Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Hacı Bayram Camii'nde cuma namazı çıkışı düzenlenen basın açıklamasına; HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, HÜDA PAR Ankara İl Başkanı Ahmet Karaarslan, Ankara Sivil Toplum Platformu Başkanı Mustafa Kır, STK ile siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda Kudüs sevdalısı katıldı.
Dövizlerin açıldığı basın açıklaması sırasında katılımcılar sık sık tekbir getirerek sloganlar attı.
Mustafa Bilici'nin sunumuyla başlayan program, Ankara Peygamber Sevdalıları Derneği üyesi ve HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir'in açılış konuşmasıyla devam etti.
Kudüs'ün sıradan bir belde olmadığını hatırlatan İmir, "Kudüs, Allah (Celle Celalühü) etrafını mübarek kıldığı beldedir. İlk kıblemizdir. Kudüs nice peygamberlere ev sahipliği yapmış mekanın adıdır. Kudüs hak ve batıl mücadelesinin yürütüldüğü mekanın adıdır. İsra ve Miraç'a ev sahipliği yapmış mekanın adıdır. Kudüs'ün sayısız güzellikleri içinde barındırdığı biliyoruz. Bu nedenle Kudüs'ün özgürlüğü sadece Filistinli kardeşlerimize bırakılacak mesele değildir. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Peygamberlerin bize mirasıdır." dedi.
"Kudüs İslam'ın hakimiyetinde olduğunda tüm dinler özgürce ve huzurlu bir şekilde yaşamışlardır"
Kudüs'ün Hazreti Ömer, Selahaddin-i Eyyubi ve Nureddin Zengi'nin bize emaneti olduğunu söyleyen İmir, devamında şunları aktardı:
"Bu nedenle Kudüs'ün özgürlüğe kavuşması için her birimize sorumluluklar düşüyor. Her yıl Ramazan ayında siyonist rejim Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya saldırılar düzenlemektedir. Bir hafta önce yine saldırılarına başladı. Birçok kardeşimizi şehit etti. Kudüs ve Mescid-i Aksa bugün masun ve boynu büküktür. Kudüs tarih boyunca birçok dine ev sahipliği yapmıştır. Kudüs İslam'ın hakimiyetinde olduğunda tüm dinler özgürce ve huzurlu bir şekilde yaşamışlardır. Bizim en büyük hedefimiz Kudüs'ü yine İslam'ın adalet güneşinin altında aydınlatmaktır. Bu nedenle her birimize sorumluluklar düşmektedir. Bugün Küresel emperyalist sömürgeciler Kudüs davasını bize unutturmak için nice projelerini devreye koymaktadır. Bu projelere karşı bizlerde Kudüs'ü her zaman birinci gündem maddemiz olarak bulundurmak zorundayız. Kendi çocuklarımıza ve gençlerimize Kudüs'ün aşkını aşılamak zorundayız."
"Bizler Vahdet bilinciyle ümmet anlayışıyla tekrar bir araya gelirsek Kudüs tekrar özgür olacaktır"
Kudüs'ün işgal altında olmasının sebeplerine değinen İmir, "Bugün Kudüs'ün bu halde olmasının sebebi siyonistlerin güçlü olmasından kaynaklanmamaktadır. 2 milyara yakın İslam aleminin dağınıklığından ve birliğinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Bu mübarek günlerde tüm İslam alemine çağrıda bulunmak istiyoruz. Rabbimiz bir, Kitabımız bir, Kıblemiz bir, Peygamberimiz bir ve daha nice birlerimiz varken ufak tefek ayrıntılara farklılıklara takılarak birlik ve bütünlüğümüzü dağıtmaktan vazgeçelim. Bizler Vahdet bilinciyle ümmet anlayışıyla tekrar bir araya gelirsek Kudüs tekrar özgür olacaktır. Bugün Filistin'de nice çocuklar ve kadınlar siyonistlerin bombaları altında şehit düşmektedirler. Bu nedenle bugün Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı muhafaza eden direniş gruplarına siyasi, ekonomik, askeri ve bütün desteklerin sağlanması gerekir. Dünyadaki bütün emperyalist güçleri arkasına alan Siyonizm'e karşı direniş guruplarının yalnız bırakılması asla imanımızın kabul edeceği bir şey değildir. Bu mübarek günlerde dualarımızla maddi ve manevi desteklerimizle Filistin'deki direniş guruplarına destek olmaya çağırıyorum." diye konuştu.
"Ümmet Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı hep birlikte kurtaracak!"
Basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Ankara Peygamber Sevdalıları Derneği Hatiplerinden Murat Günaydın, okudu.
Allah'a hamd ve Resul-ü Zişan Efendimize salat ve selam ile başlayan Günaydın, İsra Süresinin birinci ayetinin mealiyle devam etti.
