Ahmet Türk'ün kirli sicili

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden PKK'ye destek verdiği için alınan, şimdilerde ise Kürd halkını tehdit ederek Öcalan'a özgürlük isteyen Ahmet Türk, kirli sicili ve ilişkiler ağıyla öne çıkıyor.

Ekleme: 25.04.2023 09:52:54 / Güncelleme: 25.04.2023 10:24:55 / Güncel
Destek için 

Tutuklandığı dönemde "Hasta ve yaşlıyım" algısı üzerinden serbest bırakılmak için elinden geleni yapan Ahmet Türk, CHP ile gerçekleştirdikleri gizli seçim ittifakının ardından yeniden sahneye çıktı.

Nevruz konuşmasında PKK lideri Öcalan'a özgürlük isteyen ve Kürd halkını tehdit eden Ahmet Türk, yaptığı son açıklamada, 2012 yılında siyaset sahnesine çıkan HÜDA PAR'ı diline doladı.

HÜDA PAR'ı, Hizbullah ile ilişkilendirme hezeyanında bulunan Ahmet Türk, diğer HDP yöneticileri gibi PKK ile olan ilişkisi ve on binlerce Kürd gencinin kanının akmasındaki sorumluluğunu görmezden geldi.

Arkasında kanlı ve kirli bir tarih bulunan PKK'den aldığı talimatlar konusunda tek laf edemeyen Türk, yaklaşık 50 yıllık siyasi hayatını yalan ve iftiralarla sürdürmeye devam ediyor.

Bölgede PKK'nin tehditleriyle halkı susturmaya alışmış olan Ahmet Türk aslında kimdir, neye ve kime hizmet ediyor? Belediye başkanlığı döneminde neler yaptı, görevinden neden alındı? PKK ile ilişkisi mahkeme kayıtlarına nasıl geçti?

Ahmet Türk kimdir?

Ahmet Türk, 2 Temmuz 1942'de Mardin'de doğdu. Soyadı kanunu çıktığında Kanco aşiretinin reisi ve Ahmet Türk'ün babası Sinan, TC'ye bağlılık göstergesi olarak "Türk" soyadını seçti. Ahmet Türk, Sinan Türk'ün ikinci eşinden 1942 yılında doğdu.

Ahmet Türk, dedesinin kimliğini ve aşiretini verdiği bir röportajda şu şekilde anlatıyordu: "Dedem Yezidi kökenlidir. Buradaki toplumun yaşayış biçimine baktığımızda, dedem gerçekten çok farklı bir yaşam tarzı oluşturmuş. Tam o dönemin feodal yapısında olan bir insan."

Ahmet Türk'ün aktif politik hayatı, milletvekili ağabeyi Abdürrahim Türk'ün öldürülmesi ile başladı. İlk defa milletvekilliğine 1973 yılında Demokratik Parti'den Mardin milletvekilli olarak seçilen Ahmet Türk daha sonra CHP'ye geçti.

Öcalan'la Bekaa'da ya da Şam'da görüşmeler gerçekleştirdi

1990'da HEP'nin kurucu üyesi oldu. Bu partinin kapatılması sonrasında, Aysel Tuğluk ile birlikte DTP'nin genel başkanlığına seçildi. Daha sonra HADEP ve DEHAP yönetiminde aktif roller üstlendi. PKK lideri Öcalan'la Bekaa'da ya da Şam'da zaman zaman görüşmeler gerçekleştirdi.

30 Mart 2014 Yerel Seçimleri'nde Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Türk hakkında Ocak 2016'da "silahlı terör örgütüne üye olmak", "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet" gerekçesiyle yedi yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ahmet Türk, 17 Kasım 2016 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alındı.

31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde yeniden Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk, bir kez daha "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Görevi Kötüye Kullanma, Terör Örgütü Kurma ve Yönetme" suçlarından görevinden el çektirildi.

Tutuklandığı dönemde "Hasta ve yaşlıyım" algısı üzerinden serbest bırakılmak için elinden geleni yapan Ahmet Türk, tahliye edilmesi için Mardin Sulh Ceza Hâkimliğine başvurdu. Tahliye talebini değerlendiren Sulh Ceza Hâkimliği, Elazığ Cezaevi'nde bulunan Ahmet Türk'ün tahliyesine karar verdi.

