Depremler dolayısıyla ülkenin zor bir süreçten geçtiğini, herkesin imkânları ölçüsünde elinden gelen çabayı göstermesi gerektiğini belirten emlak danışmanları, bu anlamda mülk sahiplerine ise büyük bir sorumluluk düştüğünü söyledi.
Yaşanan depremden dolayı bir panik havası oluştuğunu belirten emlak danışmanları, bunun da etkisi ile fırsatçıların eline imkân geçtiğini belirterek fırsatçılara taviz verilmemesi gerektiğini belirtti.
Yaşadığımız depreme bakıldığı zaman yaşanılan sıkıntıların büyük kısmının yapılan işçilik ve belediyelerden kaynaklandığını ifade eden danışmanlar, yapı denetimciler ve müteahhitlerin de bu durumdan sorumlu olduklarını söyledi.
Emlakçı Aziz Sızlanan
"Depremden sonra fırsatçılar baya çoğaldı"
Depremden sonra fırsatçıların çoğaldığını belirten Emlakçı Aziz Sızlanan, "Depremden önce de emlak sıkıntısı vardı, sadece Diyarbakır'da değil. Türkiye genelinde böyle bir sıkıntı var. 2019'da kira fiyatı bin TL olan daireler şu anda 4 bin 5 bin TL'ye çıkmış durumda. 75 metre yol ve otogar civarındaki semtlerde kira fiyatları 2 bin 2 bin 500 TL iken 10 bin TL'ye çıkardılar. Emlak sıkıntısı var şu anda. Depremden sonra fırsatçılar baya çoğaldı. Nakliye fiyatları normalde 2 bin TL iken 6 bin 7 bin TL'ye çıktı. Vatandaşlardan istediğimiz o fırsatçılara fırsat vermeyin. Vatandaşlar evlerinde herhangi bir hasar olup olmadığını da bilmiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Mühendis gönderiliyor gelen mühendis binayı kontrol ediyor, kolona göz ucuyla bakıyor orta hasar veya az hasar veriyor." diye konuştu.
Fırsatçılara imkân verilmemesi gerektiğini dile getiren sızlanan, "Yaşanan depremden dolayı bir panik havası oluştu bunun da etkisi ile fırsatçıların eline imkân geçti. Ev bulmak baya zor şu anda. Ben kendim emlakçı olmama rağmen kendim için ev arıyorum fakat bulamıyorum. Dairem orta hasarlı benim ama dairemi boşaltmadım eşyalarım hala duruyor ve evimde kalmaya devam ediyorum. Fırsatçılara imkân vermek istemiyorum bundan dolayı mecburiyetten kalıyorum evimde. Sosyal konutlarda tek odalı eşyalı bir daire için 4 bin TL kira istiyorlar. Vatandaşlarımız panik yapmamalı herkes dairesini boşaltmak istiyor. Vatandaşlarımız nakliye ve kiralık daire peşinde olduğu için ortamda bir panik havası var." şeklinde konuştu.
Aranan dairelerde istenilen şeylerin de değiştiğini ifade eden Sızlanan, "Kiracılar artık doğalgaz olmasa da olur, parke veya asansör olmasa da olur diyor. Şu anda istenilen şey müstakil ve sağlam bir yapı. Hepimiz zorlu günlerden geçiyoruz. Valilik bu duruma bir çare buldu, 2+1 daireler 2 bin TL 2+1 dairelerin üzerindeki daireler 4 bin TL'den fazla kiraya verilemeyecek. Veren olursa daire mühürlenecek ve 2 sene boyunca ev sahibi dairesini kiraya veremeyecek. Yine de yüksek kiraların önüne geçilemiyor. İlana 850 TL olarak atılan bir daireyi aradım bana 8 bin 500 TL fiyat çekti. Bunun önüne geçebilmek için devletin baya bir çalışma yapması gerekiyor." dedi.
Emlakçı ve Müteahhit Ahmet Tayşin
Sert zemin ve balçık zemin ayrımı yapılmıyor
Alınan örneklerde en sağlam örnek hangisiyse onun kullanıldığını belirten Emlakçı ve Müteahhit Ahmet Tayşin "Yapı denetimlerle ilgili belli çalışmalar var; örneğin inşaat yapılacak bölgede jeolojik örnek alınıyor fakat alınan örneklerde en sağlam örnek hangisiyse o kullanılıyor. Sert zemin ve balçık zemin ayrımı yapılmıyor bu tür sorunlarla karşılaşıyoruz. Depremde oluşan hasarların sebeplerinden biri de budur. Zemin etüdüne göre normalde demir çıkar bunun eksikliğini de bu süreçte gördük. Bu depremde bir sıkıntı bir sorun çıktığında bunu rahatlıkla müteahhitte yüklediklerini de gördük. 90'lı yıllardan 2003, 2005'li yıllara kadar asıl sıkıntı belediyelerdeydi. İnşaat yapanları bu durumlarda denetleyen belediyeler oluyor, inşaatımızı yaptıktan sonra belediyeyi çağırıyorduk gelin bizi denetleyin diye aldığımız cevap; 'Gerek yok biz size güveniyoruz.' oluyordu. Benim eksiğim sıkıntılarım olabilir senin gelip beni düzeltmen gerek." diye konuştu.
