Dil ve konuşma terapisti Burcu Çakır, kekemeliğin, blok, tekrar ve uzatma gibi özellikleri içeren bir akıcılık bozukluğu olduğunu söyleyerek, kesin bir sebebi bilinmediğinden ötürü kesin bir tedavisinin de olmadığını ancak erken tanı ve tedavi durumunda güzel sonuçlar alındığını bazı kişilerde de düzelme olduğunu aktardı.
Çakır, kekemelik konusunda farklı branşlarda kekemelik ile ilgili programların olmadığını aktararak, kekemeliğin tedavisinde mutlaka dil ve konuşma terapistlerine gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Çakır, halk arasında kısa programlarla kekemeliğe son’ gibi yanlış yönlendirmelere uyulmaması gerektiğini hatırlattı.
“Dil ve konuşma terapistlerinin çalıştığı grup, yediden yetmişe çeşitli yaşlardan insanları içerir“
Dil ve konuşma terapistlerinin; dil, iletişim, konuşma ve ses yutma gibi alanlarda çalışan sağlık mensubu kişilerden oluştuğunu söyleyen Çakır, "Dil ve konuşma terapistlerinin çalıştığı grup yediden yetmişe çeşitli yaşlardan insanları içerir. Bunlar, ilk çocukluk döneminde başlayan gecikmiş konuşma, gelişimsel dil bozuklukları, otizm, down sendromu gibi bozukluklara bağlı dil bozuklukları, daha ileriki yaşlarda travmalar, inme sonucu oluşan dil bozuklukları, ses yutma gibi alanlarda çalışırlar.” şeklinde konuştu
Kekemelik sorununa değinen Çakır, “Kekemelik, blok, tekrar ve uzatma gibi özellikleri içeren bir akıcılık bozukluğudur. Kekeme bireylerle çalışan insanlar dil ve konuşma terapistleridir.” dedi.
“Kekemeliğin kesin çözümü yoktur”
Çakır, kekemeliğin belirli bir nedeninin olmadığının altını çizerek, “Fiziksel, psikolojik, çevresel gibi etkenlerden oluştuğu bilinir ama kesin bir nedeni yoktur. Kesin bir nedeni olmadığından dolayı kesin bir çözümü de yoktur. Ancak buradaki amaç, kişinin iletişim sağlamasını daha iyi gerçekleştirmek ve sosyal anlamda onu güçlendirmektir.” ifadelerini kullandı.
“Erken müdahale durumunda iyi sonuçlar alınabilir”
Çakır, “Herkesin takılma oranı vardır. Normal bireylerde de akıcı konuşma mevcut değildir. Burada amacımız daha çok iletişimi güçlendirmek ve sosyal bağlamda onları desteklemektir. Erken müdahale durumunda iyi sonuçlar alınabilir.” dedi.
Kekeme olan bireylere karşı davranışlar hakkında ise Çakır şu ifadelerde bulundu:
“Kekeme olan bireylere takılma anlarında asla müdahale edilmemeli ve sözünü kesmemeliyiz. Takılmasının devam etmesini ve bitmesini sağlamalıyız. Özellikle göz temasını sürdürmeliyiz. ‘Yavaş ol, sakinleş, sen söyleyebilirsin’ gibi telkinlerde de bulunamamalıyız. Kekeme olan bireylerin kekemelikleri dil ve konuşma terapistleri tarafından şekillendirilebilir. Akıcılık şekillendirme, modifikasyon gibi yöntemlerle duyarsızlaştırılabilir. Gerekli yönlendirme, dil ve konuşma terapistlerine olmalıdır. Başka meslek grupları bu alanda çalışamaz. Sürece erken müdahale yapılırsa tamamen ortadan kalkması gibi bir durum da mevcuttur. Ancak daha ileriki yaşlarda tedavi yapılırsa günlük hayata katılımını sağlamak amacımız olmaktadır. Bundan ötürü erken dönemde dil ve konuşma terapistlerine götürüp erken tanı, erken müdahale de erken gelişimi de beraberinde getirir. Gelişimi de destekler ve iyi sonuçlar da doğurur.” şeklinde konuştu.
“Kekemeliğin tedavisi dil ve konuşma terapistleri tarafından yapılır”
Kekemelik konusunda halk arasında bazı kısa programlarla sonuç alındığına dair paylaşımların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Çakır, “Şunu da ifade etmek istiyorum; ’14 günde kekemeliğe son’ gibi programlara da inanmayalım. Bu konuda çalışma alanı içerisinde olanlar dil ve konuşma terapistleridir. Kekemeliğin terapi ve tedavisi dil ve konuşma terapistleri tarafından yapılmaktadır.” dedi. (İLKHA)