Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın da tavsiye ettiği alternatif tıp olarak uygulanan hacamat, insanlar için bir şifa kaynağı olarak binlerce yıldır uygulanıyor.
Kan dolaşımını ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek vücuda direnç kazandıran, başta migren ve sinüzit olmak üzere unutkanlık, hafıza zayıflığı, tansiyon, şeker ve kolesterol gibi birçok hastalığa şifa kaynağı olan hacamat, bu alanda eğitim almış haccamlar aracılığıyla binlerce yıldır sürdürülüyor.
Hacamatın tanımı, tarihçesi, faydası ve tavsiye edilen günler hakkında bilgi aktaran Fizyoterapist Mehmet Şerif Bilben, bu tedavi yönteminin Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın sünneti olduğunu, hemen hemen her insanın özellikle mevsim geçişlerinde hacamata başvurmasını tavsiye etti.
"Hacamat tedavisi, başlı başına bütün vücutta etkisi olan bir tedavi yöntemidir"
Hacamatın tanımını yapan Bilben, "Hacamat, kupa tedavisi olarak da bilinmektedir.Kupa tedavisi, yaş ve kuru olarak ikiye ayrılıyor. Kuru olanı, sadece belli bir bölgeye vakum yapılarak uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yaş olanı ise bizim bildiğimiz hacamat olarak geçiyor. Hacamat tedavisi, başlı başına bütün vücutta etkisi olan bir tedavi yöntemidir. Birinci aşamadan bahsedecek olursak öncelikle vücuttaki toksinleri uzaklaştırmada, bağışıklık sitemini güçlendirmede, sinir uçlarına uyarı vererek kas ve iskelet sisteminin hareketlerini düzenlemede ve ayrıca bir detoks etkisi olduğu için ruhsal problemleri de gidermektedir ve aynı zamanda da bilinen üzere sünnet olarak yapıldığı içinde Peygamber Efendimiz de bu hacamatı uygulamıştır. Hacamatın çok eski bir tarihi vardır. Tarihi milattan önceki yıllara kadar dayanmaktadır. Mısır ve Osmanlı dönemine kadar İslam devletlerinde tıpta kullanılmaktaydı. Rivayetlere göre ilk yapılan hacamatın, bir hayvanın boynuzuyla yapıldığı bilinmektedir. Son zamanlarda ise cam ve plastik kupalarla yapılmaktadır." şeklinde ifade etti.
Hacamatın hangi tür hastalığa daha çok fayda sağladığı hakkında bilgi veren Bilben, "İnsan, birçok hastalık barındırabiliyor. Hacamatın, birçok hastalığa faydası vardır. Özellikle romatizma, kas tutulması, uykusuzluk, gerginlik halleri, şeker hastalığı, tansiyon hastalığı ve benzeri birçok hastalığa etkisi vardır." açıklamasını yaptı.
Hacamatın yaş grupları ve sınırları hakkında açıklamalar yapan Bilben, "65 yaş üstünde eğer belirli kronik rahatsızlığı yoksa ve kullandığı ilaçları göz önünde bulundurarak tedavi sürecini başlatıyoruz. Bebeklere ise doğumundan 40 gün sonra hacamat yapılabiliyor. Birkaç senelik çocuk yaş gruplarında da kullanılıyor. Çocuklarda faydası ise, malum olduğu üzere çocuklarda halsizlik, kilo alamama, hiperaktif, iştahsızlık görülebiliyor. Bu şikayetler üzerine ebeveynler hacamat için başvuruyorlar. Yılda 3-4 sefer çocuğunu getiren oldu, çünkü faydasını da gördüler." ifadelerini kullandı.
Her insan hacamat yaptırmalı mıdır?
