Münir Aydın / Haber-yorum / doğruhaber
İlahiyat Fakültesini bitirmiş, doktorasını müsteşriklerin kitaplarından esinlenerek Avrupa`da tamamlamış meşhur ilahiyatçılarımızı tanımayanımız yoktur.
Bu ilahiyatçılarımız kamera sevdasından veya gündeme gelme hevesinden olsa gerek yer yer İslam`da kimsenin şimdiye kadar keşfedemediği (!) bazı konuları katıldıkları TV programlarında dile getirirler. Gündeme getirdikleri meselelerin hemen hepsi yüzyıllardır âlimlerimiz tarafından tartışılan ihtilaflı meselelerdir.
Biri çıkar Kader`i inkâr eder diğeri Kuran`da başörtüsü emrinin olmadığını iddia eder. Biri imsak ve iftar saatlerinin yanlışlığından dem vururken diğeri namazın üç vakit olduğunu öne sürer. Bütün bu çağ dışı âlimlerimizin (!) ortak noktası gündeme oturma hevesinden başka bir şey değildir.
Kafaları karıştırmakla görevli bu ilahiyatçılar bir süre sonra kendi söylediklerine bile inanmıyorlar. Medyanın karşısına geçip kendisi gibi ihtilaflı meseleleri gündeme getiren diğer ilahiyatçılara atıp tutarlar.
Sormak lazım, neden bugüne kadar işe yarar bir fiiliyat içerisine girmeyip te hep böylesine ihtilaflı meselelerin etrafında üç yüz altmış derece dönüp dururlar. Zahiren iyi niyetli gözükseler de yaptıkları fiiliyatlarından hiçte iyi niyetli olmadıkları anlaşılır.
***
İmam-ı Azam Ebu Hanife bir gün bir hurma ağacının gölgesinde dinlenirken karşıdan giyinişi Medine âlimlerini andıran biri gelir. Üzerinde beyaz cübbesi ve sarığı, sakalı ise sünnete uygun olarak kınalı… İmam, karşıdan gelenin Medine âlimi olabileceğini düşünerek uzatmış olduğu ayağını toparlar. Karşıdan gelen adam Ebu Hanife`yi aradığını sorunca İmam; "benim buyurun” der.
Medine Âlimlerine benzeyen adam İmama bir soru sorar. Adam öyle eften-püften bir soru sorar ki İmam şaşırır. Adama dönerek:
"Senin soruna cevap vereceğim ama önce şu topladığım ayaklarımı bir uzatayım” der.
Bizim zamane medya tutkunu sözde âlimlerimiz de zahiren samimi ve ihlaslı görünüyorlar ama aslında müsteşriklerin emellerine hizmet ediyorlar. Onlara karşı takınacağımız tavrımız tıpkı İmam-ı Azam Ebu Hanife gibi hikmetli ve ders verici olmalıdır.