın ortak geleceği adına İslam düşmanlığının yükseldiği tüm ülkelerin daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuat gereği bir açık varsa giderilmelidir, kanun gerekiyorsa süratle yapılmalıdır." şeklinde konuştu.
Tahıl Koridoru
Erdoğan, konuşmasının ardından Tahıl Koridoruyla ilgili bir soruya şöyle yanıt verdi:
"Bu koridorla ilgili çalışmamızda Körfez ülkeleri buna dahil, Irak buna dahil, ve Türkiye üzerinden böyle bir koridorun açılmasıyla Körfez’i Basra’dan Avrupa’ya bağlayan bir koridor, bu koridorla ilgili özellikle de Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Türkiye burada hassas davranıyoruz, süratle de bu projeyi hayata geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Şu an itibarıyla Dışişleri Bakanlarımız, Ulaştırma Bakanlarımız müşterek bir çalışmanın içerisine girerek bunu birkaç ay içerisinde uygulamaya geçirmenin gayreti içinde olacağız."
Azerbaycan-Ermenistan gerilimi
Son günlerde Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan gerginliklerin sorulması üzerine Erdoğan, "Bununla ilgili de sayın İlham Aliyev ile görüşmeler yaptım. Görüşmeden sonra da yarın büyük ihtimalle Sayın Paşinyan ile de görüşmem olacak. Tabi bölgeyi sükunete davet etmekten başka çaremiz yok. Fakat burada özellikle Karabağ’da şu anda atılan adımlar doğru adımlar değil, bunu kabullenmek mümkün de değil, AB üyesi ülkeler de bunu kabullenmiyor. Yarın yapacağımız görüşmede Sayın Paşinyan’a da bu konuda uyarı yapmalarını ve kesinlikle böyle bir seçimi kabullenmenin mümkün olmadığını onlara da ifade edeceğiz. Şu ana kadar görüştüğümüz dost, batılı ülkeler vs. seçimi kabullenmiyorlar. Bu olacak bir iş değil, kabul edilebilecek bir seçim değil." yanıtını verdi.
ABD ile F-16 konusu
F-16'ların Türkiye'ye teslimine ilişkin konuyu ABD Başkanı Biden ile zirve arasında görüştüklerini söyleyen Erdoğan, "Tabi F-16 konusunda maalesef dostlar işi alıyorlar götürüyorlar, İsveç de İsveç diyorlar. Bu şekilde yaklaşım bizi ciddi manada üzmektedir. Böyle dendiği zaman benim vereceğim bir cevap var. Siz her şeyi kongre kongre diyorsunuz, benim de kongrem var. Benim kongrem neresi TBMM… TBMM’den bu tür karar geçmediği sürece benim evet demem mümkün değil. Tek başıma karar verecek noktada değilim, Meclis’imden geçmesi lazım. İsveç’in üzerine düşen görevleri yerine getirmesi lazım, üstüne düşen görevleri yerine getirmediği sürece ben Meclis’imin vereceği kararı beklemek durumundayız." diye konuştu. (İLKHA)