Ahmet Türk, CHP ile gerçekleştirdikleri gizli seçim ittifakının ardından yeniden sahneye çıktı

Ahmet Türk, CHP ile gerçekleştirdikleri gizli seçim ittifakının ardından yeniden sahneye çıktı. Diyarbakır'da gerçekleştirilen nevruz programında konuşan Türk, Kürd halkına yönelik tehdit ve yaftalamalarda bulundu.

Türk'ün "Bugün Kürd halkına düşmanlık eden bu iktidara destek verenler Kürt halkına adeta düşmanlık ediyor. Bu büyük bir ahlaksızlık olur. Bunu açık bir şekilde dile getirmek istiyorum. Hiçbir Kürdün, bu iktidara oy verme, desteklemek gibi bir hakkı yoktur." ifadeleri tepkilere neden oldu.

Konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu'na da oy isteyen Türk "Bu dönem Sayın Öcalan'ın özgürleşme dönemidir. Bunu hep birlikte sağlamak için gece gündüz mücadele etmek zorundayız" dedi.

Kamuoyunda "makul, barışsever" hatta "akil adam" imajı vermeye çalışan Türk, aslında göründüğü gibi biri değil. 14 Mayıs seçimleri öncesinde provokasyon, yalan, iftira ve tehdit diliyle sahneye çıkan Ahmet Türk'ün, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemdeki faaliyetleri yeniden akıllara geldi.

Ahmet Türk'ün Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaparken belediyeyi örgütün hizmetinde nasıl kullandığıyla ilgili adli ve idari soruşturmalara yansıyan tespitlere ulaşıldı.

Cevizli Jandarma Karakoluna saldıran PKK'liler Mardin Belediyesi'ne ait araçla kaçtı

Örneğin Mardin'in Artuklu ilçesinde, Cevizli Jandarma Karakoluna düzenlenen ve iki asker ile 1 sivilin hayatını kaybettiği, 16'sı sivil 40 kişinin yaralandığı saldırıda kullanılan 8 ton bomba yüklü kamyonun, Mardin'in Mazıdağı Belediyesi'ne ait olduğu ortaya çıktı. Bu saldırıyı gerçekleştiren PKK elemanlarının ise Mardin Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı İlaçlama Birimi'ne ait bir araçla olay yerinden kaçtıkları tespit edildi.

Yine Kızıltepe ilçesinde, park, taziye evi ve sosyal hizmet merkezi gibi yerlerin isimleri PKK ile irtibatlı ve iltisaklı kişilerin isimleriyle değiştirilmek amacıyla meclis kararları alındı.

Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı "Şehit ve Gazi Yakınları Şube Müdürlüğü" teşkilat şemasından kaldırıldı. Kent A.Ş'de görev yapan 10'u "şehit ve gazi yakını" olmak üzere toplam 172 personelin görevlerine son verildi.

Kasımiye ve Zinciriye Medreselerinde yapılan çalışmalar durduruldu.

Savur ilçesinde ise "değer ailesi" olarak nitelendirilen ailelere mensup 41 kişi sadece öldürülen PKK militanlarının yakını olmaları gerekçesiyle işe alındı.

İçişleri Bakanlığı Ahmet Türk'ün yerine kayyum atadı

İçişleri Bakanlığı, PKK'ye yardım yataklık eden diğer HDP'li belediyelerde olduğu gibi, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün yerine de kayyum atadı.

Ahmet Türk hakkında;

"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Görevi Kötüye Kullanma, Terör Örgütü Kurma ve Yönetme" suçlarından tutuklu yargılanırken yaşının ilerlemiş olması ve sağlık sebebiyle adli kontrol kararıyla tutuksuz yargılandığı Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/279 sayılı dosyada kovuşturma,

Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesince 2018/229 sayılı dosyasında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan kovuşturma,

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca 2018/2770 sayılı dosyasında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan soruşturma,

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca 2018/11686 sayılı dosyasında "Terör Örgütü Propagandası Yapmak" suçundan soruşturma,

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca 2019/300 sayılı dosyasında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak ve Silahlı Terör Örgütüne İsteyerek Yardım Etmek" suçlarından soruşturma,

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca 2019/1642 sayılı dosyasında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Terör Örgütüne Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme" suçlarından soruşturma başlatıldı.

