Demir, Nurdağı ve İslahiye ilçelerindeki afet koordinasyon merkezlerini ziyaret ederek yetkililerden bilgi aldı.
Burada gazetecilere açıklamada bulunan Demir, bölgede depremlerden sonra çadır ve konteyner kentlerin alanlarda kurulduğunu, hemen ardından ise kalıcı konutların yapımına başlandığını belirtti.
Savunma Sanayii Başkanlığı olarak depremlerin ilk gününden itibaren şirketlerini seferber ettiklerini aktaran Demir, "Acil ihtiyaçlar için kaynaklar ayırıp afet koordinasyon ve AFAD merkezlerinde takip ederek gerekli destekleri vermeye çalıştık. Ama şurası net, yaraların uzun vadeli sarılmasının yolu konut, iskan sağlamak. Bir taraftan da kalıcı imkanlar, iş yerleri, tesisler sağlamaktan geçiyor." dedi.
Depremlerin ilk gününden itibaren ellerindeki teknolojilerin bir kısmını alana göndermeye çalıştıklarını anlatan Demir, bunlardan bazılarını ise ilk kez kurtarma operasyonlarında kullandıklarını ifade etti.
Duvar arkasını görebilen radarları da bölgede kullandıklarını dile getiren Demir, şunları söyledi:
"Bunlar 40'a yakın canın kurtarılmasına vesile oldular. Yine dron ile havadan görüntüleme sistemiyle kurduğumuz GSM sistemleri, çubuk kalem kameraları ile elimizden geleni yapmaya çalıştık. Afetlere hazırlık anlamında savunma sanayisi bundan sonra daha fazla katkıda bulunacaktır. Gelelim uzun süreli faaliyetlere. Burada istihdam sağlamak önemli. Savunma sanayimizin Anadolu'muzun çeşitli illerinde yapılanması zaten amaçlarımızdan birisiydi. Bölgede de deprem sonrası yapacağımız desteklerin anlamlı olabilmesi için sadece iskan değil istihdam sağlamaktan da geçtiği için savunma sanayi firmalarımızın kolları sıvamalarını ve projeler üretmelerini öngördük."
Demir, depremlerden etkilenen illerde faaliyet yapılanması yaptıklarını belirtti.
İllerde katma değer oluşturulması için planlamalar gerçekleştirdiklerini dile getiren Demir, şöyle konuştu:
"Kahramanmaraş'ta TUSAŞ'ın başlattığı projeler var. Orada uçak parçaları ile ilgili bir faaliyet başlıyor. Gaziantep için de İslahiye ve Nurdağı gibi en çok etkilenen ilçelerimizde de kapsamlı bir yatırım yapma ihtiyacı görüyoruz. Birçok alanı gözden geçirdik. Öncelikle şirketlerimizin bu alan için düşündüğü karbonfiber üretimi ve karbonfiber sonrasında oluşacak çeşitli kompozit ürünlerinin bölgede yapılabilmesi. Türkiye'de çok ihtiyaç duyulan ve kapsamlı bir yatırım isteyen proje. Bunların en fazla kullanıldığı alanlardan bir tanesi de TUSAŞ'ın ve ROKETSAN'ın ihtiyacı olan ürünlerde kullanıyoruz. Türkiye'nin çok fazla ihtiyacı var."
Bölgede kapsamlı bir yatırım projesinin akıllarında olduğunu belirten Demir, petrokimya ve tekstil alanını ilgilendiren projelerle ilgili yatırımcılarla görüşerek tesis ya da tesisler zinciri yapabileceklerini aktardı.
Savunma sanayisinin diğer alanlarına da katkı üretecek formüller oluşturmaya hazır olduklarına işaret eden Demir, şöyle devam etti:
"Tabii sadece Gaziantep bölgesiyle değil ileride Adıyaman, Hatay, Malatya, Elazığ gibi illerimizde belki Osmaniye... Kahramanmaraş'a zaten başladık. Bu çerçevede değerlendireceğiz. Amacımız dokunmadığımız il kalmasın yara sarmak için dokunmadığımız bölgemiz kalmasın diyoruz. Bu tabii bir kalkınma hamlesinin de bir parçasıdır. Sadece deprem sonrası yaraların sarılması değil yaraların sarılmasıyla beraber bir kalkınma hareketinin de alanımıza yayılmasını da içeren faaliyet olacak. Bu faaliyeti yaparken bir öncü kuvvet gibi sahada olacağız. Belki ilk safhada elimizi taşın altına koyacağız ama şuna inanıyoruz, çok güzel örnekleri de oluşmaya başladı."
- "İstihdamın ana kaynağı bölge insanı olacak"
Bölge insanının da bölgedeki sanayicilerin de önemli olduğunu anlatan Demir, bölgede önemli işlere imza atılabileceğini belirtti.
Bölgede çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Demir, şunları kaydetti:
"Bölgede yapılacak her türlü faaliyetteki istihdamın ana kaynağı bölge insanı olacak. Burada ana amaçlardan birisi hem yatırım yapmak teknoloji oluşturmak hem de bölge insanımızın yaralarını saracak daha ileride de uzun sürede istihdam oluşturacak ve belirli bir teknoloji seviyesi kazandıracak bir istihdam politikası gütmek. Bu politikanın gerektirdiği insan kaynağının bölgede olduğuna inanıyoruz. Ola ki olmaması durumunda da gerekli eğitim ve yetiştirme faaliyetlerini ilk günden itibaren yapmak istiyoruz. İstihdam ettiğimiz arkadaşlarımızın konut sorunu da yine istihdam eden taraf halledecek. İşe aldığımız her bir depremzedemizin konut problemini de yine iş yeri çözüyor olacak. Böylece birlikte bir yol yürümüş olacağız."