Kahramanmaraş depremlerinde ağır tahribatın oluştuğu Malatya’da, depremzedelerin yaraları sarılmaya devam ediliyor. Depremzedelere yapılacak konutların temeli atılmaya devam ederken, bir yandan konteyner kent ve çadırkentlerde bulunan depremzedelerin yeme içme gibi ihtiyaçları karşılanıyor. Diğer yandan da Diyanet İşleri Başkanlığı ve Yardım kuruluşlarının uzman ekipleri tarafından depremzedelerin manevi anlamda ihtiyaçları giderilmeye çalışılıyor ve psikososyal desteği hizmeti sunuluyor.
Malatya’da Hafızlık ve Arapça tedrisat hizmeti veren TİSAM (İslami İlimler Araştırma Merkezi), MAŞTİ arkasında bulunan çadırkentlerdeki depremzedelere iftar ve sahur ikramında bulunuyor. TİSAM Onursal Başkanı ve Müderrisi Abdülcelal Kaçar, İslami hassasiyeti olan tüm dernek, vakıf, cemaat ve cemiyetler gibi kendilerinin de depremin ilk gününden itibaren sahada olduklarını ve Mübarek Ramazan ayına girilmesiyle günde 3 bin 500 kişiye aş ikramında bulunduklarını söyledi.
“Günlük 3 bin kişiye iftar yemeği ikramında bulunuyoruz”
2014 yılında Malatya’da esnaflarla beraber kurdukları TİSAM Derneğinde Hafızlık ve Arapça tedrisat hizmeti verdiklerini belirten Abdülcelal Kaçar, “Ramazan ayından önce burada aş evi olarak hizmet veriyorduk. Depremin ilk 15 günü sahada çalıştık. Köyler mahaller olsun 30 araç ve 80 gönüllü kardeşimizle birlikte gece gündüz depremzede kardeşlerimizin yanında olmaya gayret ettik. Yaklaşık 50 gündür de burada hizmet etmekteyiz. Aş evimizde günlük 3 bin 500 kişilik yemek çıkmakta. Buradaki Maşti bir ve Maşti 2 çadırkentlerde bulunan 3 bin kişiye ve dışarıdan gelen 500 kişi olmak üzere toplamda 3 bin 500 kişiye iftar yemeği ikramında bulunuyoruz. Buradaki amacımız, bir nebzede olsa depremzede kardeşlerimizin aş ihtiyaçlarını karşılamak, mağduriyetleri gidermek ve bu şekilde Rabbimizin rızasını kazanmaktır.” ifadelerine yer verdi.
“İslami hassasiyeti olan dernekler alandaydılar. Ya diğerleri neredeydiler?”
Deprem olduğu zaman yapılan çalışmalarda Çanakkale ruhunu hatırladığını kaydeden Kaçar, “Depremin ilk saatinden itibaren, İslami hassasiyeti olan dernekler, vakıflar, cemaatler ve cemiyetler alandalardı. Kimisi enkaz başında kardeşlerimizi kurtarmaya çalışıyordu. kimisi de enkazlarda çalışan kardeşlerimize ikramlarda bulunuyordu. Kimi de depremzedelerin imdadındaydı. Bizler depremin acısıyla uğraşırken, birileri TV kanallarına çıkarak, ‘Bu cemaatler, cemiyetler, hafızlık merasimi düzenleyenler nerede? Diye açıklamalarda bulundular. İslami hassasiyeti olan dernekler, vakıflar, cemaatler ve cemiyetler olarak depremin ilk gününden beri alandaydık. Peki, onlar neredeydiler? Onlar hiçbir zaman bu millete yar olmadılar ve yar olmayacaklar. Deprem olsun sel olsun milletin zor zamanlarında hep Allah rızası için çalışan kardeşlerimiz alanda oldular ve hep de öyle olacaklar. Allah’u Teala Celle Celaluhu bizleri onların şerrinden muhafaza eylesin. Onları Rabbimize havale ediyoruz ve hidayetleri temenni ediyoruz.” dedi.
“Maddi ve manevi destekler devam etmeli”
Ümmet olarak bir imtihan sürecinden geçildiğini söyleyen Kaçar, “İnşallah bu acılar geçecek, hepimiz bir imtihan geçiyoruz. Bu deprem bir fırsattır ve bunu fırsata çevirebiliriz. Ümmet olarak ve özellikle Türkiye’de ki Müslümanlar olarak, kardeşlerimiz sıcak yuvalarına kavuşana kadar alanı terk etmesinler, buraya maddi ve manevi desteklerini devam etsinler.” çağrısında bulundu. (İLKHA)