Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın sözlerinden öne çıkanlar şu şekilde:
Yoğun programlar aslında bizi motive ediyor. Son haftalarda yoğun bir arzu, istek, heyecan var. Ankara muhteşem. Zaten Ankara’da yapılan miting bunu ifade etti. Bu hafta da İstanbul bunu bütün dünyaya ilan etti.
Katılamayanlarla beraber 2 milyon yakın kişi vardı. Uzaktan manşet atanlar, attıranlar bile şimdi bu mitingi konuşmaya başladı. Bizim milletimiz böyle bir millet. Liderin etrafında birleşen lideriyle birleştiğinde de hamdolsun bütün dünyada ses getiren bir millet var. Bir birimizi motive ederek yolumuza devam ediyoruz.
14 Mayıs’ta da inşallah bu heyecanı sandıklarda yansıtmayı arzuluyoruz. Birinci turda bu işi bitirmeyi amaçlıyoruz. İnşallah bu iş bitecek.
Türkiye’nin önü ne zaman açılmışsa, Türkiye ne zaman şahlanışa kalkıyorsa, Türkiye ne zaman bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmaya başlıyorsa manşetler her taraftan gelmeye başlıyor.
Özellikle batıdan geliyor. Avrupa Birliği ve ABD başta olmak üzere. Her zaman tekrarlanıyor. Bu defa daha da şiddetli tekrarlanma şeklini görüyoruz.
ABD Başkanının daha iktidara geldiğinde bahsettiği ipucu falan değil artık. Net şekilde konuştuğu bir stratejinin hayata geçirildiğini görüyoruz. Orada ne demişti, biz önceden darbelerle bu işi hallediyorduk, bizim çıkarlarımıza ters düşen ülkelerde bizim belirlediğimiz politikalara ters düşen kim varsa bunlara gerekli askeri müdahaleler yapılıyordu ve bunlar değiştiriliyordu.
Türkiye bunun örneklerini çok yaşadı. Bugün gördük ki Türkiye de bu sonuç vermiyor. Bunu biraz değiştirme zamanı geldi diye ifade ettiler. Bunu da iktidara karşı farklı bir muhalefet oluşturmak diye ifade ettiler. Şimdi de aynen de bu söyledikleri olay hayata geçiyor.
Bir senaryoyla aynı masanın etrafına bir araya gelmeyecek kişileri bir araya toplayıp oturacaksın bu masaya dediğinde de bal gibi oturtuyor.
"Savunma sanayinde başardığımızı enerji alanında da başaracağız"
Kalkmak isteyenleri de 24 saatte oturtuyor. O masadan kalkma cesaretini kimse gösteremeyecek. Bizim milletimiz feraseti ve basireti ile bunu geç olmadan görüyor. Bugün de gördü. Meydanların dolması coşku heyecan buradan kaynaklanıyor.
Manşetlere baktığımızda Erdoğan gitsin, neden gitsin Erdoğan? Sen kimsin de Erdoğan gitsin. Çünkü kendisinin arzu ettiği politikaları hayata geçirecek kişilerin gelmesi o da belli 7’li masa.
Biz savunma sanayinde başardığımızı enerji alanında da başaracağız Cumhurbaşkanımızın liderliğinde.
Orada da bağımsızlığımızı ilan edeceğiz. Bu Türkiye’nin dışa bağımsızlığını azaltacak. Oradan çıkardığımız doğalgaz vatandaşımızın evine bedavaya gidecek. Bir yıl boyunca bunu kullanacak. Kılıçdaroğlu sen de bunu kullanacaksın.
"Böyle bir Türkiye ancak Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulur"
Dışarıya biz sadece 60 milyar dolardan fazla kaynak aktardık. Bu ekonomiyle doğrudan bağlantılı. Bu içeride kalınca nereye gidecek. Gidip biz IMF’ten borçlanmayacağım.
Böyle bir Türkiye herkesin çıkarına, böyle bir Türkiye Dünya’da barış demektir. Böyle bir Türkiye ancak Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulur. O yüzden manşetler attırıyorlar.
Benim milletim terör örgütüyle kol kola onların arzu ettiklerini hayata geçirmek isteyenlere izin vermeyecek. 14 Mayıs’ta da bunu göreceğiz.
Türkiye’nin yüzü hiç kimseye kapalı değil. Bizim yüzümüz herkesle konuşabilecek, herkesle her koşulda ilişki kurabilecek boyutta. Ayağını Anadolu’ya sağlam basmak şartıyla. Bizim kendi milletimizin çıkarları olacak.
Biz istikbali uğruna her şeyi yapabilen bir milletiz. Hele bir de böyle karizmatik lider çıktımı cumhurbaşkanımız gibi bu milletin yapamayacağı şey yok. İşte bundan çekiniyorlar.
