Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın kapanış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisinde ürün yelpazesiyle birlikte rekabet güçlerini de artıracaklarını belirterek, mockup olarak sergilenen ürünleri kullanıma ve satışa hazır hâle getireceklerini söyledi.
Sadece bunlarla kalmayacaklarını, kendi alanında çığır açan, sektöre yön veren, ileri teknolojiye sahip yeni ürünlerle tüm dünyanın huzuruna çıkacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17. IDEF'in bu hedeflerini gerçeğe dönüştürecekleri bir platform olması için çalışmalarına şimdiden başlayacaklarını ifade etti.
"Son 21 yılda dünyada belki de hiçbir ülkenin karşılaşmadığı engellerle karşılaştık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuardaki tüm firmaların adeta bir akıncı ruhuyla işine ve projesine dört elle sarılmasını beklediğini anlatarak, "Yalan tüccarlarına ve şeamet tellallarına asla kulak asmayacağız. Hedeflerimize odaklanarak bir sonraki IDEF'i her bakımdan sektörümüz açısından yeni bir sıçrama tahtası hâline getireceğiz. Bunları söylerken kesinlikle hamaset yapmıyoruz. Son 21 yılda başardıklarımıza bakarak böyle iddialı konuşuyoruz. Savunma sanayisi alanında kat ettiğimiz mesafe, bizim hem referansımız hem ilham kaynağımız hem de neleri yapabileceğimizin müjdecisidir." diye konuştu.
Türkiye'yi takip edenlerin, son 21 yılda ülkenin özellikle savunma sanayisi alanında yazdığı başarı hikâyesinin en yakın şahidi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Kurumlarımız, firmalarımız ve vatandaşlarımız ise bu hikâyenin aktörleri olarak sürece tanıklık ettiler. Gerçekten son 21 yılda dünyada belki de hiçbir ülkenin karşılaşmadığı engellerle karşılaştık. Gizli açık ambargolara maruz bırakıldık. Haksız ve hukuksuz kısıtlamalarının muhatabı olduk. Çifte standardın, adaletsizliğin, ahde vefasızlığın daniskasını yaşadık ama bunlar karşısında yılmadık, pes etmedik, yolumuzdan asla dönmedik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Her zaman şu inançta olduk, korkaklar zafer anıtı dikemez. İnanmış yüreklere kimse set çekemez. Azmin ve gayretin önünde hiçbir güç duramaz. İman varsa, irade varsa Allah'ın izniyle imkân da vardır. İşte bu anlayışla hareket ederek hamdolsun 21 sene önce hayali dahi kurulamayan nice başarıya, nice zafere, fuarda bugün gururla tanıtılan nice savunma ürününe imza attık."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisindeki başarılara yönelik bazı rakamları da açıklayarak, göreve başlarken savunma sanayisinde yüzde 80 dışa bağımlı bir ülke devraldıklarını anlattı.
Askerinin, polisinin kullandığı temel silahları bile o dönemde yurt dışından ithal eden, ithal etmek mecburiyetinde olan bir Türkiye'nin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bağımlılık ilişkisinden dolayı terörle mücadele operasyonları yürütürken dahi ciddi sıkıntılarla karşılaştıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gün oldu terörle mücadele için istedikleri bir İHA'nın bile kendilerine verilmediğine işaret ederek, "Gün oldu 'Bizim silahlarımızı teröristlere karşı kullanamazsınız.' dediler. Tabanca ya tabanca... Tabancayı bize vermediler. Ama şimdi bize tabanca vermeyenlere biz şimdi kendi Canik tabancalarımızı veriyoruz. Canik'e reklamını yap demiyorum. Biliyorum Sarsılmaz rahatsız oldu. Gün oldu parasını ödediğimiz malzemelerin bile tedarikini yapmadılar. Daha burada sayamayacağımız sayısız bahanelerle bize sürekli zorluk çıkardılar, yolumuza sürekli takoz koydular. Savunma sanayisinde attığımız kararlı ve cesur adımlarla bize ve ülkemize yakışmayan bu tabloyu tamamen tersine çevirdik. Dışa bağımlılığımızı yüzde 20’lere kadar düşürdük." ifadelerini kullandı.
"Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden birisiyiz"
Bugün kara, hava ve deniz araçlarında Türkiye'nin ihtiyaçlarının yerli ve millî imkânlarla karşılanabildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "İHA ve SİHA teknolojisinde geldiğimiz konum zaten biliniyor. TB-2 ve ANKA ile başladığımız yolculuğumuzu AKINCI ve AKSUNGUR ile bir üst lige taşıdık. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma ile inşallah bu alanda çığır açacağız. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden birisiyiz. Gemilerimizi sadece kendimiz tasarlamak ve üretmekle kalmıyoruz. Gemilerde kullanılan silah sistemlerinden radarlara, bilgi sistemlerinden elektronik harbe kadar birçok teknoloji de yine biz geliştiriyoruz. Silahlı insansız deniz, hava ve kara araçlarında yeni ürünlerle kapasitemizi sürekli güçlendiriyoruz. Tasarımdan geliştirmeye, inovasyondan seri üretime kadar her konuda farklı bir ivme yakalamış durumdayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağladıkları destek ve teşviklerle savunma sektörünün önünü her boyutuyla sonuna kadar açtıklarını vurguladı.