"Projeye uymak zorundasın"
İnşaatçıların yapılan projeye uymak zorunda olduğunu belirten Tayşin, "Demirci ve inşaatçı arkadaşlarımız bundan dolayı kusura bakmasınlar ama etre aralığı dediğimiz mesafe 5 santim olması gerekirken burada 10 santim yapıyorlar. Bir bağlantı telinin kaldırdığı yük bir ton dur bir sorun da şundan dolayı oluşuyor; etre atarken topal etre atıyorlar bundan dolayı doğan sıkıntıları da görüyoruz. Sonuç olarak bir proje çizilip sana veriliyor ve sen bu projeye uymak zorundasın. Bir sıkıntı da betonculardan dolayı oluşuyor, müteahhit betoncuyla anlaşma yapıyor bana c 30 beton kullan diyor fakat gelen betonun değerleri c 15, c 20 çıkıyor bunun da suçlusu betoncu oluyor. Müteahhittin bir suçu olmaz burada. Müteahhit aslında bu işte finansmandır. Başka bir açıdan bakacak olursak şantiye şefi ve şantiye ile ilgilenen arkadaşların da hatası var bunların hepsi bir bütündür ve birbirini bağlar." şeklinde konuştu.
Yaşanılan depreme bakıldığı zaman yaşanılan sıkıntıların büyük kısmının yapılan işçilik ve belediyelerden kaynaklandığını ifade eden Tayşin, "Yapı denetimcilerin de kusurları var ama meslektaşlarımız kusura bakmasınlar bu tür tavizler veriliyor maalesef. Sonuçta bu yapılarda insan yaşıyor ve bunun bir vebali var. Bu konuların biraz daha dikkate alınması gerekiyor." dedi.
"Ensar ve Muhacirler gibi birbirimizi desteklememiz lazım"
Yapılan onca iyiliğin içerisinde ön plana çıkarılan şeyin yapılan bir hata olduğunu belirten Tayşin, "Bugünlerde yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri de emlak fırsatçılığı. Evet bunu yapan meslektaşlarımız var maalesef ama konuya bir de şu açıdan bakmak lazım ki yapılan onca iyiliğin güzelliğin yanında ön plana çıkarılan şey yapılan bir kötülük oluyor. Diyarbakır'a baktığımız zaman bazı kardeşlerimiz depremzede olanları evlerine alıyor. Emlakçı olmasına rağmen depremzedelere verdikleri evlerde emlak haklarını bile almıyorlar, bazı arkadaşlarımız emlak desteği bile veriyor. Nakliyecilere baktığımız zaman bazı nakliyeci arkadaşlarımız da nakliye ücretini almıyor. Her şeyden önce bizim bakış açımızı düzeltmemiz lazım binlerce güzellik içerisinde bir tane sorunu getirip önümüze bırakıyorlar." ifadelerine yer verdi.
Herkesin depremzedeleri gerekirse kendi evinde misafir etmesi gerektiğini söyleyen Tayşin, "Diyarbakır gibi bir yere baktığımız zaman köy bölgelerinin hepsi şehre yakın bölgelerdir. Devlet bunu değerlendirebilir. Köy bölgelerine yapılar yapabilir veya arsa hibe edebilir. Depremzedelere gerekirse para desteği vererek temel atma konusunda destek olabilir. Bu sayede şehir de rahatlamış olur. Bizim bugün burada Ensar ve Muhacirler gibi olup birbirimizi desteklememiz lazım. Kardeşlerimizin başına gelenler bizim de başımıza gelebilir. Kardeşlerimizi gerekirse evimizde barındıralım kendi evimize alamıyorsak mülkümüz varsa mülkümüze alalım. Bazen de eşyalarını bırakacak yer arıyorlar yeri olan varsa depremzedelere yerleri verelim. Aslında bu konuyu bir seferberlik gibi değerlendirmemiz lazım ve ona göre hep birlikte bu duruma göğüs gerip üstesinden gelmemiz lazım." dedi. (İLKHA)