Bu yılın Ramazan teması: "Ramazan ve Dayanışma"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 2023 yılı Ramazan ayı temasını "Ramazan ve Dayanışma" olarak belirlediklerini ifade etti.

Ekleme: 20.03.2023 17:05:04 / Güncelleme: 20.03.2023 17:05:04 / Güncel
Destek için 

2023 Yılı Ramazan Ayı Faaliyetleri Tanıtım Programı, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın katılımıyla Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Erbaş, rahmet, mağfiret ve ebedi kurtuluşun müjdecisi Ramazan ayına yaklaşmanın heyecanı içerisinde olduklarını ifade ederek, 22 Mart Çarşamba akşamı kılınacak ilk teravih namazının ardından 23 Mart Perşembe günü tutulacak ilk oruç ile Ramazan ayına girileceğini söyledi.

Asrın afeti olan depremlerden dolayı bu yıl Ramazan ayına burukluk içerisinde girdiklerini aktaran Erbaş, "Tarifi imkansız acılar yaşadık. Millet olarak zor ve sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Bu sebeple bu yılki Ramazan ayı, özel bir anlam ifade ediyor. Zira Ramazan ayı, dertlerimize deva bulacağımız, zorluklarımızı kolay kılacağımız bir aydır. Rahmet, mağfiret, iyilik, infak, zekat ayı. Her birinin dertlere deva olacak anlamları var." dedi.

"Ramazan ve Dayanışma"

Yaşanılan afet ve felaketlerin sonuçlarına dair toplumsal bir duyarlılık oluşturmak için bu yılın Ramazan temasını "Ramazan ve Dayanışma" olarak belirlediklerini söyleyen Başkan Erbaş, Ramazan ayı boyunca yapılacak programlarla toplumsal dayanışma bilincini güçlendirmek ve depremzedelerin yaralarını sarma hususundaki duyarlılığın devam edebilmesi için bu temayı tercih ettiklerini belirtti.

İslam’ın yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma dini olduğunu ifade eden Erbaş, şöyle konuştu:

"Başta zekat olmak üzere mali ibadetlerin en önemli hikmetlerinden biri budur. Kur’an-ı Kerim’de ‘Müminler, ancak kardeştirler.’ buyuran Cenab-ı Mevla, hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılmamızı, iyilik ve takvada yardımlaşmamızı emretmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) de, ‘Bir kimse kardeşine yardım ettiği müddetçe Allah da ona yardımını sürdürür.’ buyurarak bizleri her zaman dayanışmaya ve yardımlaşmaya sevk etmektedir. Toplumsal hayatın birlik ve beraberlik, huzur ve güven üzere devamını sağlama noktasında önemli ve vazgeçilmez bir ilke olan dayanışma, İslam ümmetinin alametifarikasıdır. Müslümanlar, dayanışmayı, yardımlaşmayı ve paylaşmayı Allah’a imanın, Peygamber Efendimize sadakatin ve inanca vefanın bir gereği olarak görürler."

"İyilikte yardımlaşma ve dayanışma; milletimizin karakteri olmuştur"

Erbaş, tarihimizin İslam’ın evrensel değerlerinin ve ahlak ilkelerinin hayat bulduğu zirve örneklerle dolu olduğunu belirterek, "İsar, ikram, ihsan, cömertlik, diğerkâmlık gibi kavramları da içine alan dayanışma bilinci, medeniyetimizi, insanlığın hatta bütün canlıların iyiliği için çalışan bir vakıf medeniyetine dönüştürmüştür. İyilikte yardımlaşma ve dayanışma; inancını her şeyden üstün tutan aziz milletimizin adeta karakteri olmuştur." diye konuştu.

Asil milletimizin, tarih boyunca olduğu gibi bugün de yardımlaşma ve dayanışma ahlakının en güzel örneklerini ortaya koyduğuna işaret eden Erbaş, "İyiliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı hayat düsturu bilen aziz milletimiz, yaşadığımız tarihin gördüğü en büyük felaket karşısında büyük bir dayanışma örneği sergilemiştir. Tarihin en büyük imtihanlarından birini yaşayan milletimiz, aynı zamanda tarihin en büyük fedakarlıklarından birini ortaya koymuş ve bu çabasını devam ettirmektedir." dedi.

İnsanların, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının ele ele vererek deprem bölgesine yardım edebilme çabası içerisine girdiğini belirten Erbaş, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bilinci diri tutularak yaraların sarılacağını ifade etti.

"Yardım faaliyetlerimizi hız kesmeden devam ettirmeliyiz"

Afetlerin meydana geldiği ilk günlerdeki yardımlaşma seferberliğinin son yarayı sarıncaya kadar devam etmesi gerektiğinin altını çizen Erbaş, "Özellikle Allah’ın mümin kullarına bir ikramı olan Ramazan ayında zekât, fitre, sadaka ve iftar sofralarımızla iyiliği ve bereketi çoğaltmanın gayreti içerisinde olmalıyız. İyiliğe, hayra-hasenata yönelmenin her zamankinden daha faziletli olduğu Ramazan ayında bu tür faaliyetler daha bir önem ve anlam kazanmaktadır. Zira Ramazan, rahmet, bereket ve mağfiret mevsimidir." ifadelerini kullandı.