Ahmet Türk gibi kullanışlı aparatlar

İçişleri Bakanlığından o dönem yapılan açıklamada, belediye başkanı görevlendirmeleriyle belediyelerin sağladığı imkânları kaybeden PKK ve onun siyasal uzantılarının, militan bulma, maddi kaynak temin etme ve kendi tabanını yönlendirmedeki sıkıntıları çözmek adına yerel seçimlerde Ahmet Türk gibi kullanışlı aparatları belediye başkanlıklarına aday gösterdikleri belirtildi.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"PKK, seçildikleri zaman kolay yönetebilecekleri, kendi güdüm ve yönlendirmesinde olacak kişilerin aday gösterilmesi için büyük çaba sarf etmiş, Ahmet Türk başta olmak üzere haklarında Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme suçlarından soruşturma ve kovuşturma yürütülen kişiler bazı belediyelerde bilerek ve isteyerek belediye başkan adayı gösterilmiştir.

Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye başkanlarının göreve gelir gelmez;

Halkın oylarıyla Belediye Başkanı olarak seçildiklerini göz ardı ederek bölücü terör örgütü yöneticilerinin talimatları doğrultusunda belediye mevzuatında dayanağı olmayan sözde "eş başkanlık" uygulamaya ve mevcut belediye başkanının tüm yetkilerini sözde eş başkan sıfatı verilmiş kişilerle birlikte kullanmaya başladıkları, ne şekilde kim tarafından yetkilendirildiği ve seçildiği belli olmayan eş başkanlara yasadışı olarak fiilen belediye başkanlığı yaptırdıkları, belediyeleri ülkenin bütününden farklı bir idari yapıya dönüştürmeye çalıştıkları, terör örgütü ile iltisak, irtibat ve aidiyetleri nedeniyle görevine son verilen eski belediye çalışanlarını hiçbir resmi sıfatları bulunmamasına rağmen çeşitli isimlendirmeler adı altında fiilen bu belediyelerde çalıştırmaya başladıkları ve belediyeleri yeniden bölücü terör örgütü ile iltisaklı, irtibatlı kişilerin bulunduğu bir merkez haline getirmeye çalıştıkları,

Belediye çalışanı olmayan bu kişilerin, belediyenin yatırımlarını, personel alımlarını, meclis ve encümen gündemini belirlemeye kadar tüm işlere müdahil olmalarına göz yumdukları,

Terör örgütüne katılımın son derece azalması nedeniyle, örgüte katılımın desteklenmesi için terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyonlarda etkisiz hale getirilen PKK'lı teröristlerin yakınlarına iş imkânı ve ailelerine maddi destek sağlamaya çalıştıkları, bunun için de şehit yakınlarına mobbing uyguladıkları, baskı yaptıkları, görev yerlerini değiştirdikleri ve/veya işten çıkardıkları,

Müslüman Kürd halkı tehdit, yalan ve iftira siyasetine prim vermeyecektir

Vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için hizmet üretmek yerine kamu görevlilerimizi ve vatandaşlarımızı şehit eden teröristlerin cenazelerine katılarak ve bu teröristlerin mezarlarını ziyaret ederek terör örgütüne ve teröristlere alenen destek verdikleri,

Milli manevi geçmişimizi hatırlamamıza yardımcı olan cadde, sokak veya park isimlerini, terör örgütü üyeliğinden hapis cezası almış örgüt mensuplarının isimleri ile değiştirmeye başladıkları tespit edilmiştir.

Evet, öyle gözüküyor ki arkasında kanlı ve kirli bir tarih bulunan PKK'ya tek laf etmeyen-edemeyen Ahmet Türk, yeri gelince halkı tehdit ediyor, yalan ve iftira siyasetini sürdürmeye devam ediyor.

Ama Ahmet Türk ve avaneleri şunu da çok iyi biliyor: Müslüman Kürd halkı bugüne kadar tehdit, yalan ve iftira siyasetine prim vermediği gibi bundan sonra da vermeyecektir.