Yerel gündemin yanı sıra Türkiye genelini ilgilendiren hususlarda görüşlerini dile getiren Yapıcıoğlu, vatandaşlarla bir araya geldiği her yerde karşılaştıkları en temel sorunun 'ekonomi' olduğuna vurgu yaptı.
Basın toplantısında, astronomik şekilde artan kira fiyatları, enflasyon, geçim sıkıntısı, okul masrafları, faiz artırımı, emekli maaşları gibi ekonomi başlıklarına yer veren Yapıcıoğlu, Cunta Anayasası'ndan kurtulmak için güçlü bir irade ortaya konulması gerektiğinin altını çizdi.
Kira artışlarının önüne geçmek için TOKİ eliyle konut yapımına hız verilmesi gerektiğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, anayasada yer alması gereken bir başlığın da mutlaka "denk bütçe yapma zorunluluğu" olduğuna vurgu yaptı.
Sözlerine hem İstanbul hem de Kırklareli'nde yaşanan sel felaketi nedeniyle vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Yapıcıoğlu, "Daha fazla can kaybının yaşanmamasını temenni ediyoruz." dedi.
Şu ana kadar toplamda 5 vatandaşın hayatını kaybettiği sel felaketleri nedeniyle Kocaeli'ndeki temaslarını yarıda keserek İstanbul'a döneceğini haber veren Yapıcıoğlu, bir daha böyle acıların yaşanmaması dileğinde bulundu.
"Faiz yükseltmenin çare olmadığını düşünüyoruz"
Vatandaşın gündeminin birinci sırasında ekonomi üst başlığı altında değerlendirilebilecek hususların bulunduğunu aktaran Yapıcıoğlu, "Malumunuz okullar açıldı, okul masrafları, servis ücretleri… Kiralar her tarafta olduğu gibi Kocaeli'nde de büyük bir sıkıntı. Astronomik kiralar vatandaşı bezdirmiş durumda. Enflasyon rakamları geçtiğimiz gün açıklandı. Ağustos ayı rakamlarına göre bir önceki yılın ağustos ayına göre yüzde 58'in üzerinde bir enflasyon gerçeğiyle karşı karşıyayız." dedi.
Yapıcıoğlu, konuşmasında, seçim öncesinde özellikle Merkez Bankası'nın düzenli olarak faiz indirimine gittiğini, yüzde 19'dan yüzde 10'ların altına kadar düşen bir politika faizi nedeniyle enflasyonun azdığı, döviz fiyatlarının fırladığı ve bu durumun sürdürülebilir olmadığı yönünde çok yoğun şikayetlerin gündeme geldiğini hatırlattı.
Ancak ekonomi yönetimindeki değişiklikle birlikte özellikle Merkez Bankası'nın son dönemde çok hızlı bir şekilde politika faizini arttırdığını hatırlatan Yapıcıoğlu, bunun da çözüm olmadığına işaret etti.
Yapıcıoğlu, "Sadece 1 puanlık faiz düşüşü nedeniyle dövizin ikiye katlandığını iddia edenler; şu anda neredeyse her bir seferinde ikiye katlanan ya da yüzde 17,5'tan yüzde 25'e, yüzde 8'lerden yüzde 15'e yükselen faizin, dövizin artışını, kur artışını neden durduramadığını ya da enflasyonun neden hala bu kadar yüksek seyrettiğini bu topluma açıklamakla yükümlüdürler diye düşünüyoruz. Faiz yükseltmenin çare olmadığını düşünüyoruz ama nihayetinde vatandaş faiz inmiş veya çıkmış sonuç itibariyle kendi geçimine bakıyor ve şu anda mevcut gelirler ile geçinmekte zorlanıyor." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir emekli maaşı açlık sınırının altında kalmamalıdır"
En düşük emekli maaşı alanların; hemen her tarafta önlerini kesip bu parayla geçiremediklerini, acilen kendileri için bir çare düşünülmesi gerektiğini aktaran Yapıcıoğlu, "Biz de buradan o emekli vatandaşlarımızın sesini duyurmak adına bir kez daha söylüyoruz: 7 bin 500 lira veya onun biraz üzerinde emekli maaşı alan vatandaşlarımız geçinmekte zorlanıyorlar. Yılbaşını bekleyecek takatleri kalmamıştır. Bir an önce bu vatandaşlara geçimlerini sağlayabilecekleri kadar bir artış sağlanmalı, en azından açlık sınırının altında hiçbir emekli maaşı kalmamalıdır diyoruz." dedi.
