Filistinli Dr. Zahir Elbek: Tüm İslam Aleminin haremi olan Kudüs işgali kabul edilemez

"Dünya Kudüs Günü" münasebetiyle değerlendirmede bulunan Filistinli Gazeteci-Yazar Dr. Zahir Elbek, tüm İslam Aleminin haremi olan Kudüs'ün işgalinin kabul edilemez olduğunu söyledi.

Ekleme: 13.04.2023 11:50:04 / Güncelleme: 13.04.2023 11:55:49 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

Dünya Müslümanları tarafından 1979 yılından beri Ramazan ayının son Cuma günü, "Dünya Kudüs Günü" olarak idrak ediliyor. Bugünde düzenlenen çeşitlik etkinlik ve programlarla "Kudüs" ile ilgili farkındalık oluşturularak Kudüs'ün Müslümanlar için önemine dikkat çekiliyor.

Dünya Kudüs Günü münasebetiyle İLKHA muhabirinin sorularını yazılı yanıtlayan Kudüs ve Tarihimiz Derneği (KUTAD) Ankara Şube Başkanı Filistinli Gazeteci-Yazar Dr. Zahir Elbek, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın önemine vurgu yaptı.

"Kudüs ve Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa bizler için neden önemli?" sorusuna cevap veren Elbek, "Bu soruyu birçok açıdan değerlendirebiliriz. Önceliğimiz olan Kudüs, hepimizin bildiği gibi ilk kıblemiz, ikinci mescidimiz ve üçüncü haremimizdir. Nasıl ki her birimiz için evlerimiz birer haremimiz olup bir yabancı tarafından izinsiz girilmesi, üzerinde değişiklik yapmaya çalışması hatta elimizden almaya çalışması kabul edilemezse o şekilde de tüm İslam Aleminin haremi olan Kudüs işgali kabul edilemez. Elbette ki Kudüs ile Osmanlı devletinin dört yüz yıl hâkimiyet sürdürmesi hasebiyle bir tarihi bağımız da var. O sebeple Kudüs ve Mescidi Aksa bizler için oldukça önemlidir." dedi.

"Kudüs İslam aleminin bir vücut bulmuş halidir"

Müslümanların Kudüs ve Filistin davasını nasıl anlamaları gerektiğiyle ilgili konuşan Elbek, "Kudüs elbette ki sadece bir toprak parçası veya öncesinde Müslümanların hakimiyetinde olmuş olan bir yer değildir. Bizler biliyoruz ki Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemizdir. Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 13 yıl Mekke'de hicret sonrasında ise 16 ay da Medine'de Kudüs'e yönelerek namaz kılmış ve kıldırmıştır. Bu da demek oluyor ki şu an bizler için kıblemiz Mescid-i Haram nasıl ki çok büyük bir değer ifade ediyor ise Sahabe efendilerimiz için de Kudüs öyle büyük bir değer ifade ediyordu. Bu sebepten dolayı Kudüs'e sahabe efendilerimiz açısından bakmalıyız ki bir fetih nasip olsun. Tarih bizlere gösteriyor ki ne zaman Kudüs işgal altında olmuş ise İslam alemi de büyük bir parçalanma halindedir. Kudüs İslam aleminin bir vücut bulmuş halidir. Müslümanlar Kudüs davasına, Yemen'deki Doğu Türkistan'daki bacımızın feryadına kulak vermek için, Bosna'da yeni bir soykırım olmaması için, Yemen'deki açlığın bitmesi ve Suriye'deki akan kanın durması için destek vermelidir. Çünkü bizler biliyoruz ki İslam Alemi Kudüs'ü özgür kılacak güce ulaşınca tüm bu acıları da dindirecektir biiznillah." şeklinde belirtti.

"Kudüs İslam'ın başkentidir"

Siyonist işgal rejiminin Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili birtakım emellerinin olduğunun altını çizen Elbek, devamında şunları aktardı:

"İşgal devletinin Kudüs ve özelinde Mescid-i Aksa üzerinde sizin de belirttiğiniz gibi birçok elemeli buluyor. Bunun birçok nedeni var. Sözde Mescid-i Aksa'nın daha öncesinden inşa edilmiş olan Süleyman Mabedi olarak isimlendirdikleri Hazreti Süleyman peygamberin yaptırmış olduğu mescidin üzerinde buluyor olma iddiası. Hazreti Süleyman peygamberimizin yaptırdığı mescidin konumu konusunda aslında kesin bir kaynak yok. Lakin yapılmak istenen Müslümanların bir mührü olan Mescid-i Aksa'nın yıkılması ile birlikte İslam aleminin Kudüs'ten bağını koparmaktır. Bizler biliyoruz ki Kudüs İslam'ın başkentidir."

