Eyüpsultan Müftülüğü Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen programa, İstanbul İl Müftü Yardımcısı Selahattin Yılmaz'ın yanı sıra çok ayıda diyanet görevlisi ve farklı engeli bulunan birçok engelli ile engellilere eğitim veren hocalar katıldı.
Eyüpsultan Camii Müezzin Kayyımı Davut Şensoy'un Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda, farklı kurslardan öğrenci ve hocalar işaret dili ile hadis okuyup ilahiler seslendirdi. Ayrıca görme engelliler arasında yapılan güzel ezan okuma yarışmasında birinci olan bir öğrenci de ezan okudu.
Programda "Dini Ve Psikolojik Açıdan Engelliliği Anlamlandırmak" konulu bir sunum gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülüşan Göcen, Peygamber Efendimizin engellilere değer verip hayatın içerisinde önemli görevler verdiğini hatırlattı.
İnsan olmanın eksikliğini her zaman hissettiğini ve kusuru hiç görmeden kişinin tekâmül yolculuğu içerisinde olması gerektiğini hatırlatan Göcen, herkesin kendisindeki kusurlarla yüzleşerek eksikliklerini tamamlaması gerektiğini ifade etti.
Doç. Dr. Gülüşan Göcen
Göcen, "Din bütün insanlara hitap eder. Engelli-engelsiz, kurallı-kuralsız, eksikliklerinin farkında olan veya olmayan herkese hitap eder ve onları doğru yola, huzur ve mutluluğa ulaştırmak için tavsiyelerde bulunur. Dinimizde insan eşrefi mahlûkattır ve insan olarak dünyaya gelmiş olmak bizim için Allah'a en yakın yerden O'nunla bağ kurabilmek konusunda bir nimettir. Bu sebepten dolayı insana hürmet etmek ve 'yaradılanı severim yaradandan ötürü' mantalitesinde yaradana hürmet gösterecek bir vesile olarak görmek insan değer katan bir bakış açısıdır." dedi.
"Maddi veya manevi anlamda önümüze konulan her engel geçicidir"
Bedensel ya da zihinsel engelli veya özel gereksinime sahip olarak dünyaya gelen hiçbir bireyi insanın layık olduğu değerden daha az değer verilmesinin kabul edilemeyeceğini vurgulayan Göcen, "Bu kusurun kabul edilmemesini kutsal kitabımızdaki, ayetler de söyler. Biz biliriz ki, başımıza bir musibet geldiğinde 'Allah'a aitiz' deriz. Her şey O'nun izni ile olur. Her şey O'ndan gelir ve yine O'na döner. Bu yüzden dünya üzerindeki hallerimiz geçici hallerdir ve bizi sonsuz olan bir hayata hazırlamak için kurulmuş bir düzenektir. Bu sebepten dolayı da yol üzerindeki geçici hallerimize değil yolun bizi götürdüğü istikamete odaklanırız. Hayatın içerisindeki her imtihan vesilesi, her süreç bizi aslında ana yolda ulaşmamız gereken hedefe doğru yöneltir. Bu yolun üzerinde de Allah bize sabretmemizi tavsiye ederek vaadinin hak olduğunu söyler. Allah iyilik edenlerin ecrini zayi etmez. Hiç kimse gücünün yetmeyeceği bir şeyle sorunlu tutulmaz. Bizim için maddi veya manevi anlamda önümüze konulan her engel geçici ve bizi bir yola hazırlayan faktörlerdir." diye konuştu.
"Peygamber Efendimiz engellilere değer verir toplumda önemli görevler verirdi"
Göcen, "Peygamber Efendimizin (Sallalahu Aleyhi Vesellem) modellemesine baktığımızda insanlara davranışı, yaklaşımı, hayattaki her durum ile ortaya koyduğu duruşu bize örneklik teşkil eder. Hatta Peygamber Efendimize ilk vahiy geldiğinde Hazreti Hatice'nin O'nu rahatlatmak için söylediği sözlerde 'sen ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını giderirsin. Allah seni hiçbir zaman utandırmaz çünkü akrabanı koruyup gözetirsin. Konuştuğunda dosdoğru konuşursun. İşini görmekten aciz olanlara yardım edersin. Fakirlerin elinden tutar, misafirleri ağırlarsın. Haksızlığa uğrayanlara arka çıkarsın.' gibi sözler söyleyerek başına bir kötülüğün gelmeyeceğini ifade etmiştir. Yine Peygamber Efendimizin etrafındaki engelli sahabeye karşı tutumuna baktığımızda onları yeteneklerine göre farklı görevlere yerleştirdiğini, topluma kazandırdığını, görünüşteki engellerine değil içlerindeki potansiyelleri ile ilgilendiğini görürüz. Topluma kazandırırken de onları değerli hissettirdiği görürüz. Mesela görme engelli Abdullah bin İbn-i Mektum'u Mescid-i Nebevi'de müezzin olarak görevlendirmiştir. Veda haccında, Uhud Savaşı'nda, Medine dışına çıktığında ve çeşitli zamanlarda 13 defa kendi yerine vekil bırakmıştır ve namazları kendi yerine kıldırmasını istemiştir. Bu, manevi değeri çok yüksek ve anlam itibarı ile de oldukça önemli bir görevdir." şeklinde konuştu. (İLKHA)