İşte TEKNOFEST 1 milyondan fazla genç proje üretiyor. Projelerden gelen bir gençlik ben bunu yaparım diyor. Onlarla konuştuğunuzda siz onlardan çok daha motive oluyorsunuz. Siz bu gençliği x ,y, z diye ayıramazsınız.
TEKNOFEST gençliği dediğimiz böyle bir gençlik. Kendisine güveni olan ben bunu yaparım diyen bir gençlik. Masaya yumruğunu vurup bunu da kimse engelleyemez diyen bir gençlik var.
Neyi vaat ediyorlarsa hep geriye götürmekle ilgili Türkiye’yi. Kılıçdaroğlu başta olmak üzere her bir avenesi başta olmak üzere gerici bunlar. Sistem geriye götürelim.
Türkiye bir makas değiştirdi. Değiştirdiği makasta şu. Ben herhangi birinin kendi ülkesinin çıkarları doğrultusunda belirlediği kuralları hayata geçirecek kukla değilim. Ben kendi ülkeme bölgeme göre kuralları yazarım diyen bir ülke. Bunu diyen kim Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bunun için istenmeyen adam ilan edildi.
Türkiye Yüzyılı inşa edilecek. Bunun parçası olamaya çalışırlarsa herkes kazanır.
O masaya bunları oturtanlar kimse onlara ne dediler. Tüm posterlerde yazılı demi, “sana söz” kime söz. Bizim milletimize verilen söz değil bu. O masaya oturtanlara verilen söz bu.
"Türkiye bölgesinde güven ve istikrarın sembolü olmaya devam edecek"
Birine terör örgütü demek için 30-40 bin üzerinde vatandaşımızı kaybetmişiz. Bunlarla mücadele ediyoruz. Bunun terör örgütü olup olmadığını anlamak için başka bir ülkenin demesi mi gerekiyor? Bu kadar mı ipotek altına aldırdınız iradenizi? Onlar aldıra bilir. Ama milletimiz iradesini ipotek altına aldırmaz. Milletimiz bunlara gereken cevabı verecektir. Ama biz bir ve beraber olarak inşallah çok daha güçlü bir Türkiye’nin inşası Türkiye Yüzyılı'nın inşası olarak yolumuza devam edeceğiz.
Cumhur İttifakı ile Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu seçim zaferle sonuçlanacağı için böyle bir riskin olması mümkün değil. Türkiye bölgesinde güven ve istikrarın sembolü olmaya devam edecek.
Bunların böyle bir ortamda devraldığının düşünün bir varsayım. 7-8 tane Cumhurbaşkanı Yardımcısı alacaksın 12 maddelik yazdılar. Anlaştık nasıl çalışacağımıza anlaştık. Ama anlaşamadıklarını gördük. Aylarca bu milletin gündemini meşgul ettiler. Aylarca bu milleti meşgul ettiler.
Bunların birbiriyle uğraşmaları, biri de çıkıyor koalisyon bu ülkeye faydalı olur. Bu millet koalisyonların ıztırarlarını yaşadı. Milletimiz bunları görüyor. Siz teröre terör diyemeyen bir ittifaktan terörle mücadele bekleyebilir misiniz? Kumpaslarla ilgilenen bir yapıdan şeffaflık görebilir misiniz?
"Neyi ücretsiz verdin"
Boş vaatlerle bir şeyi yapabilme şansın aslında yok. Deprem konusuna baktığınızda işte ücretsiz ev vereceğim, ücretsiz traktör vereceğim. Dilin kemiği yok. Ankara sen de, İstanbul sen de. Neyi ücretsiz verdin.
Biz deprem olduğu andan itibaren ne yaptığımızı herkese anlattık. İlk andan itibaren oradaydık. Ve herkes dağılmış 11 ilde her bir bakanımızla beraber.
Bu kadar büyük bir alanın tamamını 2-3 hafta içerisinde kontrol altına alıp acil dönemi geride bıraktık. Bunu Türkiye’den başka yapabilecek ülke yoktur. Türkiye aslında sandık güvenliği açısından da seçim güvenliği açısından da Türkiye dünyaya örnektir.
Afet bölgesinde Cumhurbaşkanımız çok önemli bir açıklama yaptı. Dedi ki seçim süreci devam edecek ama afet bölgesinde depremzede vatandaşlarımızın yaraları saracağız. Seçimle bunu karıştırmayacağız. Bize talimatı da çok netti. Bir an önce enkazlar kalkacak, konutlar yapılacak, benim vatandaşım normal hayatına bir an önce dönecek dedi. Şuan da bir taraftan seçim çalışmaları yürütüyoruz. Bir yandan da depremin yaraları sarılıyor. Asla esnetilemeden 3 milyondan fazla kişi barınma merkezinde.