Temasları kapsamında Tarsus Devlet Hastanesi Başhekimliği ziyareti sonrası Tarsus halkıyla bir araya gelen Dinç, daha sonra iş adamları ve medya kuruluşlarını ziyaret etti.
Dinç ziyaretleri kapsamında Akkoza Medya Grubu ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren Mustafa Yıldızbakan'ı ziyaret etti.
"Bu kabul edilebilir bir şey değil"
Dinç, Akkoza Medya Grubu'na gerçekleştirdiği ziyarette; tarafgirliğin yanlış sonuçlar doğuracağına ve Tarsus Belediye Başkanlığı tarafından organize edilen tiyatro adı altında sergilenen rezilliğe dikkat çekti.
Dinç, "Bizden birisi yapıyorsa yanlış olsa da doğrudur, karşı taraftan biri yapıyorsa doğru olsa da yanlıştır' böyle işliyor. Burada sen hangi fikirden olursan ol, o tiyatroyu orada sergileyemezsin. Biz, bugün neden İsveç'i kınıyoruz? Kur'an'a hakaret ettiği için. Kur'an-ı Kerim 2 milyar insanın kutsalıdır. 2 milyar insanın kutsalına hakaret etmek kabul edilemez. Orada başörtüsü, çarşaf bir simgedir. Kutsalımıza hakaret ediyorsun. Oradaki konuşmaları sen burada dile getirebilir misin? Haya ediyorsun. Orada bizim eşimiz, çocuğumuz, bacımız, oğlumuz, annemiz, babamız var. O insanların içerisinde bu kadarına da pes! Bu kabul edilebilir bir şey değil." ifadelerini kullandı.
"Sadece yerin üstüne değil, yerin altına da inanıyoruz"
Kendilerine iftira atılsa da muhataplarına iftira atmayacaklarını vurgulayan Dinç, şunları kaydetti:
"Biz âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkuyoruz. Bizim inancımıza göre iftira atmak, insan öldürmekten daha beterdir. Ben atamam, o atabilir Allah'tan korkmuyorsa. Biz sadece yerin üstüne değil, yerin altına da inanıyoruz. Orada hesap vereceğimize inanıyoruz. O şekilde iftiralar atarak ya da insanlara karalamada bulunamayız ve doğruların ortaya çıkması için de mücadele edeceğiz."
"Gençlerimizi zehirlemeyin' diyen bir başka siyasi örgüt görmedim"
Yaptığı haberler nedeniyle kendisine "HÜDA PAR'a neden yakınsın" sorularının yöneltildiğini söyleyen Akkoza Medya Grubu Temsilcisi Erdal Alakaş, sorulara şöyle cevap verdiğini ifade etti:
"Ben yaklaşık kırk yıldır Tarsus'ta büyüyen biriyim. Daha bir gün uyuşturucuyla ilgili hiç kimseyi, Sivil Toplum Kuruluşları da dâhil meydana çıkıp 'Gençlerimizi zehirlemeyin' diyen bir başka siyasi örgüt görmedim. Onun için bu konuda destekliyorum dedim. Dedim ki: 'Adamlar sosyal medya ahlakıyla ilgili ayda 1-2 defa seminer düzenliyor, gençleri bu konuda bilgilendiriyor. Tamam biz özgürüz, klavyenin başında istediğimizi yazıyoruz ama öyle bir dünya yok! Bu durum öyle ahlaksızca yazmak hakkını vermez bize." diye konuştu.
"Asgari ücretlinin tanımı yanlıştır"
Medya kuruluşu ziyaretinin ardından İşadamı Mustafa Yıldızbakan'ı ziyaret eden Milletvekili Dinç, asgari ücret konusu ile HÜDA PAR Adana İl Başkanlığına yapılan saldırıya dikkat çekti.
İşadamı Mustafa Yıldızbakan, maliyetlerin arttığını belirterek, kiraların aşırı derecede yükseldiğinden ve akaryakıtın 37 TL'ye çıkmasından şikâyetçi olduklarını söyledi.
Artan maliyetlerin ücretlere yansımadığına vurgu yapan Dinç ise, "Biz bu konuda diyoruz ki: 'Azdan az, çoktan çok alın.' Biz bunu hükümete de söylüyoruz. Bir asgari ücretliden gerekirse vergi kesme, gerekirse gıdasını da karşıla. Zaten asgari ücretlinin tanımı da yanlıştır. Asgari ücrette sadece bir kişi üzerinden hesap yapılıyor. Bu adamın eşi, çocukları, evi, okula gidenleri var. Hepsi hesaba katılmıyor. Biz diyoruz bunları da hesaba katın. Aslında bu konuda adil bir düzenleme yok." dedi.
"Adana'daki saldırı sadece HÜDA PAR'a değil, tüm Türkiye siyasetine bir saldırıydı"
HÜDA PAR Adana İl Başkanlığında şehit olan Sacit Pişgin için dua edilen ziyarette, konuya ilişkin Meclis'te söz alamadıklarını kaydeden Dinç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiçbir din ve ideolojide namaz üzerinde kimseye vurulmaz. Normalde Meclis ve oturum açıldığı zaman her Grup Başkanvekili bu konuyla ilgili rahmet diler. Sadece HÜDA PAR'a değil, tüm Türkiye siyasetine bir saldırıydı bu. Namaz üzerinde gerçekleşen bir saldırıydı ve can kaybı vardı. Siyasi partilerin bu konuda açıklama yapması gerekirdi. Biz ilk söz aldığımızda bunu dile getireceğiz. Burada hiçbir siyasi parti bu konuyu dile getirmedi. Bu da Meclis kayıtlarına geçmeli. Siz adil ve insanca düşünseydiniz, bugün siyasi bir partinin il binasına saldırı oluyor ve bir can kaybı var, hiçbiriniz dile getirmiyorsunuz ama birinin camı kırılıyor hepiniz sıraya giriyorsunuz. Burada siz samimi değilsiniz. Bunu dile getireceğiz. Bu konuda bizi arayanlar var ama herkes tepkisini ortaya koyacak ki bu saldırıyı gerçekleştirenler bir daha cesaret etmesinler. Bugün bize saldırı oldu, yarın başkasına olacak. Biz hertürlü şiddetin karşısında durulması gerektiğine inanıyoruz." (İLKHA)