Şanlıurfa'da Peygamber Sevdalıları Vakfı öncülüğünde, Dergâh Camii'nde kılınan cuma namazının ardından Balıklıgöl Platosunda gerçekleştirilen "Dünya Kudüs Günü"ne STK temsilcileri ve halk katılım gösterdi.
Çeşitli slogan ve tekbirlerin getirildiği basın açıklamasında, Filistin’e dua ve destekte bulunulup, siyonist rejime ise lanetler okundu.
Düzenlenen programda Molla Sinan Ünel de Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Ünel'in konuşmasının ardından basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı Şanlıurfa Koordinatörü İbrahim Halil Göven okudu.
"Kudüs davası La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah diyen her Müminin davasıdır"
Molla Sinan Ünel yaptığı açıklamada, "Mescid-i Aksa'nın bugün içerisinde olmuş olduğu halin meselesidir. Biz Müslümanlar açısından Mescid-i Aksa davası, Kudüs davası neden bu kadar çok önemlidir, neden hiçbir zaman gündemimizden düşürmüyoruz, neden her zaman, her mekan ve her yerde Kudüs davasını dillendiriyoruz; çünkü Kudüs davası, Mescid-i Aksa davası, Mescid-i Aksa Müslümanların ilk kıblesidir. Mescid-i Aksa yüce kitabımız Kur'an'da bizatihi rabbimiz tarafından etrafı mübarek kılınan şehirdir. Mescid-i Aksa tüm Peygamberlerin ayak izlerini taşıyan beldedir. Bundan dolayıdır ki Kudüs davası bir iman davasıdır. Kudüs davası bir özgürlük davasıdır. Kudüs davası sadece Türklerin, Arapların, Kürtlerin davası değildir. Kudüs davası La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah diyen her Müminin davasıdır. Her yiğidin davasıdır. Bizler Kudüs davasını hiçbir mezhebe, meşrebe, ırka ait edemeyiz. Tarih bize bunun en büyük şahididir." ifadelerini kullandı.
"Kudüs’ü birlikte alacağız!"
Basın açıklamasında İslam ümmetinin Kudüs’ü ve Mescid–i Aksa’yı hep birlikte kurtaracağına dikkat çeken Göven, "Mübarek Ramazan’ın son Cumasında “Dünya Kudüs Günü” münasebetiyle bir araya gelmiş bulunmaktayız. Kudüs işgal altındayken, Mescid–i Aksa Siyonist barbarlar tarafından fiili saldırılara uğrarken, bu mukaddes beldenin ve İslam’ın ilk kıblesinin özgürlüğe kavuşması için buluşmaya, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bu işgal sürecinin çok da uzun süremeyeceğine, İslam ümmetinin özgür Kudüs’te toplanacağı günün yakın olduğuna inanıyoruz. Uzağı yakın kılmak için büyük bir mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini biliyoruz. Bu mücadele, sadece Filistinli Müslümanların omuzlarına yüklenecek bir mücadele değildir. Tüm Müslümanların Kudüs ortak paydasında bir araya gelip de sürdüreceği bir mücadele, Kudüs’ün hürriyetine giden kapıyı aralayacaktır. İşgalin bugüne kadar sürmesinin nedeni, ümmetin tek cephede ortak bir direniş sergilememesindendir. Her bir Müslüman bir kova su dökse Siyonist İşgalci rejimi sel alır ve yok olup gider." dedi.
"Siyonizm’i durdurmanın tek yolu ittihattır"
"Normalleşme" adı altında dayatılan süreçlerin İslam ümmetine bir fayda getirmeyeceğini vurgulayan Göven, "Fikri anlamdaki kopuş, ulusal çıkarların öncelenmesi ve yaşanan iç çatışmalar nedeniyle zayıf düştüğümüz bir yüzyıl yaşadık. Kaybımızı görebilmeli, bir yüzyılı daha kaybetmemeliyiz. Çünkü geçen her zaman İslam ümmetinin aleyhine işlemektedir. Uzağı yakın kılmak, Kudüs’ü işgalden kurtarmak için güçlü bir birlikteliğin elzem olduğu artık görülmelidir. Siyonist rejimin rüyalarında gördüğü kâbus, güçlü bir İslam birliğidir. Dağınıklığımızdan cesaretle işgali genişleterek büyüten ve kalıcı hale getirmeye çalışan Siyonizm’i durdurmanın tek yolu ittihattır. İttihadı oluşturabilmek için atılacak ilk adım ise Siyonist rejimi meşru görmemektir. 'Normalleşme' adı altında dayatılan süreçler, İslam ümmetine bir fayda getirmeyeceği gibi işgal rejimini güçlendirecek, cinayet ve katliamlarını artıracak, onları pervasız kılacaktır. Nitekim son yıllarda yaşananlar bunun bariz bir göstergesidir." şeklinde konuştu.
"Müslüman kardeşlerimiz fiili destek beklemektedir"
Müslümanları aziz, kâfirleri ve münafıkları zelil kılmanın bir sorumluluk olduğuna dikkat çeken Göven, "Filistin’de hemen her gün şehid haberleri gelmekte ve Mescid–i Aksa saldırıya uğramaktadır. Baskı ve alıkoymalar artmakta, işgal zindanlarındaki Müslümanlar her türlü zulmü görmektedir. Yüzlerce kadın ve çocuğun zindanlarda olduğu Filistin’de, Müslüman kardeşlerimiz ümmetin duasının yanında fiili desteğini de beklemektedir. İslam coğrafyasında var olan sorunları sonlandırmak, ihtilafları ortadan kaldırmak, birliğimizi sağlamak, Müslümanları aziz, kâfirleri ve münafıkları zelil kılmak hepimiz adına büyük bir sorumluluktur. Burada en büyük sorumluluk İslam ülkelerini idare edenlere düşmektedir. Kudüs’te akan her bir damla kanın hesabı hepimizin defterine yazılmaktadır." dedi.
"Siyonizm’in ana hedefi bütün bir insanlığı köleleştirmektir"
Uluslararası kuruluşlara da seslenen Göven, "Buradan sadece İslam ülkelerine değil, uluslararası kuruluşlara da seslenmek istiyoruz. Siyonizm belası sadece Müslümanların başına gelmiş bir felaket değildir. Siyonizm’in ana hedefi bütün bir insanlığı köleleştirmektir. Kendilerini üstün ırk gören bu lanetli güruh, tüm dünyayı kaosa mahkûm etmek istemektedir. Kargaşadan beslenen Siyonizm, dünyada var olan büyük sorunların, savaş ve çatışmaların tek kaynağıdır. Ey Müslümanlar! Bu gerçek karşısında daha ne kadar sessiz kalacağız. Bugün Müslümanların etrafındaki ateş söndürülmezse ümmetin tümünü saracaktır." ifadelerini kullandı.
Göven, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
"Buradan bir kez daha vurgulamak isteriz ki bizler, Kudüs ve Mescid–i Aksa’nın özgürlüğü için atılacak her adımı desteklemekteyiz. Bedeli ne olursa olsun, Kudüs ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid–i Aksa için her türlü mücadeleyi vereceğiz. İşgalci Siyonistlerin gördüğü kâbusların bir gün gerçekleşeceğine yakinen inanıyoruz. Kudüs’ün ve Mescid–i Aksa’nın özgürlüğü için verilen mücadele eninde sonunda galip gelecektir. Çünkü bu, Yüce Allah’ın vadidir. Rabbimizin vaadi ise hiç kuşkusuz haktır." (İLKHA)