Zekât ve sadakanın önemi hakkında açıklamalarda bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, Allah Teâlâ'nın Kur'an'da öneminin anlaşılması için çok defa namazla birlikte zekâtı da zikrettiğine dikkat çekti.
Zekâtı bulunan her Müslümanın zekât vermesinin farz olduğunu vurgulayan Kılıçarslan, zekâtın İslam'ın köprüsü olduğunu söyledi.
"Sadaka malı bereketlendirir, belayı ise defeder"
Sadakanın öneminden de bahseden Kılıçarslan, "İslam uleması Müslümanların bu ayı ibadet, namaz, sadaka ve zekâtla geçirmeleri gerektiğini belirtiyor. Peygamber Efendimiz, Allah yolunda kim bir lokma bir şey verse Allah'ın da bu lokma karşılığında kıyamet gününde Uhud Dağı kadar ona karşılık vereceğini bildirmiştir. Peygamber Efendimiz, Ramazan ayında bir rüzgarın etkisi gibi sadaka verirdi. Peygamberimiz, sadaka ömrün bereketi olduğunu ifade etmiştir. Sadaka, malı bereketlendirir, belayı ise defeder." dedi.
"Sadaka Allah'ın gazabını durdurur"
Sadaka vermenin sayısız faydasının olduğunu belirten Kılıçarslan, "Peygamberimiz, 'sadakayla hastalarınızı tedavi edin' diye bildirmiştir. Hatta Peygamberimiz, verilen sadakaların Allah'ın gazabını durdurduğunu söylemiştir. Sadaka vermenin çok sayıda faydası bulunmaktadır. İnsan kıyamet gününde verdiği sadakanın gölgesi altına girecektir." diye konuştu.
"Namazla Allah'ı razı edersin, zekâtlaysa fakiri"
Zekâtın da namaz kadar öneminin olduğuna vurgu yapan Kılıçarslan, "Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de 32 defa zekât ile ilgili bizlere emir vermiştir. Bunu da namazla birlikte zikretmiştir. Namazın ne kadar ehemmiyeti varsa zekâtın da o kadar vardır. Namazla Allah'ı razı edersin, zekâtlaysa fakiri razı edersin. İslam uleması zekâtın İslam'ın köprüsü olduğunu söylemiştir. Fakir ve zenginler arasında bir köprü vazifesini görüyor." ifadelerini kullandı.
"İslam yolunda yapılan her hizmete zekât düşmektedir"
Zekât verilecek 8 sınıf insanın olduğunu aktaran Kılıçarslan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bunlardan biri Allah yolunda olanlardır. Bir kısım İslam uleması, bunu kâfirlerle savaşan kişiler olduğunu bildirmiştir. Ancak İslam âliminin büyük çoğunluğu ise özellikle asrımızın âlimleri, İslam'a hizmet edenlere zekât düştüğünü söylemiştir. Yusuf Karadavi gibi asrımızın âlimleri, İslam yolunda olan bir televizyona bile zekâtın verilebileceğini belirtmiştir. Çünkü bu yolla İslam'a hizmet edip kâfirlere cevap verilebilmek gerekir. İslami bir radyo, gazeteyi de zekâtla açabilirsin. Medreseleri de zekâtla yapabilirsin. Zaten medrese talebelerine zekât düşmektedir. İslam yolunda yapılan her hizmete zekât düşmektedir." (İLKHA)