Belirli bir hastalığı olan kişiler hariç hemen hemen her insanın hacamat yapması gerektiği tavsiyesinde bulunan Bilben, "Hacamat, sadece hasta olan insanlar tarafından yapılır diye birşey yoktur. Hacamat sağlığı yerinde olan insanlarda da belli başlı hastalığı olan insanlarda da yapılır. Ancak kan hastalığı barındıran kişilerde ve buna benzer rahatsızlıkları yaşayanlara hacamatı pek önermiyoruz. Özellikle hacamat mevsim geçişlerinde, misal bahar mevsimine geçişlerde hacamatın yapılmasını öneriyoruz. Yılda 2, 6 ayda bir yapılmasını öneriyoruz. Mutlaka sağlıklı bir bireyin bile mevsim geçişlerinde hacamat yapması gerekiyor. Hacamat bağışıklık sistemini güçlendirir. Sürekli yapılmasa bile senede 2 defa uygulanmasını öneriyoruz." ifadelerini kaydetti.
Bilben, sünnet hacamatın belli takvim günlerinin olduğunu belirterek, "Bazı hacamat uygulamalarının belli başlı günleri vardır. Bu günlerde sünnet hacamatı olarak Hicri takvime göre belirlenmektedir. Hicri takvimin ilk 5 günü ve son 5 günü hacamatın yapılmasını önermiyoruz. Genelde 5'inci gün ile 25'inci günler arasında hacamat takvimi belirleniyor. Sünnet hacamatı, genelde Hicri takvimin 17, 19 ve 21'inci günlerinde yapılmaktadır ve bu günlerde yapılmasını tavsiye ediyoruz. Günler olarak da Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günler hacamat yapılmıyor. Bunların dışındaki günlerde yapılabilir. Bununla beraber senede bir defa "altın günü" diye bir gün mevcuttur. Bu altın günü Hicri takvimin 17'ncisi salı gününe denk geldiği zaman altın günü oluyor. Yılda bir defa denk geliyor ve Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'da hacamatı bu günde de yaptığı söyleniliyor." şeklinde belirtti.
"Hacamatın 40 dakika civarında bir işlem süreci vardır"
Tedavi süreci kısmına değinen Bilben, "Hacamatı yaptıktan sonra düzenim nasıl olacak, neler değişkenlik gösterecek, faydasını gösterecek miyim şeklinde bazı sorular insanların aklına gelebiliyor. Yaklaşık 40 dakika civarında bir tedavi süresi vardır. Hacamat bittikten sonra yaklaşık 3 saat bir dinlenme süresi tavsiye ediliyor. Hacamattan sonra seyahate çıkmaması tavsiye ediliyor. O gün spor aktiviteleri yapılmaması tavsiye ediliyor. O günü genellikle dinlenmeyle geçirmesi tavsiye ediliyor ve bitkisel ağırlıklı beslenme isteniyor. Hacamat yapılmadan bir gün önce veya sonrasında hayvansal gıdaların tüketilmesini bıraktırıyoruz. Çünkü amacımız dolaşım sistemini, sindirim sistemini çok iyi etkilemektir Ancak protein ağırlıklı beslendiğimiz zaman sindirimi zor olduğundan birçok şeyi geciktiriyor. Hacamat yapıldıktan 3-4 saat sonra duş alınabilir, bir hafta 10 gün içerisinde de yara iyileşme surecide vardır. Daha sonraları deri kendini toparlıyor zaten." ifadelerini kullandı.
Tedavi amaçlı ve sünnet amaçlı hacamatın hangi tür bölgelere uygulandığı hakkında da bilgi veren Bilben, "Hacamatın sünnet amaçlı yapılanı var ve tedavi amaçlı yapılanı vardır. Tedavi amaçlı yaptığımız yerlerde genelde spesifik bölgeler olarak; bel, bacak, boyun gibi bölgelere uygulanmaktadır. Ancak sünnet hacamatta sırt, tarama hacamatı denilen hem sırta hem de bacaklara ve kafaya da yapılmaktadır." dedi.
Hacamat uygulamasına başladıktan sonra terk edilmemesi gerektiğini belirten Bilben, "Kişi hacamata başladıktan sonra devam ettirmediğimiz zaman vücuda çok ağır bir etkisi olur. Düzenli bir şekilde yapıldığı ve vücut alıştığı zaman bu yaşamınıza daha kaliteli bir süreç oluşturur." dedi. (İLKHA)