Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem bölgesi Hatay’da yaptığı açıklamada, “Sağlam, güvenli ve yerinde dönüşümü önceliyoruz. Vatandaş kendi evini yapsın diye hem kredi hem de hibe desteği vereceğiz. Bunun önünü açacak bir yasa hazırlığını da getiriyoruz. Hasarımız büyük, 680 bin konuttan bahsediyoruz. 170 bin civarında da iş yeri ve depo gibi yıkılan yerlerimiz var. Toplamda 850 bin yapı ediyor. Hepsinin mali yükü ise 100 milyar dolar civarında. Fay kırıklarının ve dere yataklarının olduğu yerler var, burada asla yapılaşmaya izin verilmeyecek” ifadelerine yer verdi.
Hatay’da yaptığı incelemelerin ardından AFAD İl Koordinasyon Merkezi’ndeki Planlama Çalışması Toplantısına katılan Bakan Özhaseki, “Hasarımız büyük, toplamda 680 bin konuttan bahsediyoruz. 170 bin civarında da iş yeri ve depo gibi yıkılan yerlerimiz var. Toplamda 850 bin yapı ediyor. Hepsinin mali yükü ise 100 milyar dolar civarındadır. Çünkü rezerv alanlara konutları yaptığımızda mecburen bu bölgelere yol istiyor, su istiyor, kanalizasyon istiyor; sonrasında konutlar etrafında sosyal donatı alanları gibi tesisleri de istiyor. Bütün bunların hazırlanması için 100 milyar dolarlık bir maliyet gözüküyor. Biz bunun altından kalkarız” dedi.
İlk etapta 170 bin kadar konutun ihalesi yapılıp, inşasının devam ettiği bilgisini veren Bakan Özhaseki, konut yapım işlerinin hızlandırılacağını belirterek, “Şehirlerin merkezinde yerinde dönüşümü esas alarak yeni bir çalışma başlatıyoruz. Gittiğimiz şehirlerde, yörelerin insanlarıyla, sektör temsilcileriyle ve kentin ileri gelenleriyle bir araya gelerek, yeni formüller arıyoruz. Formüller devreye girdiğinde, çok kısa süre içerisinde yerinde dönüşümü gerçekleştireceğiz. Bugün de Milletvekili arkadaşlarımızla, belediye başkanlarımızla, STK’larımızla ve hatta sektörün temsilcileriyle bir araya geldik. Hatay için hazırladığımız planları arkadaşlarımız sundular. Neredeyse bütün arkadaşlarımız oybirliğiyle bu planların çok güzel olduğunu ifade ederek, planlara onay verdiler. Planlar hayata geçecek. Merkezden başlayarak, çevreye doğru yayılan ve en fazla beş katın geçerli olduğu zemin artı 4, zemin artı 3 ve zemin artı 2 gibi bir planlama söz konusu. Bir taraftan rezerv alanlardaki konutlarımızı yapacak diğer taraftan da kadim Hatay’ı tarihi ve kültürel dokusuna uygun olarak sağlam, güvenli ve yerinde dönüşümle ihya ve inşa edeceğiz. Özellikle buranın tarihsel gerçekliğini ve yöresel mimarisinin özelliklerini de ön plana çıkaran yeni bir dönüşüm modeli üzerinde arkadaşlarımızla mutabık kaldık. İnşallah, bu formül devreye girdiğinde ben çok kısa süre içerisinde Hatay’ın eski canlılığına kavuşacağını düşünüyorum” diye kaydetti.
Özhaseki, yapıya müsait olmayan alanlarda yapılaşmaya izin verilmeyeceğini ve yeni bir yönetmelik üzerinde çalışıp daha sıkı tedbirlerle sürece devam edeceklerini de ifade etti.
