10 yaş altı çocuklara yönelik danışmanlık hizmeti veren Psikolog Elif Özçelik, salgın süreci ile başlayan ve okulların tatil olması sonrasında da artan ekran bağımlılığına karşı ailelere önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.
"Olumsuz içeriğe maruz kalan çocuklarda dikkat ve öfke problemleri, sosyal becerilerde ve dil gelişiminde gerilemeler meydana geliyor"
Ekran önünde geçirilen zamanın olumsuz yönleriyle ilgili İLKHA muhabirine konuşan Özçelik, "Pandemi ile beraber çocuklarda ekran sürelerinde bir artış yaşanmıştı. Özellikle okul öncesi ve ilkokul döneminde ekran süresinde bir artış yaşanmıştı. Yaz tatili ile birlikte çocukların daha fazla boş zamanı oldu. Pandemiden alışık oldukları gibi maalesef bu boş zamanlarını daha çok ekran önünde harcıyorlar. Bu sefer de çocuklarda bazı olumsuz davranışlar görülebiliyor. Bu olumsuz davranışları daha çok ekran karşısında geçirdiği zaman ve izledikleri içeriklerde ortaya çıkabiliyor. Ekran önünde çok fazla zaman harcayan veya çok fazla olumsuz içeriğe maruz kalan çocuklarda dikkat ve öfke problemleri, sosyal becerilerde gerilikler, özellikle dil ve konuşmada gerilemeler meydana geliyor. Şu anda bizden en çok destek alan ebeveynlerde bu problemler var." dedi.
"3,4,5 yaşında olup hala konuşma geriliği yaşayan çocuklar var "
Okulların başlamasıyla beraber çocuklarda en çok uyum ve dikkat problemlerinin görüldüğüne dikkati çeken Özçelik, "Çünkü çocuk yaz tatili boyunca ekrana maruz kalıyor. Ekrana maruz kalınca da dış dünya ona çok sıkıcı geliyor. Çünkü ekran karşısında çok hızlı bir akış var. Birkaç saniye içerisinde çocuğun dikkatini çekmeye çalışıyor. Renkler, sahneler, sesler çok hızlı. Bu sefer normal hayat çocuğa sıkıcı geliyor. O sırada oturup öğretmeni dinlemek, derse odaklanmak çok monoton geliyor. Bu sefer dikkat problemleri ortaya çıkmaya başlıyor. Veya sosyal becerilerde gerilikler başlıyor. Çünkü çocuk hep ekran önünde, sanal bir dünyada. Akranları ile birlikte bir iletişim kurmuyor, onlarla bir temasa geçmiyor. Önceden çocuklar sokağa çıkar, oyunlar oynar, sohbet ederlerdi. Ancak şimdi buna gerek duymuyor, bu ihtiyaçları ekrandan karşılıyorlar. Ekrana çok fazla maruz kalan çocuklarda öfke problemleri ortaya çıkıyor. Çünkü çocuk şiddet içerikli oyunlar oynadığında veya videolar izlediğinde, o videolarda ve oyunlardaki davranışları gerçek hayata, arkadaşlarına, çevredeki insanlara yansıtıyor. Bu sefer de çocuk çevresi tarafından dışlanıyor, uyum problemleri yaşamaya başlıyor. 3,4,5 yaşında olup hala konuşma geriliği yaşayan çocuklar var. Çocuk eline tableti aldığında hipnotize oluyor, dış dünya ile tüm iletişimini kesiyor. Bu kez konuşma geriliği meydana geliyor." diye konuştu.
"Eğitici içerikler izletilmesi olumlu yönde etkiler ancak bunun da belli bir sınırı olmalı"
Ebeveynlerin çocukları için ekran sürelerini kısıtlamaları gerektiğini belirten Özçelik, "Ekran süresi okul döneminde yaş çarpı 10 olmalı. Yaz tatilinde olduğumuz için yaş çarpı 20 olabilir. Bu da tek seferde değil sabah ve akşam olmak üzere 2 parça şeklinde olması gerekir. Ancak çocuklar ekran karşısında olduklarında da ne izledikleri, ne oynadıkları mutlaka kontrol edilmeli. Çocuğun izlediği içerikler çok önemli. Ancak bu demek değildir ki ekran veya izledikleri tüm içerikler zararlı. Öğretici içerikler izletilebilir. Bu çocuğa olumlu yönde bir şeyler katar ama bunun da dozu önemli. Bizim için iyi olan bir ilacı fazla dozda aldığımızda zarar verir. Aynı şekilde bu durum ekran için de geçerlidir. Fazla dozda izlendiğinde dikkat problemleri, dil ve sosyal becerilerle ilgili problemler ortaya çıkar. Bunun için ebeveynler süreyi dozunda belirlemeli." şeklinde konuştu.
Ebeveynlerin yaz tatilini çocuklarıyla iletişimlerini güçlendirmek adına bir fırsat olarak değerlendirmeleri gerektiğini vurgulayan Özçelik, çocukların hoşlandıkları faaliyetler, açık havada yapılan geziler gibi etkinliklerin çocukları hem ekrandan uzaklaşmasına hem de aile bağlarının güçlenmesine vesile olacağını kaydetti.
Çocukların sadece aile ile birlikte vakit geçirmesi halinde bu kez dış dünyadan izole olabileceğini belirten Özçelik, çocukların akranları ile iletişim kurabileceği, enerjilerini atabileceği aktivite ve kurslara da gönderilmesinin okul sürecine katkı sunacağını söyledi. (İLKHA)