İslam’ın önemli ibadetlerinden ve Müslümanları bir araya getirmeye vesile olan kurban ibadeti ile ilgili İLKHA’ya konuşan Karaköprü İlçe Müftüsü Mehmet Koç, Kurban Bayramının bir semboller yumağı olduğunu belirtti.
Kurban Bayramının Hazreti İbrahim'in zamanından günümüze kadar yaşatılmaya devam edildiğini dile getiren Koç, kurbanın ümmetin en önemli şiarlarından bir tanesi olduğunu söyledi.
Koç, Kurban olayında Müslüman bir ailenin Allah'ın emirleri karşısındaki tutumunun ne olması gerektiğini hatırlattığına dikkat çekti.
Kurbanın Allah'ın emriyle dünyevi birtakım istekler arasında kaldığı zaman sonucu ne olursa olsun Allah'ın emrini tercih etmesi gerektiğini temsil ettiğini ifade eden Koç, Allah'ın rızasına talip olduğumuzu bildirmenin adının Kurban Bayramı olduğunu vurguladı.
"Kurban, İslam'ın şiarlarından bir tanesidir"
Kurban Bayramının İbrahim Aleyhisselam'dan gelen ve bu ümmete bahşedilmiş iki önemli günden birisi olduğunu belirten Koç, "Öncelikle bizi Hac günlerine, bayram günlerine ulaştıran Rabbimize Hamd-ü Senalar ediyoruz. Kurban, İslam'ın şiarlarından bir tanesidir. Kurban Bayramı bir semboller yumağıdır. İbrahim Aleyhisselam'dan gelen, bu ümmete bahşedilmiş iki önemli günden biridir. Peygamberimizin tabiriyle söyleyelim. Ümmetimiz için iki bayram vardır; birisi Ramazan Bayramı, öbürü de inşallah idrakiyle şerefyap olacağımız Kurban Bayramıdır. Kurban bu ümmetin en önemli şiarlarından bir tanesidir." dedi.
"Kurban, İbrahim Aleyhisselam'dan bize hatıra kalmıştır"
Hazret-i İbrahim'in kurban olayını anlatan Koç, "Kurban, İbrahim Aleyhisselam'dan bize hatıra kalmıştır. İbrahim Aleyhisselam, Cenab-ı Hak'ka adakta bulunur. Bir evladının olması, evladı olduğu zaman da onu kurban edeceğini bildirir. İlerlemiş yaşına rağmen Rabbim ona bir erkek evlat nasip eder. İş Urfa Harran'dan Mekke'ye uzanır. Kurbanlık olan İsmail Aleyhisselam belli bir yaşa gelir. O yaşa geldiğinde Cenab-ı Hak, İbrahim Aleyhisselam'a vermiş olduğu sözü hatırlatıp sözün yerine getirilmesini ister. Bunun üzerine İbrahim Aleyhisselam da Cenab-ı Hak'ka vermiş olduğu sözü yerine getirmek üzere harekete geçer." diye konuştu.
"Hazreti İbrahim Allah'ın emri neyse onu tercih eder"
Hazret-i İbrahim'in Allah'ın rızasını kazanmak için kendi öz evladını feda ettiğini vurgulayan Koç, "Aslında Kurban olayında Cenab-ı Hak bize Müslüman bir aileyi tanıtır. Müslüman bir ailenin Allah'ın emirleri karşısındaki tutumunun ne olması gerektiğini hatırlatır. O ailede birinci sembol İbrahim Aleyhisselam'dır. Bile bile sadece Allah'a vermiş olduğu sözden dolayı Cenab-ı Hakk'ı memnun etmek, O'nun rızasını kazanmak adına kendi öz evladı dahi olsa o bir semboldür. Gerektiğinde Allah yolunda kurban ve feda edebilmektir. İbrahim Aleyhisselam kendi üzerine düşen Müslüman bir babanın yapması gerektiğini yapar ve Allah'ın emri neyse onu tercih eder. Dünyayı değil, kendi dünyevi sevgisini değil Allah'ın sevgisini ve muhabbetini tercih eder. O bütün babalara örnektir. Allah'ın emriyle dünya arasında kaldıkları zaman sonucu ne olursa olsun; Allah'ın emrini tercih edebilmelerinin örneğidir." şeklinde konuştu.
"Bir anne kendinden bir parçayı Allah'ın rızası için feda etmektedir"
Hazret-i Hacer'in Allah'ın emriyle dünyevi birtakım istekler arasında kaldığında Allah'ın emrini tercih ettiğine dikkat çeken Koç, "Buradaki ikinci sembol Hacer annemizdir. Bir anne kendinden bir parçayı Allah yolunda, Allah'ın rızası için feda etmektedir. İbrahim Aleyhisselam'ın onu süsleyip götürdüğü zaman niye götürdüğünü biliyor. Ona 'bak senin evladın kurban edilmek üzere götürülüyor' denildiğinde cevabı 'bu Allah'ın emri midir, Allah'ın emridir. Allah'ın emriyse bize itaat etmek düşer' diyor. Böylece bütün Müslüman ailelerde annenin rolünü Allah'ın emriyle dünyevi birtakım istekler arasında kaldığı zaman sonucu ne olursa olsun Allah'ın emrini tercih etmesi gerektiğidir." ifadelerini kullandı.
"Allah'ın emri varsa gerisi hikâyedir"
Hazreti İsmail'in teslimiyetini ifade eden Koç, "Üçüncüsü İsmail Aleyhisselam'ın vermiş olduğu imtihandır. O da kişinin kendi canıyla Allah'ın emri arasında kaldığı zaman; 'Allah'ın emri varsa gerisi hikâyedir, boştur, angaryadır' deyip Allah'ın emri neyse onu tercih etmektir. Bu hikâyeden bize kalan sonuç; bunlar bu imtihanı verdiler. Allah da bunun karşılığında onlara kurbanı, kurbanlığı ve Kurban Bayramını ikram etti." diye konuştu.
"Allah'ın rızasına talip olduğumuzu bildirmenin adı Kurban Bayramıdır"
Kurban Bayramının Allah'a olan kulluk borcunu bildirmenin adı olduğunu söyleyen Koç, "O günden bugüne kadar biz aslında bu sembolleri yaşatıyor ve Allah'a olan gerek kulluk borcumuzu gerek şükran borcumuzu O'nun yolunda malımızdan bir kısmını ayırıp O'nun emrettiği şekilde, Peygamberin tavsiye ettiği şekilde bir hayvanı kurban etmek, onun etini fakir fukaraya paylaştırmak ve dağıtmak suretiyle O'nun rızasına talip olduğumuzu bildirmenin adı Kurban Bayramıdır." dedi. (İLKHA)