Güneydoğu Anadolu Bölgesinin 6 ilinde elektrik perakende dağıtım hizmeti veren DEPSAŞ Enerji’nin Genel Müdürü Murat Karagüzel, tarım arazilerindeki su ve elektrik kullanımlarına dikkat çekti.
Karagüzel, "Ülkemizin sahip olduğu tatlı su kapasitesinin ortalama yüzde 70’i, tarımsal faaliyetlerde kullanılıyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın görülen vahşi sulama (salma sulama) yöntemi, içme suyu kaynaklarının bilinçsizce kullanılmasına neden oluyor. Vahşi sulama yapmak için doğrudan şebeke suyu kullanıldığı gibi 800 metreye varan derinlikte sondaj kuyuları açılarak elektrikle su çekiliyor. Sulama esnasında orantısız su dağılımının olduğu bu yöntem hem su israfına hem de yüksek elektrik tüketimine yol açarken aynı zamanda çiftçiye büyük maliyetler çıkarıyor" şeklinde konuştu.
Değişen mevsim koşullarıyla birlikte baş gösteren kuraklık tehlikesi, yaz mevsiminde hem sosyal hayatta hem de farklı iş kollarında etkisini daha derinden hissettiriyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin ağustos ayı boyunca su kullanımına yönelik getirdiği kısıtlamalar, su krizinin geldiği boyutları ortaya koydu. Alınan kararlara göre hortumla çevre sulamaları yasaklanırken otomobil ve halı yıkama faaliyetlerine sınırlama getirildi. Diğer yandan verimli tarım alanlarıyla bilinen Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki birçok arazide, içme sularının bilinçsizce vahşi sulama (salma sulama) amacıyla kullanılması konunun diğer önemli boyutuna işaret ediyor. Hem şebeke suyu hem de sondaj kuyuları açılarak elde edilen yer altı kaynak sularının kullanıldığı vahşi sulama, su israfına ve enerji maliyetlerinin artmasına sebep oluyor.
Karagüzel, kuraklık tehlikesine karşı tüm çiftçilerin verimli sulama metotlarını kullanması gerektiğinin altını çizdi. Karagüzel yaptığı açıklamalarda sadece Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Batman ve Siirt illerinde 123 bin kayıtlı çiftçinin üretim gerçekleştirdiğini vurgulayarak, "Bu 6 ilde 16 milyon dekar ekili tarımsal alan yer alıyor ve bölgedeki 123 bin çiftçinin 65 bini, sadece tarımsal sulamayla üretim gerçekleştiriyor. 800 metreye varan derinlikte açılan sondaj kuyularından elektrikle su çekildikten sonra yapılan vahşi sulama, orantısız su dağılımına sebep olurken hem ürün verimliliğini düşürüyor hem su ve elektrik maliyetlerini artırıyor." dedi.
Sürdürülebilir tarımsal kalkınma için tasarruf şart
Tarım arazilerinde sürdürülebilir kalkınmanın günümüzde hiç olmadığı kadar kritik önem taşıdığının altını çizen Karagüzel, "Bu kalkınmanın temelinde ise kaynakların iyi değerlendirilmesi ve tasarruf tedbirleri ile optimum verim alınması yatıyor. Ülkemizin sahip olduğu tatlı su kapasitesinin ortalama yüzde 70’i tarımsal faaliyetlerde kullanılıyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde içme suyunun tarım arazilerinde kullanımı yüksek boyutlara ulaştı. Ayrıca bölgemizde sulama birliklerine bağlı sahalarda ekilen tarım alanlarının yaklaşık yüzde 65’i ise elektrik enerjisi kullanılarak sulanmakta. Bu noktada hem enerji sarfiyatını artıran hem de su kaynaklarını olması gerekenden fazla harcayan, elektrikle kuyudan su çekilerek yapılan vahşi sulama yönteminden vazgeçilmesi gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Verimli sulama yöntemleri ile en az yüzde 20 tasarruf mümkün
Karagüzel tarımda yağmurlama, damla ve gece sulaması gibi metotların yaygınlaşmasıyla yıllık yaklaşık yüzde 20 enerji ve su tasarrufunun, üretimde ise yüzde 20’ye varan daha fazla verimliliğin sağlanabileceğini belirterek, "Örneğin bir çiftçi, doğru sulama ile 100 dönüm pamuk ekerse yıllık 50 bin kWh (120 bin TL) tasarruf edebilir. Çiftçilerimizin damla sulama, gece sulaması, hatta rüzgar enerjisi ile çalışan su pompası gibi metotlarla, tarım arazilerinde maksimum verimlilik alacaklarına ve bu sayede yüksek oranda enerji tasarrufu elde edeceklerine inanıyoruz" şeklinde konuştu. (İLKHA)