Mehmet Özcan / Doğruhaber / Analiz
“Savunma” psikolojisinden “Saldırı” stratejisine
Mısır’da yaşatılan vahşet karşısında İslam dünyası olarak halen siyonist batının kontrol ettiği uluslararası kamuoyunu, sanki adilane küresel bir sistem işliyormuşçasına ikna etme çabalarının boş uğraşılar olmaktan öteye gitmeyeceği gerçeğinin artık görülmesi gerekiyor.
Mısır’da insanlık katlediliyor. Cuntanın yaşattığı vahşet tüm dünyaca izleniyor. Yapılan katliamlar, din faktöründen de öte artık bir insanlık sorununa dönüşmüştür. İman ile küfür savaşının kıyamete kadar sürmesi elbette imtihanın bir gereğidir. Ancak bu savaşta küfrü temsil edenlerin acımasızlığı karşısında iman ehlinin aynı oranda bir vahşilikle karşılık veremeyecek yüce bir din olan İslam’a sahip olmaları dolayısıyla yanık yüreklerimiz, kâinatın sahibi Allah’tan(CC) bu zalimleri cezalandırmasını istiyor.
Mısır’da yaşatılan vahşet karşısında İslam dünyası olarak halen siyonist batının kontrol ettiği uluslararası kamuoyunu, sanki adilane küresel bir sistem işliyormuşçasına ikna etme çabalarının boş uğraşılar olmaktan öteye gitmeyeceği gerçeğinin artık görülmesi gerekiyor. Yayınlanan katliam videolarının süper güç sahiplerince an be an canlı izlenmediğinden şüphesi olan mı var?
CUNTA, İHVAN’IN SİLAH KULLANMAYACAĞINDAN CESARETLE HAREKET EDİYOR
İhvan-i Müslimin, kurulduğu günden bugüne İslami ve insani faaliyetleriyle göz doldurmuştur. İnsani ve İslami faaliyetleri, her zaman için her kesime yönelik olarak kabul görmüş ve bu kutlu hareketi benimseyen, kabul eden Mısır halkı bu kutlu İslami harekete bugün bedenleriyle destek olmuştur. Dünyanın farklı coğrafyalarındaki İslami hareket ve cemaatlere rol model haline gelmiş olan İhvan Hareketi, üzerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmiştir. Her türlü zulüm ve işkencelere, zindanlara ve her türlü insanlık dışı uygulamalara rağmen Mısır yönetimine karşı silah kullanmamıştır. Cunta, İhvan’ın açıklamalarından da anlaşıldığı üzere güç kullanmayacağını bildiği için çok rahat hareket edebiliyor. Hatta Baltacılar denen teröristlerin polis-asker nezaretinde Müslümanlara yönelik vahşi saldırıları da İhvan üyelerinin silah kullanmayacaklarından cesaretle gerçekleştiriliyor.
TÜRKİYE, CUNTAYA RAHATSIZLIK VEREBİLMİŞSE NE MUTLU
Mısır’da yaptıkları vahşi katliamlarına Türkiye’nin birçok şehrinde yapılan protesto eylemleri ve hükümet ile Başbakan’ın sert açıklamaları Mısır firavunlarını kızdırmış olacak ki yanıtları gecikmedi.
Mısır’ın cunta yönetiminin Dışişleri Bakanı Nabil Fahmi, Türkiye’nin uluslararası tutumunun kışkırtıcı olduğunu söyleyerek Türkiye’nin içişlerine karışmaması konusunda uyarıda bulundu. Cunta yönetiminin Başbakanlık sözcüsü Ahmet el-Mossalamany ise Mısır gazetelerinden el Masri’ye yaptığı açıklamada Başbakan Erdoğan’ı batı ajanı olmakla suçladı.
Vahşi cunta yönetimine karşı Türkiye’nin Müslüman halkı ve hükümeti olarak az da olsa darbecilere rahatsızlık verebilmişsek ne mutlu bize! Ancak ne acıdır ki Mısırlı kardeşlerine protestolar dışında daha fazla yardım edemediğinden dolayı Türkiyeli Müslümanlar büyük bir eziklik içindeler.