"Kırtasiye yardımı ve servis ücretleri konusunda dar gelirli vatandaşlara bir katkı sunulması gerekir"
Okul masrafları ile ilgili olarak hükümete yaptıkları çağrıyı yineleyen Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:
"Dar gelirli vatandaşlar okulların açılmasıyla gerçekten ciddi bir külfetin altına girdiler. Akaryakıt fiyatlarındaki hızlı yükseliş servis fiyatlarına da yansımış durumdadır. İlk öğrenim zorunludur ve parasızdır. Evet kitaplar hükümet tarafından, bakanlık tarafından ücretsiz bir şekilde öğrencilerin masalarının üzerine konulmaktadır. Fakat bu yetmiyor. Kırtasiye yardımı ve servis ücretlerinde de özellikle dar gelirli vatandaşlara bir katkı sunulması gerektiğini söylüyoruz, bu konuda hükümete çağrıda bulunuyoruz."
"TOKİ, dar gelirli vatandaşın küçük taksitlerle alabilecekleri evlerin yapımına hız vermelidir"
Kira artışlarının önüne geçmek için TOKİ'nin mutlaka dar gelirliler için kalıcı çözüm üretmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Kiralarla ilgili adli yılın açılışı dolayısıyla Sayın Adalet Bakanı'nın yapmış olduğu bir açıklama var, zorunlu arabuluculuk kapsamına kira anlaşmazlıklarını da alınacağını söyledi. Bu arabuluculuk, kısmi bir rahatlama getirebilir ancak kalıcı bir çözüm için mutlaka TOKİ eliyle dar gelirli vatandaşın ödeyebileceği, küçük taksitlerle alabilecekleri evlerin yapımına hız verilmelidir. Konut stoku yeterli hale getirilmelidir ki özellikle deprem sonrası yetersiz olan konutlar nedeniyle astronomik şekilde artan kiralara bir denge gelsin." değerlendirmesinde bulundu.
"Denk bütçe yapma zorunluluğu mutlaka anayasada olmalı"
"Siyasetin gündeminde yeni anayasa var." diyen Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında bu konu çok uzun süredir bizim de gündemimizde. 1980 yılında yapılan askeri darbenin ürünü olan 1982 Cunta Anayasası 40 yıldan fazladır yürürlüktedir. Bu siyaset kurumunun bir ayıbıdır. 20 defa değişiklik yapılmıştır, maddelerinin üçte ikisi değiştirilmiştir ancak hala bu anayasa Askeri Cunta Anayasası'dır. Bu anayasadan kurtulmanın zamanı gelmiştir. Siyaset kurumunun ve siyasi partilerin bu millete olan bir borcudur, mutlaka bu borçları ödemelidirler. Bu parlamento yeni bir anayasa yapabilir ve bunu yapmalıdır.
Yapılacak olan anayasada özellikle belki diğer siyasi partiler tarafından gündeme getirilmeyen bir hususu ben burada sizlerin aracılığıyla dile getirmek istiyorum. Mutlaka anayasaya yerleştirilmesi gereken hususlardan bir tanesi; denk bütçe yapma zorunluluğu olmalıdır.
