Katliamın Tevili

 

PYD’nin lideri Salih Müslim ülkenin güney bölgesinde kullanılan kimyasal silahın Suriye hükümetinin işi olmadığını söylemiş.

“Esad böyle bir şeyi yapmaz” diyor Müslim.

Yanlış anlamayın “Böyle insanlık dışı bir katliamı yapmaz” demiyor, “Böyle aptalca bir saldırıyı yapmaz!” diyor.

Esad’ın muhaliflerin ailelerinin bulunduğu sivil bir bölgeye yönelik kimyasal saldırı yapmadığına dair elinde bir belge yok Müslim’in.

Katliam var, muhalif bölgede, ölenlerin çoğu çocuk…

Yürek yakıcı resimler var.

Müslim gözünü kapatıyor.

Rojava’da ise bir katliam yapıldığı iddiası üzerinden şeriata ve İslami değerlere hakaret ediyorlar.

Barzani “Göster katliamı!” diyor, göstermiyorlar.

Depremlerde ölenlerin resimlerini taşıyıp “Rojavada katliam” iddiasında bulunuyorlar.

Tam anlamıyla dezenformasyon.

Katliamın dehşeti bir yana siyasi rant hesapları yapılıyor.

Bazıları ise katliamın dehşetini bir tarafa bırakıp “ayrıntı şeytanının” peşine takılıyor.

Katliamı tevil ediyor, kötü adamların yerini değiştirme gayretine giriyorlar.

Allah’tan korkmadan Halepçe ve Şam katliamlarının resimlerini yan yana getirip soruyorlar: “Halepçe katliamında insanlar oldukları yerde ölürken, Suriye’de neden binalarda öldüler?”

Halepçe’de saldırı başladığında vakit öğleye yakındı, Şam’daki saldırı ise güneş doğmadan, yani özellikle çocuklar uykuda iken yapıldı.

Ayrıntı şeytanı, taassubun kör kuyusunda gezinenleri zulme taraf olmalarından dolayı cehenneme kadar sürükleyecek; ama farkında değiller.