Son zamanlarda özellikle hem yayalarda hem de sürücülerde büyük bir tahammülsüzlüğün oluştuğunu belirten Atalay, bu durumun öfkeyi beraberinde getirdiğini söyledi.
Sürücülerin yayalara, yayaların da sürücülere yol vermediğini, bu nedenle trafikte bir tahammülsüzlüğün ortaya çıktığını ifade eden Atalay, "Haliyle bu durum karşılıklı olarak ister istemez bir tahammülsüzlüğe ve bir öfke patlamasına ve beklenmedik hareketlere sebep olabilmektedir. Bu durumda kişiler kurallara dikkat etmelidir. Eğer ışık yeşil ise araçlara yol vermek, yok eğer kırmızı ise yayalara yol vererek kurallara dikkat edersek süreç çok daha sağlıklı olacaktır." dedi.
Yasir Atalay
"Tahammülsüzlük trafikte en yüksek noktaya çıkabiliyor"
Hayattaki hızlı akışın trafikte de kendini gösterdiğini vurgulayan Atalay, "Hayatımızdaki şeyler sürekli hızlı yaşandığı için trafikte de bunun telaşına kapılıyoruz. Bazen beklenmedik durumlarda öfkelenebiliriz. Öfke durumunda zihnimize gelen kötü duygulara tepki vermeden dünya ile bağlantı kurup çok daha sağlıklı tepkiler verebiliriz. O esnada ne kadar esneyebilirsek trafik akışı o kadar sağlıklı olur. Aslında tahammülsüzlük trafikte en yüksek noktaya çıkıyor olabilir ama diğer alanlarda yaşadığımız tahammülsüzlükler özellikle trafiğin yoğun olduğu durumlarda artmaya başlıyor." diye konuştu.
"Aklımıza ilk gelen şey yasaklar olmalı"
Trafikte yaşanan öfke nöbetlerinin sabırlı ve sakin kalarak atlatabileceğine dikkat çeken Atalay, şöyle devam etti:
"Trafik ışıklarında araçların sürekli korna çalmaları öfke krizini tetikliyor. Bu tarz durumlarda böyle bir krizle karşı karşıya kaldığımız zaman zihnimize gelen ilk şeyin yasaklar olması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Bazen hiç olmak istemediğimiz davranışları trafikte sergileyebiliyoruz ve sonrasında da pişman oluyoruz. Bu durumlarda özellikle duygu yoğunluğu ve fırtınaları oluştuğu zaman insanın bu durumu yönetebilmesi açısından çevresinde görebildiği şeylere dikkat etmesi trafikte oluşabilecek kaosları engelleyecektir."(İLKHA)