11 Ayın Sultanı HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ RAMAZAN

11 ayın sultanı Şehr-i Ramazan’ın bugün ilk günü. Ardı ardına yaşadığımız felaketler nedeniyle buruk da olsa bu rahmet ikliminden en iyi şekilde istifade etmek gerekiyor. İçerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni barındıran bu rahmet iklimi, merhamet ve şefkatin zirve yaptığı, mukabele ve teravih namazları ile maneviyatın kana kana yaşandığı bereketli bir rahmet pınarı niteliği taşıyor. Bu vesileyle ardı ardına yaşadığımız deprem ve sel felaketlerinin ardından yaraların sarılmasına daha fazla destek olunması çağrımızı yineliyor ve Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan diyoruz.

Ekleme: 23.03.2023 05:00:43 / Güncelleme: 23.03.2023 05:01:01 / manşetler
Destek için 

MEHMET TAHİR ÖZSOY / DOĞRUHABER

İçerisinde Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni barındıran, rahmet iklimi başladı. İlk teravih namazı dün akşam kılındı. İlk sahur dün gece yapıldı. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan bu mübarek ay hakkında Hz. Peygamber (s.a.v.) “Kim Allah'a inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” diye buyuruyor.

“BU RAMAZAN BAMBAŞKA BİR RAMAZAN OLMALIDIR”

İlahiyatçı Yazar Mehmet Göktaş, Ramazan ayıyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, bu Ramazan’ın önceki Ramazanlar’dan farklı olması gerektiğini belirtti. Bu Ramazan ayının öncekilere göre dışa dönük bir Ramazan olması gerektiğini kaydeden Göktaş, “Çünkü bu günlerimiz diğer günlerimizden ve yıllarımızdan çok daha başka günlerdir, çok daha başka bir yıldır. Bu Ramazan dışa dönük bir Ramazan olmalıdır. Oruç her ne kadar ruhumuzla, nefsimizle ve iç dünyamızla yaşadığımız bir hayat tarzı olsa da bu yılki orucumuza bir anlamda kardeşlerimizi de katıp ortak etmeliyiz. Hangimizin yanında, yanı başında bir depremzede kardeşimiz yok ki. Siz buna bir de sahip çıkmakla mükellef olduğumuz, hem de faşist cepheye inadına sahip çıkmakla mükellef olduğumuz mülteci kardeşlerimizi de ekleyin. Sonra, bu ülkeyi emanet edeceğimiz yöneticileri seçerken de isabetli olabilmemiz için de Ramazanı bambaşka yaşamamız gerekir. Bu anlamda Ramazan-ı şerif mübarek olsun.” ifadelerini kullandı.

“BU AY BİR FIRSAT OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”

Konuyla ilgili gazetemize konuşan Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD-UL ULEMA) Üyesi Molla Mehmet Ali Altun da, bu aydan en iyi şekilde istifade etmek gerektiğini belirtti. Hem mali, hem de bedeni ibadetlerle bu ayın dolu dolu geçirilmesinin önemine değinen Altun, “Bu ayı Müslümanlar kendileri için bir arınma, bir tezkiye vesilesi ve fırsatı olarak değerlendirmeleri lazım. Biz bir yıl boyunca bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahların telafisi af ve mağfireti için ibadetlerle dualarla rabbimize sığınma, iltica etme ayıdır. Yani kısacası şöyle diyebiliriz: Ramazan ayı, bütün manevi kirlerden arınma ayıdır. Allah’a yaklaşma ayıdır. Toplum olarak da; kaynaşma, birbirimize merhamet ve şefkat duygularının öne geçeceği, önde olması gereken bir aydır. Sadakaların, zekatın, infakların, fakir ve fukaranın gözetildiği yardımlarına koşulduğu el uzatıldığı, dertlerine derman olunduğu bir aydır. Bu açıdan da Müslümanlar hem mali, hem de bedeni ibadetlerle bu ayı dolu dolu geçirmeye, rabbimize en güzel vesileleri, en güzel araçları kullanarak yaklaşma gayretinin revaçta olması gereken bir aydayız.” şeklinde konuştu.

