Peygamber Sevdalıları Vakfından salavat seferberliği

Peygamber Efendimizin miladi takvime göre yaklaşan mübarek viladeti dolayısıyla Peygamber Sevdalıları Vakfı salavat seferberliği başlattı.

Peygamber Sevdalıları Vakfı, başlatmış olduğu salavat seferberliği dolayısıyla bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamayı Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül okudu.

Peygamber Efendimize salat ve selam ile başlayan Akgönül, açıklamasında "Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere salat etmektedirler. Ey iman edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin." ayetine yer vererek salavatın önemi ve yaşanan deprem felaketine vurgu yaptı.

Akgönül, "Yine bir Nisan ayına yani bahara doğru yaklaşmaktayız. Bahar; soğuk, donuk ve ölü bir dönemin ardından gelen bir yeniden diriliş mevsimidir. Bahar, hayata bir can ve kâinata taze bir kan veren mevsimdir. Yeryüzü bu mevsimle coşmakta ve bereketin kapılarını aralamaktadır. Ancak bu mevsim öyle bir nura sahiptir ki, bu nura tabi olan, sadece yeryüzünün güzelliklerine değil, ahiret yurdunun da bitmez tükenmez güzelliklerine, huzur ve mutluluğuna kavuşmaktadır. Bu nur, Hazreti Muhammed Mustafa Aleyhisselatu ve's-selam'ın kutlu doğumunun nurudur. Bu nur, insanlığı en derin ve kahredici bataklıklardan kurtaran, mazlum ve mahrumları gark eden girdap ve dalgalardan selamet sahiline çıkaran Kutlu Nebi’nin nurudur." ifadelerini kullandı. 

"İzzet ve adaletin yolu Peygambere; zillet ve zulmün yolu da beşerî ideolojilere tabi olmaktan geçmektedir"

Sünnetullaha bağlılığın ehemmiyetine dikkat çeken Akgönül, "İşte bu nuru insanlığa gönderen Yüce Allah Celle Celaluhu, O’nu kurtuluşa vesile kılmış hem dünya hem de ahiret mutluluğunu O’na tabi olmaya bağlamıştır. Cahiliye asrı nasıl ki O’nun rehberliğinde saadet asrına dönüştüyse, günah ve zulüm çağı nasıl ki O’nunla izzet, şeref ve adalet çağına inkılab ettiyse; insanlık O’ndan uzaklaştıkça ve rehberliğini terk ettikçe acıların, vahşetin ve zulmün çağına doğru yeniden bir dönüş yaşandı. Bugün de bu Sünnetullahın neticesi olarak izzet ve adaletin yolu Peygambere; zillet ve zulmün yolu da nefse, şeytana ve beşerî ideolojilere tabi olmaktan geçmektedir." dedi.

Allah-u Teala ve melekler tarafından övgüye mazhar olmuş Kutlu Nebi’ye tabiiyetin ilk adımının O'na övgü, salat ve selam sunmak olduğunu belirten Akgönül, insanlığın; zihinlerin bulandığı bir çağda, dillerin de kirlendiği ve hayırdan uzaklaştığı bir gerçek olduğunu ifade ederek dillerin ve buna bağlı olarak zihin ile kalplerin zikirle, salavatlarla arındırmaya ve kıyamet günü lehte şahitlik edecek organlara dönüştürmeye muhtaç olduğunun altını çizdi.

"Günah ve zulmün olduğu bir dünyada musibetler mukadderdir"

Sevgi, muhabbet ve tabiiyetin dilde başlasa da onunla sınırlı olmadığını söyleyen Akgönül, deprem felaketine de değinerek şunları dile getirdi:

"Rabbimiz salatımızla birlikte teslimiyet içerisinde bir selamı emretmektedir. Bu da boyun eğmeyi, hayatını rehber edinmeyi, O’nu ve davasını her şeyden üstün tutmayı gerektirmektedir. Ümmet olarak yaşadığımız büyük deprem felaketinde nice canlar gitti, nice acılar ve yıkımlar gerçekleşti. Şu hakikati zikretmek gerekir ki, başımıza gelen musibetler kendi ellerimizle yaptıklarımızdandır. İman ve vicdandan mahrumiyet, açgözlülük ve hırsla az bir dünya metaına tamah, nice canlara ve yıkımlara sebep olmuştur. Günah ve zulmün olduğu bir dünyada musibetler mukadderdir. Yapılması gereken Allah’a ve Resulüne hakkıyla bir dönüş ve vicdanın âtıl olmadığı, hak ve hukukun ciddiyetle gözetildiği bir anlayış ve şuura sahip olmaktır."

Depremde hayatını kaybedenler için taziye ve geçmiş olsun mesajlarını paylaşan Akgönül, "Bu vesileyle tüm merhumlara Allah’tan rahmet, yaralılara şifa ve tüm ümmete geçmiş olsun dileklerimizi iletirken; yeniden bir dirilişe ve uyanışa vesile olması umuduyla mart ve nisan aylarında tüm kardeşlerimizi salavat seferberliğine davet ediyoruz. Okunacak salavatları www.peygambersevdalilari.com sitemizi ziyaret ederek ekleyebilirsiniz. Hayırlı olsun, mübarek olsun." şeklinde konuştu. (İLKHA)