Bir varmış bir yokmuş.. KILIÇDAROĞLU DESTANI

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldığında hem Erdoğan hem de Kılıçdaroğlu “tüm tuşlara basarak” ipi göğüslemeye çalıştı. Kılıçdaroğlu bastığı tuşların bedelini şimdi ödüyor.

Ekleme: 27.07.2023 12:18:08 / Güncelleme: 27.07.2023 12:30:52 / Haber-Yorum
Destek için 

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldığında hem Erdoğan hem de Kılıçdaroğlu “tüm tuşlara basarak” ipi göğüslemeye çalıştı.

Erdoğan, çalışanlar için kesenin ağzını açtı, Kılıçdaroğlu ise vaatlerde sınır tanımadı.

Muharrem İnce “kaset şantajı” ile tasfiye edilmişti; ama ortada Ümit Özdağ’ın desteklediği bir Sinan Oğan gerçeği vardı ki aldığı oy öyle az buz da değildi.

Sinan Oğan, Erdoğan’ın tarafını seçti, Ümit Özdağ da Kılıçdaroğlu’nun.

Tabii Ümit Özdağ, Sinan Oğan’ın aldığı oyların aslında kendisine verildiğini iddia ediyor ve kendini öyle pazarlıyordu.

Rakamlar tersini söylese de…

Birinci turda Sinan Oğan’ın aldığı oy oranı yüzde 5,2 iken Özdağ’ın partisinin de içinde bulunduğu Ata İttifakı’nın oy oranı yüzde 2,43 idi.

Yani ortada 2,77’lik bir oy vardı ki, Ümit Özdağ yalancı çıkıyordu.

Neyse asıl konumuza dönelim…

Kılıçdaroğlu, ikinci tura giderken Ümit Özdağ ile buluştu, bazı vaatlerde bulundu ve onu kendisine destek için ikna etti.

Seçim sonrası Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu’nun kendisine 3 bakanlık ve MİT müsteşarlığı vaat ettiğini iddia etti.

Tabii bu açıklama sonrası hem masa hem de CHP karıştı.

En ilginç açıklama ise herhalde Davutoğlu’ndan geldi.

Davutoğlu, Özdağ'ın açıklamasından sonra Kılıçdaroğlu ile konuştuğunu ve "Böyle bir protokol var mı? İçişleri Bakanlığı ve üç bakanlık verildi mi?" sorularını yönelttiğini söyledi.

İlginç süreci Davutoğlu şöyle anlattı:

"Yok dedi. 'Bir bakanlık konuşuldu; ama karara bağlanmadı. Bağlanmadığı için size getirmedim. Olsa bile benim kontenjanımdandı' dedi.

Ben de o akşam, 'Muhatabımız Kılıçdaroğlu'dur. O da ‘Yok öyle bir protokol dedi' minvalinde konuştum.

Onun üzerine Kılıçdaroğlu aradı. 'Kusura bakmayın. Tekrar baktım, protokol varmış. Bakanlık görüşülmüş' dedi.”

Ortada iki ciddi sorun var.

Birincisi ortaklarından habersiz protokol yapmak ne kadar doğru?

İkincisi yaptığı protokolü hatırlayamayan biri devletin ağır sorunlarının altından çıkabilir miydi?

Acaba, diyorum. Başlığın üst kısmını şöyle mi değiştirsek:

“Bir yokmuş bir varmış”

Bir de şu var.

Memleket gerçekten büyük bir badire atlatmış.