"Siyonist işgalcilerin nihai hedefi Kudüs'ü tamamen işgal etmektir"

Siyonist işgal rejiminin Kudüs'ü "Doğu ve Batı" şeklinde bir ayırımı ile ilgili de bilgi veren Elbek, "İşgal rejiminin her daim nihai hedefi Kudüs'ü tamamen işgal etmektir ve İslam Alemini buradan koparmaktır. Tabi bunun için birçok yola başvuruyor. Bunlardan bir tanesi olan Mescid-i Aksa'yı zaman ve mekân olarak ikiye bölmesidir. Maalesef ki buna benzer bir örneği Filistin'de bulunan Halilurrahman Camii'nde görmekteyiz. 25 Şubat 1994 Cuma günü camide ibadet eden Müslümanların üzerine ateş açmış olan bir siyonist 29 kişinin ölümüne ve 300 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştu. Bu saldırının ardından cami ibadete kapatılmıştı. Yedi ay geçip tekrardan açıldıktan sonra caminin bir kısmını sinagoga çevirip diğer bir kısmını ise cami olarak bırakmışlardı. Şu anda işgalin kontrolünde olup bazen ezan okunmasına dahil engel olmaktadır. İşgal bu durumu Mescid-i Aksa'da da yaparak başta ikiye bölünmesi ardında tamamen yok edilmesini hedeflemektedir." ifadelerine yer verdi.  

"Filistin direnişi, bütün fırtınaya rağmen sağlam duran bir fidan gibidir"

Filistin direnişinin önemine ve direnişin neden desteklenmesi gerektiğine değinen Elbek, "Filistin direnişi, bütün fırtınaya rağmen sağlam duran bir fidan gibidir. Evet bütün zorluklara rağmen kurumadı ve köklerinden kopmadı ama dallanıp budaklanması ve İslam Alemini gölgeleyecek bir çınar olmalı. Mescid-i Aksa tüm Müslümanların ikinci mescidi olup Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hadisinde geçtiği üzere Mescid-i Haram'dan kırk yıl sonra inşa edilmiştir. Bu ve benzeri birçok değerden dolayı Müslümanlar şu an Filistin'i özgür kılamıyorlarsa da direnişi desteklemeli ki her daim bir umut olmuş olsun." dedi.

"Maalesef İslam alemi Filistin davası konusunda yetersiz bir sınav veriyor"

Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı korumak ve kurtarmak için neler yapılabileceğini söyleyen Elbek, konuşmasının devamında şunları aktardı:

"Sizin de belirttiğiniz gibi maalesef İslam alemi Filistin davası konusunda yetersiz bir sınav veriyor. Tabi bunun birçok nedeni bulunuyor. Mevcut durumda her Müslümanın elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Tabi harekete geçmek bilinçlenme ile başlar. Öncelik olarak Filistin davası konusunda kitap okumalarını, sosyal medyadan yakinen takip etmelerini, mümkün olduğunca Kudüs'ü ziyaret etmelerini, işgal devletinin ürünlerini boykot ederek almamalarını ve en önemlisi de her dualarında yer vermeleri gerekiyor."

Uluslararası hukuka ve anlaşmalara rağmen batı dünyasının Filistin'deki işgal ve katliamlara sessiz olduğuna dikkat çeken Elbek, "Maalesef ki hakkın ve adaletin hâkim olduğu bir dünya değil zulmün ve batılın hâkim olduğu bir dünyada bulunuyoruz. İslam aleminin mevcut durumunun ve siyonistlerin lobi çalışmalarının güçlü olması, dünyadaki medya şirketlerine olan etkileri yapılan işgalin tam olarak duyulmasını ve tepki verilmesine engel oluyor. İnşallah bu sessizliği bozan, İslam aleminin gür sesi olur da tüm zulümler sona erer." temennisinde bulundu.

"İşgal rejimi var olduğu sürece ne Filistin ne de İslam alemi huzur bulmayacaktır"

Son olarak siyonist işgalcilerle yapılan normalleşmelere değinen Elbek, "Biz Filistin halkı olarak hiçbir koşulda işgal rejimiyle normalleşme adımlarını doğru bulmuyoruz. İşgal rejimi İslam Aleminin kalbine saplanmış bir hançerdir ve Müslümanlar sürekli kan kaybediyor. Derhal bu hançer çıkarılıp yara pansuman edilmelidir. Elbette ki bu sözde normalleşme adımı işgalin resmiyet kazanması ve yeni işgallere zemin hazırlaması içindir. İşgal rejimi var olduğu sürece ne Filistin ne de İslam alemi huzur bulmayacaktır. İnşallah Müslümanlar tez zamanda bu gaflet uykusunun farkına varıp başta İslam alemine akabinde dünyaya adil bir düzen sağlayabilirler." dedi. (İLKHA)