Özellikle okulların başladığı il süreçte okula yeni başlayan çocuklarda görülen korku ve kaygılar, çocukta karın ağrısı, kusma, bayılma gibi durumlara sebep olabiliyor. Bu surum ilk dönemlerde her ne kadar normal olsa da ileriki süreçlerde devam etmesi durumunda bir uzman desteği alınması gerekebilir.
Okul korkusunun daha çok okulun başladığı ilk zamanlarda ortaya çıktığını belirten Psikolog Elif Özçelik, bu süreçte yapılması gerekenlerle ilgili İLKHA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Her çocuğun okula uyum süreci farklılıklar gösterir"
Sürecin çocuklarda okula gitmek istememe veya okula karşı yoğun olumsuz duygular besleme ile başladığını hatırlatan Özçelik, "Çocuk okula gitmek istemediğinde bu isteği ebeveynleri tarafından reddedilince de çeşitli bahane ve hastalıkların ardına da sığınabilir. Okul korkusu olan çocuklarda okul zamanlarında mide bulantıları, baş dönmeleri, baygınlık gibi hisler yaşanabilir. Tatil zamanlarında bu semptomlar ortadan kaybolur ama okulun başlayacağı zaman tekrardan bu tarz şeyler görülebilir. Bu durumlar ilk başta gayet normaldir, ebeveynlerin endişelenmesine gerek yoktur. Ancak unutulmamalıdır ki her çocuğun okula uyum süreci farklılıklar gösterir. Bazı çocuklar okulun ilk zamanlarında hemen uyum sağlarken bazıları sonlara doğru uyum sağlayabilir. Bazı çocuklar okulun ilk zamanlarında problem yaşarken bazıları sonradan problem yaşayabilirler. Bu nedenle her çocukta semptomlar farklı farklı görülebilir, bazılarında hiç görülmeyebilir. Ebeveynlerin bu süreçte nasıl yaklaşacaklarını bilmeleri gerekir." dedi.
"Ebeveynlerin desteği okula uyum sağlamayı kolaylaştırır"
Özçelik, "Peki, ebeveynler bu süreçte çocuklarına nasıl yaklaşmalı? Kesinlikle kıyas yapılmamalı! Kıyaslama yapmak çocuğun okul kaygısını daha da arttıracaktır. Bu süreçte ebeveyn çocuğun kaygısının arttırmamak için çocuğu desteklemeli. Eğer ebeveyn kıyaslamaya girerse çocuk kendisini yetersiz hisseder ve özgüven eksikliğine neden olur. Özgüven eksikliği yaşayan çocukların okula uyum süreci daha da uzun olur. Bu nedenle ebeveynin çocuğu desteklemesi gerekir. Yetişkinler gibi çocuklar da belirsizlik yaşadıklarında korkaklar. Çocuklar okula yeni başlayacakları için okul da onun için bir bilinmezliktir. Ebeveynin çocuğu desteklemesi için okulda neler yaşayabileceğine ilişkin sohbet yapmalı. Sohbet havasında merak ettiği kaygıları, korkuları ile ilgili neler yaşayacağı hakkında sohbet yapabilir. Bu süreci oyun ile de destekleyebilir. Okulun ilk zamanlarında neler olacağı, nelerle karşılayacağını bir drama şeklinde çocuğa anlatabilir. Böylelikle çocukta kaygı ve korku azalacaktır." diye konuştu.
"Kaygılar nasıl kontrol altına alınabilir"
Okul sürecinde ebeveynlerin de çocuklarının okula uyum sağlayıp sağlayamayacağına ilişkin kaygı yaşayabildiğini söyleyen Özçelik, "Ebeveyn, bu süreçlerdeki kaygılarını kontrol altına almazsa kaygısı çocuğa da geçebilir. Onun için öncelikle ebeveynin kendi kaygısını kontrol altına alması gerekir. Çünkü çocuk ebeveynden destek bekliyor. Eğer ki, ebeveyn çocuğa destek olmak yerine kaygısını artırırsa çocuğun okul kaygısı da artar. Öncelikle ebeveynin kendisini bu sürece hazırlaması gerekir. Ebeveyn çocuğu okula bırakırken grup halinde bırakmamalı. Daha çok anne-baba şeklinde okula götürmeleri daha iyi olur. Grup halinde çocuğu okula götürürlerse ayrılması problem olacaktır. Çocuğu okula bıraktıktan sonra vedalaşma da kısa tutulmalı. Vedalaşma uzun tutulursa çocuk anne-babadan ayrılamaz. Aynı zamanda çocuğun okul içerisinde kendisini güven içerisinde hissedebilmesi adına orada ne yapacağı, çıktıktan sonra kimin kendisini alacağını bilmesi gerekir. Anne-babanın okul bittikten sonra çocuğu kimin alacağı, nerede bekleyeceği, servis ile gidiyorsa kimin onu alacağını bilmesi gerekir. Eğer bunlarla ilgili ebeveyn çocuğa bilgi verirse çocuk kendisini okulda güvende hisseder. Çünkü çocuk belirsizlikten korkuyordu. Ebeveynin o belirsizliği giderebilmesi adına okul süreci ile ilgili çocuğu bilgilendirmesi gerekir. Çocuk okuldan çıktıktan sonra da okulda neler yaşadığı ile ilgili sohbet etmek çocuğun kendisini iyi hissetmesine vesile olacaktır. Okulda onu mutlu eden, heyecanlandıran, meraklandıran neler oldu? Şeklinde daha çok duygulara yönelik sorular sormak çocuğun okula karşı ilgisini, sevgisini, heyecanını da arttıracaktır. 1-1,5 ay geçmesine rağmen çocukta hala okul kaygısı yaşanıyorsa bu sürecin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi adına çocuk için psikolojik destek alınması gerekir." şeklinde konuştu. (İLKHA)