Hukukçu Sayan: Aile Bakanı'nın 'süresiz nafaka' açıklaması gecikmiş de olsa yerinde bir açıklamadır

Hukukçu ve Sosyolog İlhamİ Sayan, geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın, "Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz." şeklindeki söylemi hakkında yaptığı değerlendirmede; "Toplumdan feryatlar yükselmeye başladı, bu hatadan dönme sinyali verilir şekilde bu beyanın verilmesi çok önemlidir." dedi.

Ekleme: 08.08.2023 15:20:07 / Güncelleme: 08.08.2023 15:29:07 / Röportaj / İstanbul Haberleri
Destek için 

Süresiz nafaka ile bir gün bile evli kalan çiftlerin boşanması durumunda erkek süresiz olarak boşandığı kadına nafaka vermek zorunda kalıyor. Toplumda ciddi anlamda mağduriyetlerin yaşanmasına neden olan bu uygulamaya son verilmesi için çağrılar yapılmaya devam ediyor. Her geçen gün sayıları artan mağdurlar ise bir çözüm yolu bekliyor.

Hukukçu ve Sosyolog İlhamİ Sayan İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada; geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın, "Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz. Dolayısıyla bunu da ele almak ve buna da dikkat etmek lazım." şeklindeki söyleminin önemli olduğunu ve bir an önce gerekli adımların atılması gerektiğini dile getirdi.

"Evliliği bir tür belaya girme noktasına getiren süresiz nafakanın tartışılmaya açılmış olmasını çok önemli buluyorum"

Hukukçu ve Sosyolog İlhamİ Sayan

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın açıklamasını gecikmiş de olsa yerinde bir açıklama olarak yorumlayan Sayan, "Evlilik kurumunu tehdit eden, gençlerini evlenmesini korkutucu kılan ve evliliği bir tür belaya girme noktasına getiren süresiz nafakanın tartışılmaya açılmış olması ve bizzat Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı tarafından; bunun kabul edilemez bir durum olduğu, bu uygulamanın değişmesi gerektiğini buradaki haksızlığın giderilmesi gerektiği, bu durumun akıl almaz bir durum olduğunun beyan edilmiş olmasını çok önemli buluyorum." dedi.

"1500 lira emekli maaşı olan kişi 2000 lira nafaka ödemek zorunda kaldı; bu durum aklın, hukukun, vicdanın kabul edebileceği birşey değildir"

Süresiz nafaka uygulamasının toplumu tehdit eden bir düzenleme olduğunu vurgulayan Sayan, "1988 yılından beri Avrupa'nın dayatmasıyla akla ve hukuka sığmayan bir uygulama var; süresiz nafaka. Bizzat Medeni Kanun'un 175'inci maddesinde evlilik bittikten sonra boşanma durumunda yoksulluğa düşecek tarafa süresiz nafaka verileceği yazılmıştı. Fakat yargıtay birçok kararında ve mahkemeler emsal karar ve uygulamalarıyla bu zulmü öyle bir noktaya taşıdılar ki öncelikle süresiz nafakanın öncesi olan mahkeme devam ederken verilen tedbir nafakasında kusurun asla tartışılamayacağını tarafların kusuruna bakılmaksızın tedbir nafakası verilmesi gerektiği yönündeki içtihat kararları bu zulmü katmerleştmeştirdi. İstisnalar hariç bütün mahkemeler süresiz nafakayı çok büyük ekseriyetle erkek aleyhine ve çok büyük ekseriyetle kadın lehine vermeye başladılar. Bazı noktalarda misal emekli Adem Boyacı örneği; 1500 lira emekli maaşı olan kişi 2000 lira nafaka ödemek zorunda kaldı. Bu adam çalışmıyordu. Bu durum aklın, hukukun, vicdanın kabul edebileceği birşey değildir. Buna karar veren hakimin kesinlikle o an görevden alınması gerekir. Çünkü hakimin kararı da kanunlarda, uygulamalarda akla bağlıdır. Dünyevi manada akıl, her şeyin ölçüsüdür. Bu tür kararlar çok yaygınlaştı." şeklinde konuştu.

"Devletin bu hatadan, yıkımdan, aile kurumuna karşı ve erkeklere karşı bu saldırıdan vazgeçtiğinin kararıdır bence"

Sayan, "Zulüm katmerli hale geldi. Toplumdan feryatlar yükselmeye başladı, çok gecikmeli de olsa bu feryadın aile ilgili en üst makamda ve aile bakanlığının 'kadın' bakanlığı olarak görülmeye başlandığı bir dönemde bu hatadan dönme sinyali verilir şekilde bu beyanın verilmesi çok önemlidir. Devletin bu hatadan, yıkımdan, aile kurumuna karşı ve erkeklere karşı bu saldırıdan vazgeçtiğinin kararıdır bence. Bu durum aynı zamada Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim vaatleri içerisinde; 'aileyi güçlendireceğiz, aile konusuna önem vereceğiz, aileye zarar verici şeylerle mücadele edeceğiz' şeklindeki beyanatının hayata geçirilişi diye düşünüyorum. Bunun devamının da geleceği kanaatindeyim. Adalet Bakanılığı'nın da böyle açıklamalar yapması gerektiğini ve böyle çalışamalar yapması gerektiğini düşünüyorum." diye belirtti.

"Aile biterse; edebimiz, ahlakımız, milli varlığımız, inancımız, İslamlığımız, insanlığımız biter"

Bakan Göktaş'ın, söz konusu açıklamayı basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği 75'inci Yıl Huzurevi'nde yapmasının çok manidar olduğunu vurgulayan Sayan, "Aile olmadığında, dağılmaya başladığında, kültürel yozlaşma olduğunda; dedeler ve nineler, anneler ve babalar çocuklarının ve torunlarının yanında olamayacaklar. Nerede olacaklar? Yaşlı bakım evinde olacaklar. Bu yüzden Sayın Aile Bakanı Mahinur Hanım'ın açıklamasını yaşlı bakım evinde yapmış olması adeta deprem enkazından yeni binaların en kısa sürede inşa edileceği müjdesinin verilmesi gibi bir şeydir. Bir harabeeden bize imar sözü veriliyor. Ben sözün arkasında durulacağı kanaatindeyim, durulması gerektiği kanaatindeyim. Aksi durumda toplumumuzun temel taşı olan ve Mehmet Akif Ersoy'un; 'Korkma!' derken dayanak olarak gösterdiği ''Korkma! Sönmez bu şafakalardaki yüzen salcak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak' dediği buradaki 'ocak' aile manasındadır. Büyük Şair'in; en son aile yıkılmadan bu al sancak düşmez diye korkmamaya garanti gösterdiği aile biterse herşeyimiz biter. Aile biterse; edebimiz, ahlakımız, milli varlığımız, inancımız, İslamlığımız, insanlığımız biter. Süresiz nafakanın bir an önce, mümkün olan en kısa zamanda kaldırılması ve bu toplumsal yaranın bitirilmesi gerekir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)