Bugünkü ekonomik sıkıntılarımızın temelinde kapitalist faizli sistem geliyor kapitalizmin temelinde faiz vardır ve faizin etrafında sistem döner. Faizin alınabilmesi için kapital sahipleri, büyük para sahipleri tarafından faiz gelirlerinin alınabilmesi için insanların, şirketlerin ve devletlerin borçlanması gerekiyor. Kimler borçlanır? Gelirinden fazla gideri olanlar yani kazancından fazla harcayanların bütçeleri sürekli açık vermektedir. Bütçe gelirlerinden daha fazla giderler olmaktadır ve bu açık da borçlanma suretiyle kapatılmaktadır. Bize göre bu borçlanmaya, bu sisteme son vermek gerekir. Vatandaşın cebindeki paranın, vatandaşlardan toplanan vergilerin önemli bir kısmının faiz gideri olarak harcanmasına son verilmelidir. Bunun için anayasaya böyle bir hüküm konulmasını öneriyoruz. Bu önerimizi bir kez daha yineliyoruz. Mutlaka anayasada hem aileyi hem gençliği koruyacak çok net ifadelerle kalem alınacak bazı hükümlerin yerleşmesi gerekiyor. İnşallah bu husus parlamentonun gündemine geldiğinde somut önerilerimizi de kamuoyuyla ve diğer siyasi partilerle paylaşmış olacağız."
"Hayvanların insanlar için zararlı hale gelmesi kabul edilebilir bir durum değildir"
Kocaeli özelindeki sorunlara da değinen Yapıcıoğlu, "Dün biz çarşıda esnafı dolaştık, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldik, birkaç başlık öne çıktı. Esnafın şikâyet ettiği hususlardan bir tanesi otoparkların yetersizliği ve trafik sorunu. Vatandaşların şikâyet ettiği hususlardan bir tanesi de sokaklarda başıboş dolaşan köpekler ve bu köpeklerin oluşturduğu korku ve vermiş olduğu zararlar. Başıboş köpeklerle ilgili daha önce biz çağrıda bulunmuştuk, birileri bunu köpek düşmanlığı olarak nitelendirse de biz ısrarla şunu söylüyoruz: Hiçbir hayvana ya da hiçbir canlıya düşman değiliz. Bizim kâinata bakışımız, bizim insana bakışımız apaçık ortada. Parti programımıza net bir şekilde bunu yazdık. Biz hiçbir canlıya asla zarar verilmemesi gerektiğini hatta beslenmek için kesilmek durumunda olan ve yenen hayvanların bile kesilirken acı çekmemesi için azami dikkat sarf edilmesi gerektiğini söyleyen ve bunu dile getiren bir medeniyetin evlatlarıyız. Dolayısıyla hiçbir hayvana eziyet çektirilmesine biz razı olmayız. Fakat hayvanların insanlar için zararlı hale gelmesi, onların canlarına tehlike arz edecek bir duruma gelmesi de kabul edilebilir bir durum değildir. Mutlaka sokaklardaki başıboş köpeklerin insanlara zarar vermeyecek bir duruma getirilmesi lazım. Bunlar ehlileştiriliyor mu, bunlar barınaklara mı kapatılıyor, bunları şehir merkezlerinden uzak bir yerlere mi götürülüyor ya da her ne yapılacaksa mutlaka bu tedbirlerin alınması lazım. Asıl olan ve öncelikli olan insanın hayatıdır, insan hayatı hiçbir şekilde tehlikeye atılmamalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Sadece toplumun maddi ihtiyaçlarını değil manevi gelişimini de temin etmek zorundayız"
Toplumdaki ahlaki yozlaşmaya da temas eden Yapıcıoğlu, RTÜK'ü bu konuda daha sorumlu davranmaya davet etti.
Yapıcıoğlu, "Yine vatandaşın gündeminde olan hususlardan bir tanesi de ahlaki yozlaşma. Özellikle bazı TV programlarıyla bunun körüklendiği, bunun istendiği, adeta arzulandığı ve belki birilerinin reyting uğruna ama bize göre planlı ve programlı bir projenin ürünü olarak toplumsal ahlakı çökertecek programlar maalesef, özellikle gündüz kuşağı programlarında yoğunlukla devam ediyor ve vatandaş da bulunan şikayetçi. Biz de bu şikayetlerin haklı olduğunu düşünüyoruz, daha önce dile getirdik buradan bir kez daha dile getirmiş olalım. Sadece toplumun maddi ihtiyaçlarını değil manevi gelişimini de temin etmek zorundayız. Bu hususta yetkilileri ve özellikle RTÜK'ü daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)