Ferman Karaçam Şehid Sacid'i yazdı: "Sacitler neden hedefte?"

Haber7 yazarı Ferman Karaçam, Sacid Pişgin'in şehid edilmesi üzerine bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı...

Ekleme: 26.07.2023 12:27:50 / Güncelleme: 26.07.2023 12:37:02 / Güncel
Destek için 

Sacitler Neden Hedefte?
.
Henüz otuzlarında.

Hayata yeni başlayan enerjik tertemiz bir yüz.

Siyah sakalları, yarınlara umutlu bakışın, geleceği bugünden çok daha güzel yapmanın muştusunu verecek ışıltılı ve berrak zebercetler gibi serpilmişler tertemiz yüzüne.

Hayata, eşyaya ve dünyaya iman ve ihlas penceresinden bakan, mutmain olmuş parıltılı gözler.

Kısa bir süreliğine misafir olduğumuz şu fani alemde huzurlu yaşamanın ve huzurlu yaşatmanın kavgasına ahdetmiş kararlı ve inançlı bakışlar.

Herkesle iyi geçinen, gördüğü insanlara büyük Peygamberimizin (sav) emri olan selamı vererek geçip giden sessiz bir genç.

İçinde volkanlar patlarken dışında tebessümler çağlayan bir iman abidesi delikanlı.

Yardımsever ve merhametli.

Gencecik yaşında parti il sekreteri.

Etrafında gördüğü batağa saplanmış gençleri kurtarmak için her türlü fedakarlığı göze almış cesur bir yürek.

Kendi çocuklarını dünyanın en pahalı mağazalarından giydiren, en pahalı okullarında okutan, en lüks araçlarına bindiren ve şehirlerin en pahalı havuzlu sitelerinde oturtan, fakat yoksul çocuklarını dağlara yollayan, yollayamadıklarını da ABD emperyalizminin sadık bekçileri olsun diye uyuşturan baronlara karşı derinden bir mücadele yürütüyordu Sacit.

Sadece bu kadar mı?

Elbette değil.

Onlara yaşantısıyla iyi bir rol model oluyordu.

Komşularından herkes onun için “çok iyi çocuk, beyefendi bir genç” diyorlardı.

Yürürken, mümkün olduğu kadar eskilerin,

“Nazar Ber Kadem” dedikleri yani, ayak parmaklarının ucuna bakarak yürür, etraftaki olumsuzluklardan sakınmaya çalışırdı.

Ahlaklı ve erdemli bir hayatı vardı.

Beş vakit namazını kılıyordu.

Hal ehli olan bir gençti.

22 Temmuz 2023 günü Hür Dava Partisinin, Adana Türkocağı mahallesindeki il binasına gelen yaşlı bir şahıs tarafından bıçakla şehit edildi.

O sırada il binasının alt katındaki mescitte bulunuyordu.

Yakalanan ve hapse atılan saldırganın yalnız olmadığı, yakınlarda bir kişinin daha olduğu, sonradan tespit edildi.

Bu cinayetin, bir meczup ya da kendisine meczup görüntüsü veren bir piyon tarafından işlenmediği apaçık ortada.

Daha da önemlisi; bu cinayetin azmettiricileri, HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakına katılmasıyla birlikte karanlık dehlizlerinden; insan kanıyla ve uyuşturucu parasıyla yayımlanan gazete sayfalarından, dışarıdan fonlanan kanlı ekranlarından, bazı belediyelerin milletin parasıyla fonladığı medya mecralarından bu partiyi ve bu camiayı sürekli hedef gösterdiler.

Çünkü bu gençler emperyalizmin çarkına çomak sokuyordu.

Emperyalistler bu gençleri Anadolu’nun bağrından koparıp dağlara sürüyor, uyuşturarak cinayetler işletiyor, Türkiye’yi parçalamak için kullanışlı hale getirip ekonomik olarak da vurgunlar vuruyor, dünyadaki hegemonyasını ve krallığını sürdürüyorlardı.

Bu sebeple emperyalist zalimler ve onlar için kendisini ve çevresini kullandırmayan, fakir fukaraya kurban eti dağıtan Yasin Börü ile birlikte 52 arkadaşını ya da İhya Der Başkanı Aytaç Baran, Adana sorumlusu olan Sacit Pişgin gibi Kürt gençlerini öldürtüyor, o gençlerin İslam’la buluşmalarını istemiyorlardı.

O gençlerin her biri kendi çevresinde aktif olarak çalışıyor, kendileri gibi Hak ve hakikat sevdalısı gençler yetişmesi için emek veriyorlardı.

Hele hele kutlu İslam’ın Yüce Peygamberinin (sav) adına etkinlikler düzenleyerek, meydanlara on binleri, yüzbinleri toplamaları asla hazmedilemiyordu.

Bir zamanlar elele tutuşarak Cihan Devletleri kuran, zalime korku salan Müslüman Kürt gençlerinin, Trabzon dağlarında katlettikleri Eren Bülbül gibi Müslüman Türk gençleri ile aynı inanç, aynı gaye ve aynı hedefe doğru omuz omuza yürümeleri Türkiye düşmanlarının rüyalarına kapkara kabuslar gibi çöküyor.

Çünkü o gençlerin; bu kara zulmün merkezine kilitlenen bir namludaki mermiler gibi sırt sırta vermeleri, zalimleri korkutuyor.

Çünkü onlar biliyor ki; Mısır zindanlarında şehid ettikleri Mursi’nin evlatlarıyla, Erenler ve Sacitler yeniden aynı safta, omuz omuza verip aynı kıbleye dururlarsa dünya saltanatları bitecek.

O sebeple linç ettiler Yasin’i, o kabusun korkusu ile katlettiler Aytaç’ı, geleceğin büyük Türkiye’sinin hamurunu karmaya çalıştığı için işlettiler Sacit Pişgin cinayetini.

Sacit, insanlık ufkunun Peygamberi olan Efendimizin (sav) çizgisinde yürüyen imanlı, sağlam itikatlı, yürekli bir gençti.

Sacit; haz ve nefsini putlaştırmış azgın emperyalizmin çarklarında ufalanan, zillet çukuruna düşmüş gençlerden olmayı reddedip, onurunu ve iradesini satmadığı için hedef seçildi.

Rahat uyu Sacit kardeşim; menzilin mübarek, mekanın cennet, makamın âli olsun.

Elbette, bizim Yunusça söylersek:

“Şu dünyada bir nesneye, yanar içim göynür özüm.

Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi”.

Bizim de içimiz yanıyor fakat hiç şüphen olmasın kardeşim; bu mübarek topraklarla karılan senin gibi genç şehidlerin kanından yeni filizler boy verecek.

İnşallah, zalimler istemese de bir zaman gelecek ki; “Allah Nurunu Tamamlayacak” ve bu dünya işte o zaman gül bahçesine dönecek.

NOT: Aşağıda kaydedilen sahneleri yüreği, merhameti, vicdanı olanlar ve bu medeniyetin çilesine talip olanlar izlesin, izlesin ve unutmasınlar.