Duygu durum bozukluğu hakkında İLKHA muhabirine bilgilendirmelerde bulunan Dr. Haydar Çağlayan, hasta olan kişinin anlaşılması ve desteklenmesinin esas olduğunun altını çizdi.
Bipolar hastalık olan duygu durum bozukluğu hastalığına yakalanan hastaların tedavisinin ilaçlarla kolay tedavi edildiğini belirten Çağlayan, tedavide düzenli olmak gerektiğini söyledi.
Duygu durum bozukluğunun yıllardan beri psikiyatristler tarafından tanımlanmış bir psikiyatrik hastalık olduğunu belirten Çağlayan, "Daha önce psikomanyak depresif derdik. Şimdi son dönemlere de duygu durum bozukluğundan çok bipolar bozukluk tanımı daha fazla kullanılmaya başladı. Bipolar dediğimiz zaman 2 uçlu psikolojik bozukluk akla geliyor. 2 uçlu ne demek? Kişide zaman zaman durgunluk, hareketsizlik, isteksizlik, yorgunluk ve depresif durumlar öne çıkıyor. Zaman zaman da aynı kişide canlılık, hareketlilik, kontrol dışı davranışlar ve kontrol dışı düşünceler oluşuyor. Bu bazı hastalarda hem 2 uç hem durgunluk olan tarafı, depresif olan tarafı hem de biz o hareketlilik olan döneme manik dönemleri diyoruz; manik dönem bir arada olunabiliyor ve bazen de devri oluyor. Diyelim ki ilkbaharda manik davranışlar, ekside davranışlar, hareketli davranışlar öne çıkıyor. Sonbaharda da durgunluk, depresif davranışlar öne çıkıyor. Bu şekilde devam eden, tahterevalli şekilde devam eden bir hastalık. Biz buna duygu durum bozukluğu veyahut bipolar bozukluk diyoruz." dedi.
"Tedavide düzenlilik esastır"
Konuşmanın devamında Çağlayan, şu ifadelere yer verdi:
"Duygu durum bozukluğu çocuklardan çok gençlik ve gençlikten sonra ergenlik döneminin hastalığı. Bu hastalığı genelde çocuklardan çok ergenlerde ve olgun kişilerde daha çok rastlanan bir hastalık. Tedavisi bizim açımızdan, psikiyatri açısından 40-50 yıllık hekim olarak tedaviye en iyi cevap veren psikiyatrik hastalıklardan biri duygu durum bozukluğu olan hastalıktır. Yalnız tedavide düzenlilik esastır. Tedavide kullandığımız sabit ilaçlarımız var. Sabit ilaçları neler? Duygu durum düzenleyicileri dediğimiz ilaçlarımız var. Temelde 3 tane temel ilacımız var ve bunların iyi tarafı da kan düzeylerinin kontrol edilip kan düzeylerine göre hastanın alacağı tedavinin düzenlenmesi. Bu hem manik fazı hem depresif fazı dengeleyen ilaçlar. 2'nci grup tedavi ise hastalığın fazına göre oluşan tedaviler var. Diyelim ki depresyonda iki ise hasta hareketsiz de durgunluk fazındaysa o durumu düzeltici, kalkındıracak tedaviler. Veyahut hasta manik fazda ise çok canlı, çok hareketli ise o durumu indirgeyen hareketler. Yani bir tarafta baskın bir durum var, bir tarafta hareketli durum var. Bunların ikisini dengeliyorsun. Bu şekilde olan tedavilerde sonuçta son derece iyi sonuç alınır yani tedavi konusunda buradaki önemli olan şey kişinin inandığı, güvendiği, sabit bir doktora gidecek, onun söylediklerine düzgünce uyacak ilaçlarını düzgünce alacak. Hastalarımızın çoğu kendisinin depresyona girdiğini veyahut kendisinin manik faza gittiğini hareketli olmaya; 'Yine hocam canlanmaya başladı, bir şeyler oluyor.' demeye başlar. Kendi takip edecek, ilacın dozu, ilacın şekli o değişen pozisyona göre ayarlanacak ve bu çok kolaylıkla ayarlanır. Zaten duygu durum düzenleyici ilaçları aldığı içinde oluşacak uçlar, 2 uçlu bipolar diyoruz, uçlar ilk başlangıçtaki gibi olmaz, daha kontrollü ve dengeli olur."
"Duygu durum bozukluğu hastalarının alkol ve madde kullanımından uzak durması gerekir"
Duygu durum bozukluğuna yakalanan vatandaşların belirli sürelerle ilişki kurduğu doktorla temas kurmasının çok önemli olduğunun altını çizen Çağlayan, "Bu kişinin fonksiyonel olması, yani 'Ben hastayım.' deyip kenarda durmaması, hastalık beklentisi içerisine girmemesi gerekir. Hakimse hakimliğini yapması, doktor ise doktorluğuna, öğretmen öğretmenliğini yapması gerekir. Bir başka önemli şey de duygu durum bozukluklarında değil tüm bizim psikiyatrik sorunlarda tetikleyici ve hastalığı ortaya çıkarıcı nedenler vardır. Bunların başında da madde ve alkol kullanımı çok önemlidir. Bu tür hastalıkların bu tür maddelerden uzak durmasında fayda var." ifadelerine yer verdi.
"Psikiyatrik hastalıkların tedavisinde en önemli faktör farkındalık"
Çağlayan devamında, "Burada psikiyatrik hastalıkların tedavisinde en önemli faktör farkındalık. Anne, baba veyahut kişi veyahut kocası veyahut ta eşi karşıdaki kişinin duygu durumundaki bu değişikliği hissedip ona göre bir an önce tedbirini alması ve ona göre de tedaviyi takip etmesi, ona göre de doktora gitmesi gerekir. Duygu durum bozukluğunun tedavisini psikiyatristler yapar. Psikolog tedavisi de veyahut psikoterapide duygu durum bozukluğunu tedavisi olmaz. Duygu durum bozuklukta (Bipolar bozuklukta) hastaya düzenli ilacını vermek gerekir." şeklinde belirtti.
"Tedavide de el birliği gerekir"
Son olarak tüm psikiyatrik hastalıkların sadece bireyin yüklendiği bir hastalık olmadığını belirten Çağlayan, "Hangi hastalık olursa olsun sadece duygu durum bozukluğu değil, bütün hastalıklarda ailenin de hem hastalığın olmasında hem hastalığın tedavisinde katkısı olması gerekir. Yani tek başına hasta olanı yargılamanın tüm suçu karşı tarafı atmanın bir faydası yok. Eğer bir evde bir psikiyatrik hastalık söz konusuysa anne de sorumludur, baba da sorumludur, kardeşler de sorumludur. Ama sorumluluk oranı değişebilir. Diğer bir husus ise suçlama ve damgalamanın hiçbir anlamı yoktur. Hiçbir faydası olmaz. Son derece yanlış olur. Tedavide de el birliği gerekir. Yani hasta olan kişinin anlaşılması ve desteklenmesi esastır." şeklinde konuştu. (İLKHA)