“DEPREM BÖLGESİNDEKİ KARDEŞLERİMİZE YARDIM ELİ UZATMALIYIZ”

Deprem bölgesindeki kardeşlerimize yapacağımız yardımlarla Ramazan ayının daha çok bereketleneceğini kaydeden Altun, şöyle devam etti: “Şu anda toplum olarak büyük acılarla, dert ve kederlerle yüzleştiğimiz bir atmosferde giriyoruz Ramazan’a. Bununla birlikte şu anda özellikle deprem bölgesinde çaresiz, evsiz, aç hiçbir şeyi olmayan o kardeşlerimize de kardeşlik elini yardım elini uzatmak suretiyle ramazanı daha çok bereketlendirebiliriz. Ayrıca Ramazan ibadet ayıdır. Teravihiyle, mukabelesiyle camilerin cıvıl cıvıl olduğu o manevi atmosferleri doyasıya, kana kana içmek için, teravih ve camilerde yapılan mukabelelere iştirak etmek de Ramazan’ı güzelleştiren, süsleyen, manevi güzellikleri arttıran ibadetler olarak biliniyor. Dolayısıyla biz toplum olarak; bu Ramazan’ı ruhuna, aslına uygun olarak, ibadetlerin, manevi girişimlerin, yardımlaşmaların, dua ve tazarruların, tevbelerin, istiğfarların iç içe girdiği, bol bol bereketli, her yönüyle istifade edilen bir ay olması gerekir bizim açımızdan.”

“İÇ MUHASEBEMİZİ YAPARAK RAMAZAN’LA TEKRARDAN DİRİLMELİYİZ”

İşlenen günahlar ve yapılan hatalardan arınmak için Ramazan ayının büyük bir fırsat olduğunu belirten Altun, “Ramazan ayı Rabbimizin büyük bir fırsatı, sunduğu bir imkanıdır. Biz bu fırsatı değerlendirip, bu imkanla bilerek ya da bilmeyerek geçmişte yaptığımız günahlarımızın telafisi, af ve mağfireti için çok çabalamalıyız. O yüzden toplum olarak gerçekten Ramazan ayına ihtiyacımız var. Bizler Ramazan’daki güzelliklere muhtacız. Bir kez daha kendi iç muhasebemizi yaparak Ramazan’la tekrardan dirilmeyi, Ramazan’la gelecek yılın programını, azığını almak suretiyle tamamen manevi duygularla geçirmemiz gereken bir aydır.” dedi.

“AİLE OLARAK; RAMAZAN ATMOSFERİNİ EVLERİMİZE TAŞIMALIYIZ”

Molla Ali Altun son olarak şu tavsiyelerde bulundu: “Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Kur’an’sız bir Ramazan, Ramazan’ın ruhuna uygun geçmemiş demektir. O zaman Kur’an’la Ramazan’ı yan yana zikretmemiz, her zamankinden daha çok hem Kur’an okumayı hem de Rabbimizin evrensel mesajı olan o ilahi vahyi anlama konusunda da gayretlerimiz olmalıdır. Aile olarak, çoluk çocuğumuzla bu atmosferi evlerimize taşımalıyız. Özellikle Kur’an-ı Kerim ve sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) hayatını çok çok daha okumak suretiyle bu Ramazan’ı Kur’an ve sünnetin yeşerdiği, tekrardan ihya edildiği bir ay olarak inşallah değerlendirmeye gayret etmeliyiz.”

Âlimler ve Medreseler Birliği'nden Ramazan ayı tavsiyeleri

İTTİHAD'UL ULEMA, Ramazan ayı münasebetiyle bu ayda yapılması gerekenler ile ilgili tavsiyeler içeren yazılı bir açıklama yayımladı.

Diyarbakır/Ömer Yazgil

İTTİHADUL ULEMA, yayımladığı yazılı bir açıklama ile bugün başlayacak olan Ramazan ayı ile ilgili tavsiyelerde bulundu. Ramazan ayının, içerisinde büyük ecirleri barındırdığı belirtilen açıklamada, Ramazan ayının Kur'an, bereket ve huzur ayı olduğu vurgulandı. Bu ayla birlikte Allah'a iman eden, onun emirlerini çekinmeden yerine getiren Müslümanların huzur bulup manevi saadete ulaştıkları belirtilen açıklamada, "Bizi mübarek Ramazan ayına kavuşturan Allah'a sonsuz hamdüsenalar olsun. Rabbimizden bu ayı hakkıyla idrak etmeyi niyaz ediyoruz. İnsanlar için hidayet kaynağı olan Kur’an-ı Kerîm bu mübarek ayda nazil olmuştur. Rahmet, bereket ve maneviyat iklimini, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini barındıran adeta kurtuluşumuz için bir fırsat olan bu ayda kardeşlerimize bazı tavsiyelerde bulunuyoruz." ifadelerine yer verildi.

RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ TAVSİYELER

İTTİHAD'UL ULEMA'nın yayımlamış olduğu açıklamada Ramazan ayı ile ilgili şu tavsiyelere yer verildi:

1- Öncelikle deprem bölgelerinde yaşayan afetzede kardeşlerimizi unutmayalım ve kendilerine gerekli tüm maddi manevi desteği bu ayın feyzi ve bereketiyle gösterelim. Birliğimizi, beraberliğimizi ve aramızdaki İslam kardeşliğimizi pekiştirelim. İftar sofralarımızı fakir ve muhtaç olanlara açıp onlara kol kanat gerelim.

2- Kur’an-ı Kerimi okumak en çok Kur’an ayı olan Ramazan ayına yakışır. Bu münasebetle peygamberimizin sünneti olan mukabeleyi sürdürmeli ve günde en az bir cüz olacak şekilde kutsal kitabımızı okumalıyız. Günlük okuduğumuz Kur’an’ın mealine bakmalı daha detaylı anlayabilmek adına tefsirlere müracaat etmeliyiz.

3- Oruç tutarken bedenimizi sadece yeme ve içmeden kesmekten ziyade tüm duyu organlarımızı her türlü ma'siyetten uzak tutmalıyız. Bedenimizi muhafaza etme babında sahur ve iftarlarda yediğimiz-içtiğimize dikkat etmeli ve israftan kaçınmalıyız.

4- Ramazan ayı boyunca camiyi kendimize birer mesken edinmeliyiz. Cemaatle teravih namazını kılmalı cami cemaatiyle iç içe olmalıyız. Camide bulunan yaşlılara hürmet etmeli kendi mahallemizde bulunan çocukları cami ortamına çekmeliyiz.

5- Gece ibadetlerine önem vermeli, maneviyatın zirve yaptığı bu mübarek ayda gece yalnızlığında rabbimize secde etmenin hazzına varmalı ve huşu içerisinde gerçekleştirdiğimiz ibadetlerimizi ruhumuza ilmek ilmek işlemeliyiz.

6- Ramazan ayını tebliğ ve davet için bir vesile kılarak yakın akraba ve komşularımızı evlerimize davet edip kendilerini İslami açıdan bilinçlendirmek için çaba sarf etmeliyiz. Ayrıca aile reisleri bu ay içerisinde kendi fertlerine karşı sorumluluklarını tekrardan gözden geçirmeli, onların İslam`a ve Müslümanlara karşı olan bağlılıklarını ve sorumluluklarını ders halkası ortamlarında kendilerine anlatıp bilgilendirmeliyiz.

7- Yeryüzünde bulunan mazlum Müslüman kardeşlerimize dualarımızda yer verelim. Zor şartlar altında hayatlarını idame ettirmeye çalışan kardeşlerimize yardımlarımızı ulaştırma noktasında daha bir cehd ve gayret göstererek onlarla beraber olduğumuz hissettirelim. Özellikle İslam davası uğruna zulme uğrayan, zindanlarda ve hicrette olan kardeşlerimizi unutmayarak Rabbimizden gelecek yardım ve nusret için çokça dua ve niyazda bulunalım.

8- Kadir gecesinin faziletini kaçırmamak adına bu geceyi bütün Ramazan ayı içerisinde arayalım. Özellikle tekli gecelere daha bir ehemmiyet gösterelim. Nitekim kadir gecesini yakalayan bir Müslüman bilmelidir ki o gece yaptığı her bir ibadetin karşılığı bin ayda elde edebileceği sevap ve mükafattan daha hayırlıdır.

9- Bu ayın önemli ibadetlerinden biri de İtikâf ibadetidir. Her Mü'min mutlaka bu ay içerisinde bir camide fırsat bulduğu kadarıyla bu ibadeti eda etmelidir. Görülecektir ki İtikâfta bulunduğu müddetçe yukarıda sıraladığımız ibadetlerden daha bir haz ve huşu alınacaktır. Bu süre zarfında nefsimizle baş başa yıllık muhasebemizi de yapmış olacağız.

10- İTTİHAD olarak ısrarla üzerinde durulması gereken bir diğer meselenin de zekât ve fıtır sadakaları olduğuna inanıyoruz. Halkımız Allah`ın bir emri olan zekâtı ehline vermeli ve verdiği kişileri iyice araştırmalıdır. Bu ibadetlere de tıpkı namaz ve oruca verdiği ehemmiyet kadar önem vermeli ve üzerinde durmalıdır.

11- Son olarak "Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı zikretmekle huzur bulur." (Ra'd Sûresi: 28) ayeti gereğince özellikle ağızların mühürlü olduğu bu ayda dilimizi zikir ile meşgul etmeli ve günlük vird olarak zikri kalbimizden eksik etmemeliyiz. (İLKHA)