İSLAM DÜNYASI SAVUNMA” PSİKOLOJİSİNDEN KURTULMALI
Sahi neden Müslümanlar olarak zalimlerin zulümleri mukabilince hakkı haykırmada ve zalime karşı durmada daha fazla bir şey gelmiyor elimizden. Neden her zaman öldürülen, katledilen, işkenceler gören Müslümanlar, işgaller yaşayan İslam dünyası “savunma” psikolojisinden kurtularak haklarını almak ve yeryüzünde adaleti inşa etmek için zalime karşı “saldırı” stratejisi geliştirmiyor?
İslam; sevgiyi, hoşgörüyü, barışı içinde barındıran yüce bir din olduğu gibi aynı zamanda Allah’a ve onun salih kullarına savaş açanlara karşı cihad etmeyi de farz kılmış evrensel bir dindir. Peygamber efendimiz “Ben rahmet peygamberiyim, ben savaş peygamberiyim” diyerek kıyamete kadar var olacak ümmetine pratikte de yaptığı gibi bu mesaj vermiştir. Dünyanın dört bir yanında yaşayan bir buçuk milyar Müslüman’ın bedeni Mısırlı kardeşlerinin bedenlerinden daha değerli değil!
DARBE VE KATLİAMI KINAMAYAN ABD KONU İSRAİL OLUNCA…
Yapılan darbeye halen darbe diyemeyen ABD, Mısır cuntasını ekonomik, lojistik ve siyasi anlamda desteklemeye devam ediyor. Vahşi katliamlarına rağmen Mısır cuntasını kınamayan Başbakan Erdoğan’ın ‘cuntanın arkasında israil var’ tespiti sonrası zaman kaybetmeden açıklamada bulunarak şiddetle kınadığını belirten ABD, siyonist rejimin hamisi olduğunu ve tüm bu yaşananların aslında siyonit-cunta-coni beraberliğinde gerçekleştirildiğini en açık bir şekilde ortaya koymuş oldu.
SİYONİST BATI ARTIK İNSANLIK VE ADALETTEN SÖZ EDEMEZ
Mısır’da yapılan 2011 seçimleri öncesinde Fransa’da yapılan bir oturumda, siyonist rejimin Adalet Bakanı Tzipni Livni ile Fransız bir Yahudi, aynen şu ifadeyi kullanıyorlar: “Mısır’da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır, çünkü demokrasi sadece sandık değildir.”
Ve demokrasinin sadece sandık olmadığını, cuntanın darbe yapmasıyla ve ardından katliamların halen sürmesine rağmen ABD, AB, BM ve sözde insan hakları kuruluşlarının sessiz kalmasıyla daha iyi anlamış olduk. Demek ki demokrasi sadece Batı ve kuklaları yönetimdeyken işliyormuş, onlar yoksa demokrasi de yokmuş. Bunu zaten biliyorduk. Ancak bunu hem itiraf etmiş olmaları ve hem de aşağılık kölelerinin pratikte yapıyor olması bu gerçeği belgelemiş oldu.
Artık Batı olarak haktan, hukuktan söz edecek bir durumunuzun olmadığını bilmelisiniz. Aşağılık kölelerinizin gerçek yüzleri de Mısır kıyamıyla ortaya çıkmış oldu ki bunun da halklar nezdinde bilinmesi önemliydi.
YAPTIĞINIZ VAHŞET, GELECEĞİNİZİN ARTIK GÜVENLİ OLMAYACAĞI KORKULARINIZDAN DEĞİL MİDİR?
Dolayısıyla İslam dünyasıyla siz siyonist Batılılar arasında kanla çizilmiş kırmızıçizgiler vardır. Çizgiler net: hak ile batıl mücadelesi. Batılın hiçbir zaman hakka üstün gelmediği gerçeğiyle siz siyonist Batılılara zaten baştan kaybettiğinizi müjdeliyoruz.
Siyonist Batının ve boyunduruğu altındaki Firavunlarının, aşağılık Arap yönetici Karunlarının şunu belleklerine iyi kazımaları gerekir ki İslam dünyasının ümmetçe birlikte hareket edeceği günler çok yakındır. Ve ümmetçe hareket edilecek günlerin zaferleri de beraberinde getireceğini kimse inkâr edemez. Bu durumu Siyonist-Batılılar olarak en iyi şekilde Mısır’ın gidişatından anladığınızı bilmediğimizi mi zannediyorsunuz? Kölelerinizin yaptığı vahşete sessiz kalışınız, geleceğinizin artık güvenli olmayacağı korkularınızdan değil midir?