"Çocuklarımız ve gençlerimizin Ramazan ayına dair tatlı hatıralar biriktirmelerini temin edelim"

Ramazan ayının, bir ahlak ve karakter eğitim mektebi olduğunu dile getiren Başkan Erbaş, gençlerin ve çocukların Ramazan ayının manevi havasını doyasıya yaşamalarını önemsediklerini vurguladı.

Gençlerin ve çocukların sahurun bereketini, orucun lezzetini ve iftarın sevincini yaşayarak öğrenmelerini isteriklerini söyleyen Erbaş, "Bunun için anne-babalara büyük sorumluluk düşmektedir. Ebeveynler olarak bizler, çocuklarımızı, gençlerimizi teşvik edelim, destekleyelim. Zihin ve gönül dünyalarında Ramazan ayına dair tatlı hatıralar biriktirmelerini temin edelim." şeklinde konuştu.

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, çocukların, gençlerin ve kadınların Ramazanın manevi ikliminden, camilerin huzur veren atmosferinden azami derecede istifade edebilmeleri için gayret etiklerini; cami görevlileri başta olmak üzere bütün hocaların, büyük bir heyecan ve samimiyetle bu güzel ana hazırlandığını kaydetti.

"Deprem bölgesinde manevi destek hizmetleri ve özel irşat programları icra edilecek"

Erbaş, Ramazan ayında yapılacak olan hizmetlerle ilgili şu bilgileri paylaştı: "Ülkemizin tamamında ve bilhassa deprem bölgesinde manevi destek hizmetleri ve özel irşat programları icra edilecek. İrşat faaliyetlerimizde ‘Ramazan ve Dayanışma’ konusu kapsamlı bir şekilde ele alınacak. Tüm camilerimizde ve Kur’an kurslarımızda mukabeleler okunacak. Aynı şekilde vatandaşlarımız Ramazan ayı boyunca her gün Diyanet Televizyonumuzda, Radyolarımızda okunacak mukabeleleri takip edebilecek. Camilerde okunan mukabelelere iştirak edemeyen personelden talep edenlere yönelik kurumların uygun yerlerinde mukabele saatleri planlanacak. Vatandaşlarımızın Kur’an-ı Kerim’in içeriği hakkındaki bilgisini artırmak için müftülüklerce uygun görülen camilerimizde ‘Tefsirli Mukabele’ programları yapılacak. Yine müftülüklerce uygun görülen cami ve mescitlerde ‘Hatimle Teravih Namazı’ kıldırılacak. ‘Alo 190 Dini Soruları Cevaplandırma Hattı’, Ramazan ayı boyunca haftanın 7 günü 08.00-22.00 saatleri arasında vatandaşlarımızın hizmetinde olacak. 2023 Ramazan ayı münasebetiyle indirimli kitap kampanyası düzenlenecek. Başkanlığımız tarafından hazırlanan ‘Ramazan ve Dayanışma’ temalı kitap, dergi ve diğer basılı, görsel ve sesli materyallerin bulunduğu Ramazan ayına özel web sitesi (ramazan.diyanet.gov.tr) milletimizin hizmetinde olacak. Diyanet TV, Diyanet Radyo, Diyanet Kur’an Radyo ve Diyanet Risalet Radyolarımızda iftar ve sahur programları yapılacak. Ayrıca hocalarımız, camilerimizde, Kur’an kurslarımızda, konferans salonlarında, yerel TV-Radyo kanallarında ve internet mecralarında da programlar yapacak."

"Bu zor günlerde yapılacak yayınlara, konuşulacak konulara özel bir hassasiyet gösterilmeli"

Ramazan ayında dini programların hemen hemen her mecrada yoğun bir şekilde yapıldığını hatırlatan Erbaş, "Bu anlamda bir emek ve gayret ortaya koyanları da takdirle karşılıyoruz. Ancak, bu tür programlarda zaman zaman dini duyguların istismar ve beklentilerin suiistimal edildiği de göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçektir. Dolayısıyla millet olarak içinden geçtiğimiz bu zor günlerde yapılacak yayınlara, konuşulacak konulara özel bir hassasiyet gösterilmesi önem arz etmektedir." dedi.

Erbaş, programların, insanların doğru bilgiyle buluşmasına hizmet etmesi, aydınlatıcı, birleştirici ve yapıcı olması gerektiğine işaret ederek, "Hurafelerden, ajitasyondan ve dışlayıcı tavırlardan kesinlikle uzak durulmalıdır. Özellikle bireysel ve toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen, yaraların sarılmasına ve acıların teskin edilmesine katkısı olmayan her türlü tutum ve davranıştan özenle kaçınılması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

Din, inanç ve ibadetle ilgili konulardan bahsederken üslup son derece önemli olduğunu vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti:

"Üslubumuz kimliğimizdir. Müslüman kimliğinin ayrılmaz parçası olan nezaket, zarafet ve itidalden uzak bir üslupla konuşmanın, sırf daha çok izlensin, daha fazla takip edilsin düşüncesiyle sansasyonel söylemlerde bulunmanın kimseye fayda sağlamayacağı açıktır. Ayrıca insanımıza hiçbir faydası olmayan meseleleri gelişigüzel ekranlara taşıyarak Ramazanın ve ibadetin iyileştirici işlevine halel getirmek büyük bir vebaldir. Bu vebale ortak edecek her türlü söz ve davranışlardan uzak durulmalıdır. Bu hususta hem medyada program yapan kardeşlerimizin hem de milletimizin gerekli hassasiyeti göstermesini istirham ediyorum." (İLKHA)