Bakan Özhaseki, dönüşümün, şehirlerin pratik bir şekilde canlılığa kavuşmasını ve yörenin kendine has mimarî üslubunu ortaya koymasını sağlayacağını belirterek, “Yerelde yerinde dönüşümü teşvik ettiğimizde istihdam artıracak, ticari sektörler ön plana çıkaracak. Örneğin; inşaat sektöründe 140’a yakın kalem var ve alt gruplarla birlikte harekete geçtiğinde şehrin ticareti de canlanmış olacak. Bizim denetimimizde, insanların kendi yerinde evlerini yapmalarını sağlayacak dönüşümü teşvik ettiğimizde, çok hızlı bir şekilde herkes kendi bloğunda bu işe devam edebilecek. İnsanlar, kendi evlerini sağlamca yapmak istiyor. Deprem bölgelerinde vatandaş kredi, hibe ve süreç destekleri verip, işleri son aşamaya kadar getirdiğimizde bundan çok memnun oluyor. Bunun önünü açacak bir yasa hazırlığını da getiriyoruz. Konuyu, birkaç gündür gittiğim bütün deprem bölgelerinde ilgili sektör temsilcileriyle tartışıyorum. Memnuniyet üst düzey, yerelde arkadaşlar bunu dört gözle bekliyor. Biz de bu anlamda sağlam, güvenli ve yerinde dönüşüm için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tabi burada şunun altını çizmek istiyorum: Hibe ve krediyle dönüşüm için başlayacak projeleri biz hazırlayacağız ve adım adım takip edeceğiz. Çok titiz bir şekilde her bir aşamasını denetleyeceğiz. Ruhsattan mesken sürecine kadar bütün inşa ve imar sürecini, deprem yönetmeliğine ve belirlenen kriterlere uygunluğunu sıkı bir şekilde denetime tabi tutacağız.” açıklamasını yaptı.
Bakanlık olarak rezerv alanları bulmaya öncelik verdiklerini ifade eden Bakan Özhaseki, “Rezerv alanlarda yeni, doğru ve güvenli konutlar yapmak, bu konutların altyapılarını hazırlamak ve sonra da hak sahiplerini bu konutlara taşımak hedefimizdir. Ama bir taraftan da şehrin merkezinde ve yıkılmış halde bulunan, herkesin mülkiyetinde olan parseller var. Bunlar da hareketlenmek durumunda. İnsanları hatıralarının olduğu yerlerden başka bir yere götürmek kolay değil. İnsanların çoğu bunu böyle tercih etmiyor. Merkezî yerden ayrılıp 9-10 kilometre ötede yerde yaşamak istemiyor insanlar, haklılar da. Yerinde yapılan dönüşümle, mevcut imar planlarının gözden geçirilip, onların yeniden canlanmasını sağlamak gerekir. Bir taraftan da fay kırıklarının ve dere yataklarının olduğu yerler var, burada asla yapılaşmaya izin verilmeyecek. Çünkü o fay kırığı üzerine çelikten de bina inşa etseniz, bunu bükebilecek bir yer hareketiyle karşı karşıya kalır.” dedi.
Zemini müsait olan yerlerde vatandaşın kendi evini yapabilmesine destek olacaklarını söyleyen Bakan Özhaseki, “Sonuç olarak; bizim denetimimizde, vatandaşın kendi evini yapmasına olanak verip bir an önce şehrin merkezinde yerinde dönüşümü sağlamış olacağız. Cumhurbaşkanımızın talimatı, 311 bin konutun bir senede teslim edilmesidir. 170 bininin ihalesini yaptık. Köy evlerinden teslim ettiklerimiz bile var. Bunun dışında, yerel aktörlerin devreye girmesiyle yeni hareketlenmeler de onların inşaat hızındaki becerilerine bağlı. İsterlerse 1 sene içerisinde yapabilirler. Biz zaten vatandaş kendi evini yapsın diye vatandaşa kredi de hibe desteği de vereceğiz. Onlar da inşallah, 1 ila 1,5 sene içerisinde tamamlanır diye düşünüyorum. İnşallah sağlam, güvenli ve yerinde dönüşümle şehirlerimizi afetlere karşı dirençli ve eskisinden daha güzel, daha canlı hale getireceğiz. Bütün vatandaşlarımız ve deprem bölgesindeki kardeşlerimiz rahat olsunlar, bu devlet büyük bir devlet.” şeklinde konuştu. (İLKHA)