Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulhak Halim Ulaş, ergenlik döneminde hormonların farklı ve fazla çalıştığı ve iki cinsin birbirine ilgi duyduğu dönemde, kız ve erkek aynı sınıfta olunca maalesef eğitim-öğretim süreçlerinin de aksamaya başladığını belirterek, "Biz tamamen dayatmacı olan karma eğitim değil buna alternatif bir eğitim öğretim süreci yani demokratik, tek cinsiyetli eğitimin olabileceğinin olması gerektiğini ve bunun bir temel hak ve özgürlük olduğunu ifade etmek istiyoruz." dedi.
"1924 yılında hiçbir bilimsel çalışma yapılmadan aniden karma eğitime geçiş yapılmış"
Prof. Dr. Abdulhak Halim Ulaş
Ulaş, "Karma eğitim konusu özel ilgi alanıma giriyor. Dünya literatürünü bununla ilgili taradık, karşılaştığımız şeyler bizi gerçekten şaşırttı. Türkiye’de eğitimin ideolojik bir olgu olduğu aşikardır. 1924 yılında hiçbir bilimsel çalışma yapılmadan aniden karma eğitime geçiş yapılmış. İnsanlar yıllarca karma eğitim ‘gerçeğiyle’ muhatap oluyorlar. Herkes şunu düşünmeye başlıyor. Eğitim sadece böyle yapılır diye. Milli eğitimin temeline de bu konulmuş ‘karma eğitim esastır ama ihtiyaca göre kız ve erkek ayrı okullar açılabilir’ şeklinde bir ibare olmasına rağmen özellikle 28 Şubat’ın dayatmacı zulmünde maalesef özel kurslara özel dershanelere varıncaya kadar karma eğitim dayatması yapıldı." şeklinde belirti.
"Kız ve erkek farklı şeydir"
Gerçek sebebin ne olduğuyla ilgili de konuşan Ulaş, "Pedagojik çalışma var mı? Yani kızlarla erkeklerin birlikte eğitim almasının faydasına yönelik bir çalışma var mı? Hayır. Bunun tam tersine batıda tek cinsiyetli eğitimin faydalarına yönelik olarak çok ciddi çalışmalar yapılmış bunlarla ilgili en temel en çarpıcı birkaç bilgi paylaşmak istiyorum. Kız ve erkek farklı şeydir. Bunu deyince insanlar garipsiyor. Acaba kız (kadın) ve erkeğin aynı şey olduğunu iddia edenler var mı? Maalesef var. Kadına ve erkeğe ait rollerin toplumsal cinsiyet kavramıyla özdeşleştirilerek sanki bunlar bir birine çok yakın şeyler ama toplumun kadına ve erkeğe vermiş olduğu farklı roller neticesinde kadın ezilen, aşağılanan bir unsur olarak çıkarılmış gibi görünüyor. Bunun dışlında erkek tamamen farklı bir role büründürülmüş oluyor. Bunun hakikatte bir payı ve karşılığı var. İşin aslı tamamen bundan farklı çünkü insan fıtratı, insan doğası kadın ve erkek birbirinden tamamen farklıdır." dedi.
"Kadın ve erkek beyni kesinlikle farklıdır"
Konuşmasının devamında kadın ve erkeğin birbirinden farkının nereden başladığıyla ilgili de bilgi veren Ulaş, şunları söyledi:
"Beyin araştırmaları ve beyin görüntüleme sistemleri gerçekleştikçe şu net olarak ortaya çıktı. Kadın ve erkek beyni kesinlikle farklıdır. Mekanizmaları farklı, içermiş olduğu işlevsel, fonksiyonel özellikle farklıdır. Tüm bu farklılıklarda hormonel farklılıkları beraberinde getiriyor. Bütün bu farklılıklarla beraber bunlarla ilgili yazılmış onlarca kitap, makale ve doktora tez çalışmaları var. Bütün bu farklılıklar insanın davranışına, eğitim öğretim sürecine ve sınıf yönetimine etki ediyor. Bütün bu farklılıklar öğrenme sitillerine öğrenme materyallerine de etki ediyor. Aynı yaştaki kız ve erkeği aynı sınıfa koymakla siz homojen bir sınıf oluşturmuş olmuyorsunuz."
"5 temel duyuya yönelik olarak kız ve erkekte farklılıklar olduğu ortaya çıkmış"
Devamında Ulaş, "Yapılan araştırmalarda görme, işitme, tat alma gibi 5 temel duyuya yönelik olarak kız ve erkekte farklılıklar olduğu ortaya çıkmış. Kızlar çok daha derin duyarken ve derin işitirken erkeklerin işitmesi onlara göre daha az. Detay görmek kızlarda çok daha fazlayken erkeklerde çok daha az. Bunlara varıncaya kadar araştırma sonuçları kız ve erkeğin öğrenme süreçlerinde, sınıf yönetiminde bilgiyi işleme süreçlerinde çok ciddi farklılıklar olduğunu ortaya koymuştur." ifadelerine yer verdi.
"Kız ve erkek aynı sınıfta olunca ergenlik döneminde hormonların da farklı ve fazla çalıştığından iki cins birbirine ilgi duyarak maalesef eğitim öğretim süreçlerini aksatmaya başlıyorlar"
Son olarak Ulaş, "Kız ve erkek aynı sınıfta olunca belli yaştan sonra ergenlik döneminde hormonların farklı ve fazla çalıştığı dönemlerde iki cins birbirine ilgi duyarak maalesef eğitim öğretim süreçlerini aksatmaya başlıyorlar. Akran zorbalığından tutun şiddete, tacize ve tecavüze varıncaya kadar devam eden birçok olumsuzluk ortaya çıkıyor. Kızların kendi bütünü içerisinde daha rahat süreçleri algılamaları, ilgi alanlarına yönelmemelerini, kendi öğrenme sitilleri içerisinde bir süreç devam ettirmeleri yine erkeğin de aynı süreçte mağdur olmaması için biz tamamen dayatmacı olan karma eğitim değil buna alternatif bir eğitim öğretim süreci yani demokratik, tek cinsiyetli eğitimin olabileceğini ve olması gerektiğini; bunun bir temel hak ve özgürlük olduğunu ifade etmek istiyoruz." diye konuştu. (İLKHA)