Faruk Kuzu/ Doğruhaber
14 Ağustos 2013'te Batılı ülkeler ile Yahudi işgal rejiminin desteğiyle Mısır’da kanlı bir darbe yapan darbeci Sisi, hiçbir insan hakkı gözetmeksizin katliamlar gerçekleştirdi ve yaklaşık 60 bin İhvan mensubunu cezaevlerine doldurdu.
İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Mısır'da darbeci Sisi komutasındaki ordu ve polisin, 14 Ağustos 2013'te gerçekleştirdiği Rabia Katliamı'nın yıldönümüne ilişkin bir açıklama yaptı.
Mısır'da darbeci Sisi komutasındaki ordu ve polisin, 14 Ağustos 2013'te gerçekleştirdiği Rabia Katliamı'nın üzerinden 10 yıl geçti.
Hafızalardaki tazeliğini koruyan katliama ilişkin Müslüman Kardeşler, yazılı bir açıklama yaptı.
"Rabia, diktatörlük karşısında on yıllık sebattır" ifadesiyle başlanan açıklamada, Rabia ve Nahda meydanlarında halkın, darbeye karşı durduğu hatırlatıldı.
"DARBE YÖNETİMİNİN HALKA KARŞI İŞLEDİĞİ HİÇBİR SUÇ ZAMAN AŞIMINA UĞRAMAYACAKTIR"
"Müslüman Kardeşler Cemaati, bu değerli fedakarlıkları anarken, şehitlerin ruhlarına rahmet diliyor, tutuklu olanların direnişini ve ailelerini selamlıyor ve darbeden bugüne kadar zarar gören herkesin yanında olduğunu belirterek şunları vurguluyor" denilerek şunlar kaydedildi:
"Rabia katliamı ve onu takip eden veya önce gelen katliamların olaylarını çarpıtmaya ve sahtekârlığa yönelik girişimler, sahte medya ve yalan dolu diziler aracılığıyla bile, bu döneme ait sabit tarihsel gerçeği değiştiremeyecektir. Bu gerçek, pratik olarak yerleşmiş ve Mısır halkı ile uluslararası toplum tarafından sorgulanmayan bir gerçeklik halini almıştır.
Darbe yönetiminin halka karşı işlediği hiçbir suç zamanaşımına uğramayacaktır. Baskı ve zulmün devam etmesi, özellikle yaygın yolsuzluğun ve Mısır'da gözle görülür bir ekonomik çöküşün yayılması, devletin istikrarını sağlamaz.
Mısır halkının özgürlük, insanca yaşam ve temsilcilerini seçme iradesi, ne kadar uzun sürerse sürsün, Mısır'ın modern tarihinde gördüğü en büyük "sistematik" şiddet ve öldürme dalgasını kıracaktır.
Mısır'ın aradığı ve halkın bugün talep ettiği adalet, Mısır toplumunda derin bir yara açan ve birçok kişinin Mısır'ın kurbanları ve şehitleri için adil bir intikam talep ettiği bu acı olayı aşamaz.
Ayrıca Müslüman Kardeşler, etkili toplumsal güçlerden biri olarak, tüm vatansever ulusal güçlere ve gerçeği uzun bir süre gözden kaçırmış olan herkese yeniden elini uzattığını teyit ediyor. Bu, ülkenin tarihinde zorlu bir dönemi aşma ve Mısır'ın geleceğini tüm vatandaşlarının eliyle inşa etme amacını taşıyor. Mısır, herkesin bir araya gelip baskıya ve yolsuzluğa karşı durması durumunda ancak iyileşebilir ve bu acı gerçeklikten kurtulabilir.
'Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz ' Âl-i İmrân Sûresi 103"
RABİA, VATANSEVERLİK İDDİASINDA BULUNANLARIN SAHTEKÂRLIĞINI ORTAYA ÇIKARDI
Açıklamada, "Rabia, yeni bir kriterdi ve vatanseverlik iddiasında bulunanların sahtekârlığını ortaya çıkardı. Onu bir şok, korku ve hayal olarak görmek istediler, ancak Allah onu sönmez bir ışık ve tükenmeyen ideallerin ve prensiplerin yakıtı olarak istedi. Artık halk, özgürlüğünün değerli bir bedeli olduğunu ve bunu elde etmek için vatanseverlerin sevdikleri insanlarını kaybettiklerini ve kıymetli varlıklarını ortaya koyduklarını gerçekten anlamıştır. Direnenler, canlarını feda edenler, hapishanelere girenler veya dünyanın dört bir yanına sürgüne gidenler, özgürlük, adalet ve insanlık için samimi vatanseverlik duygularıyla bunları yapmışlardır." denildi.
RABİA, HAK İLE BATILIN SAVAŞ MEYDANI OLDU
Rabia Meydanı’nda darbeye karşı barışçıl protestolarla karşı durmaya çalışan Mısır halkı ve İhvan-ı Müslimin üyeleri ummadıkları bir şiddetle karşılaştılar.
Başta ‘Baltacılar’ denilen azgın seküler grubun saldırısına uğrayan meydandakiler, daha sonra polis ve askerin yaylım ateşine ve nihayet hedef gözeterek yapılan keskin nişancı atışlarıyla katledildiler.
Şehid edilenler arasında bulunan Esma Biltaci’nin babası Muhammed Biltaci’nin kızı için yazdığı mektupta belirttiği gibi Rabia Meydanı hak ile batılın savaş meydanı oldu.
Muhammed Biltaci mektubunda şöyle demişti:
“Sen şehit olmadan iki gün önce seni rüyamda gelinlikler içinde gördüm. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikteydin. Yanıma sessizce oturduğunda sana, "Bu gece senin düğün gecen mi" diye sordum. Sen de "Düğünüm akşam vakitlerinde değil öğlen olacak" demiştin. Çarşamba günü, öğlen vakti şehit olduğun haberi bana ulaştığında, senin rüyamda bana ne demek istediğini anlamış oldum. Allah'tan seni şehit olarak kabul etmesini niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim haklı olduğumuzu ve düşmanımızın da batılın ta kendisi olduğu inancımızı pekiştirdi…”