Günaydın, "Ümmet Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı hep birlikte kurtaracak! Kudüs'ü birlikte alacağız!" diyen Günaydın, "Mübarek Ramazan’ın son Cumasında 'Dünya Kudüs Günü' münasebetiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız. Kudüs işgal altındayken, Mescid-i Aksa siyonist barbarlar tarafından fiili saldırılara uğrarken, bu mukaddes beldenin ve İslam'ın ilk kıblesinin özgürlüğe kavuşması için buluşmaya, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu işgal sürecinin çok da uzun süremeyeceğine, İslam ümmetinin özgür Kudüs'te toplanacağı günün yakın olduğuna inanıyoruz. Uzağı yakın kılmak için büyük bir mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini biliyoruz. Bu mücadele, sadece Filistinli Müslümanların omuzlarına yüklenecek bir mücadele değildir. Tüm Müslümanların Kudüs ortak paydasında bir araya gelip de sürdüreceği bir mücadele, Kudüs'ün hürriyetine giden kapıyı aralayacaktır. İşgalin bugüne kadar sürmesinin nedeni, ümmetin tek cephede ortak bir direniş sergilememesindendir. Her bir Müslüman bir kova su dökse siyonist işgalci rejimi sel alır ve yok olup gider." dedi.
"Dağınıklığımızdan cesaretle işgali genişleterek büyüten ve kalıcı hale getirmeye çalışan siyonizmi durdurmanın tek yolu ittihattır"
Devamında Günaydın, şunları aktardı:
"Fikri anlamdaki kopuş, ulusal çıkarların öncelenmesi ve yaşanan iç çatışmalar nedeniyle zayıf düştüğümüz bir yüzyıl yaşadık. Kaybımızı görebilmeli, bir yüzyılı daha kaybetmemeliyiz. Çünkü geçen her zaman İslam ümmetinin aleyhine işlemektedir. Uzağı yakın kılmak, Kudüs’ü işgalden kurtarmak için güçlü bir birlikteliğin elzem olduğu artık görülmelidir. Siyonist rejimin rüyalarında gördüğü kâbus, güçlü bir İslam birliğidir. Dağınıklığımızdan cesaretle işgali genişleterek büyüten ve kalıcı hale getirmeye çalışan siyonizmi durdurmanın tek yolu ittihattır. İttihadı oluşturabilmek için atılacak ilk adım ise Siyonist rejimi meşru görmemektir. 'Normalleşme' adı altında dayatılan süreçler, İslam ümmetine bir fayda getirmeyeceği gibi işgal rejimini güçlendirecek, cinayet ve katliamlarını artıracak, onları pervasız kılacaktır. Nitekim son yıllarda yaşananlar bunun bariz bir göstergesidir."
"Kudüs'te akan her bir damla kanın hesabı hepimizin defterine yazılmaktadır"
Filistin'de hemen her gün şehid haberlerinin gelmekte ve Mescid-i Aksa'nın saldırıya uğramakta olduğunu hatırlatan Günaydın, "Baskı ve alıkoymalar artmakta, işgal zindanlarındaki Müslümanlar her türlü zulmü görmektedir. Yüzlerce kadın ve çocuğun zindanlarda olduğu Filistin’de, Müslüman kardeşlerimiz ümmetin duasının yanında fiili desteğini de beklemektedir. İslam coğrafyasında var olan sorunları sonlandırmak, ihtilafları ortadan kaldırmak, birliğimizi sağlamak, Müslümanları aziz, kâfirleri ve münafıkları zelil kılmak hepimiz adına büyük bir sorumluluktur. Burada en büyük sorumluluk İslam ülkelerini idare edenlere düşmektedir. Kudüs’te akan her bir damla kanın hesabı hepimizin defterine yazılmaktadır. Buradan sadece İslam ülkelerine değil, uluslararası kuruluşlara da seslenmek istiyoruz. Siyonizm belası sadece Müslümanların başına gelmiş bir felaket değildir. Siyonizm’in ana hedefi bütün bir insanlığı köleleştirmektir. Kendilerini üstün ırk gören bu lanetli güruh, tüm dünyayı kaosa mahkûm etmek istemektedir. Kargaşadan beslenen Siyonizm, dünyada var olan büyük sorunların, savaş ve çatışmaların tek kaynağıdır. Ey Müslümanlar! Bu gerçek karşısında daha ne kadar sessiz kalacağız. Bugün Müslümanların etrafındaki ateş söndürülmezse ümmetin tümünü saracaktır. Buradan bir kez daha vurgulamak isteriz ki bizler, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için atılacak her adımı desteklemekteyiz. Bedeli ne olursa olsun, Kudüs ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid–i Aksa için her türlü mücadeleyi vereceğiz. İşgalci Siyonistlerin gördüğü kâbusların bir gün gerçekleşeceğine yakinen inanıyoruz. Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için verilen mücadele eninde sonunda galip gelecektir. Çünkü bu, Yüce Allah’ın vadidir. Rabbimizin vaadi ise hiç kuşkusuz haktır." ifadelerine yer verdi.
Basın açıklaması yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)