İnönü Üniversitesi yerleşkesinde bulunan Özel Mevhibe İnönü Yüksek Öğretim Kız ve Erkek yurdu, özel bir şirket tarafından 13 yıllık kullanım hakkını alarak sağlık çalışanlarının kalması için üniversiteye bağışta bulundu.
Sağlık çalışanlarının konaklaması için bağışlanan yurtlar için açılış töreni düzenlendi. Törende konuşan Vali Hulusi Şahin, 6 Şubat’ta meydana gelen depremin çok büyük olduğunu, sadece devletin imkanlarıyla altından kalkılacak bir durumun olmadığını belirterek emeği geçenlere teşekkür etti.
“Bu o kadar büyük bir deprem ki sadece devletin imkanlarıyla altından kalkacağı bir durum değildir”
Dünyanın desteğini gerektiren bir deprem olduğuna dikkat çeken Vali Şahin, “Sadece canlarımız gitmedi, binalarımızı ve ruhumuzu kaybettik. Tekrar kendimizi toparlamamız için gerçekten iyileşmeye ihtiyacımız var. 3 ayı bitirdik ve epey mesafe katettik. İnsanlarımızın yeme, içme ve barınma konularında ciddi mesafe katettik. İyileşeceğiz. Yiğit düştüğü yerden kalkar, kalkacağız. Tekrar Malatya’mızı, diğer şehirlerimizi imar edeceğiz. Tekrar büyüteceğiz ve eskisinden daha güzel şehirlerimiz olacak İnşallah. Âmâ hep beraber olacak bunlar. Hepimiz el birliği ile bu büyük yükün altına girmemiz lazım ki bunun altından kalkabilelim. Malatya'da sadece konteynerdeki alt yapıların maliyeti milyarı geçti. Nasıl büyük bir yük olduğunu örnek olarak söylüyorum. Her gün 380 bin ila 410 bin arasında sıcak yemek veriyoruz. Şehrimizi ayağa kaldıracağız ve yeniden imar edeceğiz.” diye kaydetti.
“65 öğrencimizi kaybettik”
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, “6 Şubat depremi yüzyılın felaketi, bu felaketten Malatya’mız da en çok etkilenen 4 ilden biri oldu. Üniversitemiz de bu dönemde depremden hem can kaybı açısından hem de barınma evini kaybetme açısından önemli hasar aldı. Can kaybı bütün kayıplarımızın başında. Ülkemizde 50 binden fazla insanımızı kaybettik. Hepsinin mekânı cennet olsun üniversitemizden ikisi akademik personelimiz 5’i idari personelimiz olmak üzere 7 çalışma arkadaşımızı bunların birinci derece yakını 95 kardeşimizi kaybettik. 65 öğrencimizi kaybettik. Ama bunların hiçbirisini üniversitemiz bölgesinde kayıplarımız olmadı. Çünkü üniversitemizin depremde yıkılan hiçbir binası olmadı. Üniversitemiz başta olmak üzere Turgut Özal Tıp Merkezimiz depremin ilk dakikalarından sonra hizmet vermeye devam etti ve bu hizmeti hala aralıksız sürdürmekte.” ifadelerini kullandı.
"Kız yurdumuz 119 odaya, erkek yurdumuz da 116 odaya sahip"
Rektör Kızılay, “Kız yurdumuz 119 odaya, erkek yurdumuz da 116 odaya sahip. Her iki yurdumuzun odaların bir kısmı 4 kişilik, bir kısmı iki kişilik, bir kısmı tek kişilikti. Kapasite 550 civarındaydı. Biz aldıktan sonra biraz kapasiteyi değiştirdik. Yeni kapasiteyle yaklaşık 900 civarında konaklama imkânı sağlamış olacak. Burada kalan bütün arkadaşlarımız Turgut Özal Tıp Merkezimizin çalışanlarıdır.”
Hayırseverlerin hizmetlerini her alanda gördüklerini kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, “Malatya’mızda üniversitemizin daha sağlıklı koşullarda hem sağlık hizmetleri verilmesi anlamında ve sağlık çalışanlarının sağlıklı bir ortamda davranmaları anlamında böyle bir çalışmaya giriştikleri için emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.
“Hafızalarda deprem felaketini biraz canlı tutmak adına etkinliklerin kıymetli olduğunu düşünüyoruz”
Hayırsever şirket temsilcisi Fatih Kemal Ebiçlioğlu, "Biz ülkemizin yaşadığı büyük felaketlerden sonra bir dönem olağanüstü ilginin o coğrafyaya olduğunu ama zaman içinde kaybolduğunu o yörenin ihtiyaçlarının gerçek anlamda tamamıyla giderilmediğini biliyoruz. Bu büyük bir felaket. Biz hafızalarda deprem felaketini biraz canlı tutmak adına etkinliklerin kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bölgenin ihtiyaçlarının farkındayız. Burada sağlık personeli hocalarımıza yapmaya çalıştığımız katkı sadece buradaki arkadaşlarımızın barınma sorunlarının çözümünden ibaret görmüyoruz. Onların sorunlarını ortadan kaldırırsak yöre halkının daha iyi seviyede sağlık hizmetleri alabileceğine inanıyoruz. Hastanenin pek çok odası sağlık çalışanlarımız hatta sağlık çalışanları olmayan vatandaşlarımız tarafından zaruriyet nedeniyle doldurulmuş durumdaydı. Bu vesileyle hocalarımızın hangi şartlar altında çalıştığını görme imkânımız oldu. Hocalarımız daha sağlıklı ortamda kalmasını sağlamak ve daha verimli çalışmalarına katkı sağlamak istiyoruz. Konteyner kenti de bu şekilde planlıyoruz. Sadece barınma sorunu çözmek olarak görmüyoruz. Orada kültürel hayatı da dikkate almak çabası içindeyiz. Karaciğer transplantasyon merkezinde yapılan çalışmaları dinleme imkânımız oldu. Hayran kalmamak mümkün değil. Yılda 300 operasyonu gerçekleştiren bir ekipten bahsediyoruz. Hocalarımız sıra dışı performans sergiliyorlar. Hocalarımızın yaşam koşullarını arttıracak çalışma ortamlarını, kalitesini arttıracak her türlü çalışma Malatya’daki vatandaşlarımızın hayat kalitesini arttırmak onların sağlığa erişimine daha fazla imkân sağlayacaktır diye düşünüyorum.” dedi. (İLKHA)