Millî teknoloji hamlesiyle savunma sanayisine yatırım yapmayı, ürün geliştirmeyi yenilikçi fikirleri hayata geçirmeyi cazip hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu teşvik sisteminin müspet neticelerini her alanda gördüklerini ifade etti.
"Millî muharip uçağımız Kaan’ı yılsonunda havada göreceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında savunma sektöründe sadece 57 firma faaliyet gösteriyorken bugün sayının 2 bin 500 olduğunu belirterek, "Nereden nereye... Savunma sanayimiz 80 binden fazla çalışanıyla ülkemiz ekonomisinin lokomotifini üstlendi. 1 milyar dolar olan ciro rakamımız 12 milyar doları aştı. Araştırma geliştirme harcamamız 49 milyon dolardan 2 milyar dolara yükseldi. 248 milyon dolar civarında olan ihracatımız geçen sene 4,5 milyar dolar ile rekor kırdı. Yetmez, daha da artacak. Bundan hiç şüphemiz yok." diye konuştu.
Bu yılın ilk yarısında savunma ihracatının 2 milyar 400 milyon dolar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Sene sonunda inşallah 6 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Üstelik bu başarıları, küresel ekonomideki krizlerin yanında 6 Şubat'ta 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı etkileyen, 50 bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem felaketine rağmen elde ettik. Yine bu dönemde 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde iki kritik seçim yaşadığımız hâlde hedeflerimizden bir an olsun kopmadık. Bir taraftan devlet millet el ele vererek yaralarımızı sardık. Diğer taraftan seçimlerimizi demokrasimize yakışır bir olgunlukla yüzde 90'ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekleştirdik. Eş zamanlı olarak da üretmeye, ihracat yapmaya, ürünlerimize yeni pazarlar ve müşteriler bulmaya devam ettik. Sadece sene başından bu yana yeni Altay tankımızı, donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu'yu, beşinci nesil millî muharip uçağımız KAAN, HÜRJET ve ATAK'ı, Yeni Nesil Fırtına Obüslerimizi, hasılı hava, kara ve denizde tarihi nitelikte birçok projemizi ya devreye aldık ya da teslimatını, testlerini veya uçuşunu başarıyla gerçekleştirdik. Üç ay önce hangardan çıkardığımız KAAN'ı inşallah yılsonunda havada da göreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TCG Anadolu'nun artık bir üst segmentini yapacaklarını söyledi. Daha bir üst segmenti yapmadan siparişler almaya başladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Muharip Uçak KAAN ile ilgili kardeş Azerbaycan'la imzalanan proje ortaklığı anlaşmasına, iki ülke arasındaki dayanışmanın yeni bir nişanesi olarak baktıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aylarda ilk uçuşunu yapan HÜRJET'in de 2025 yılında envantere girmesini planladıklarını, savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güvenlik gibi hayati bir meselenin ülkeler arasında bir tehdit veya baskı unsuru olarak kullanılması doğru değildir. Meşru ve hukuk zemininde kalındığı sürece herkes güvenliğe dair ihtiyacı kolaylıkla giderebilmelidir. Bu anlayışla savunma sanayi alanındaki yetenek ve kabiliyetlerimizi dost ve kardeş ülkelerle paylaşmayı sürdüreceğiz. Türkiye olarak uçağı, helikopteri, SİHA'sı, gemisi, zırhlı aracı, radarı, tankı, hava savunma sistemi, füze ve mühimmatıyla kendi ihtiyaçlarımızı karşılarken inşallah tüm dostlarımızın yanında olacağız. Önümüzdeki dönem hedefimizi ihracatın artırılmasıyla birlikte savunma sanayi ekosistemimizin güçlendirilmesi olarak belirledik. Bu amaç doğrultusunda, yerli imkânlardan ve millî teknolojilerden azami ölçüde faydalanılmasını sağlayacağız." diye konuştu.
Sistem bazında belli bir olgunluğa ulaşan sektörün teknolojik derinliğinin de artmasına ağırlık vereceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin farklı yerlerindeki birbirini tamamlayan teknolojileri ve kabiliyetleri bütünleştirerek sanayi altyapısını daha ileri taşıyacaklarını dile getirdi. (İLKHA)