En son 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem 10 ilde büyük yıkımlara neden oldu.
AFAD ilk etapta 7,4 diye açıkladığı deprem büyüklüğünü daha sonra revize ederek 7,7'ye çıkardı. Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırma Kurumu USGS depremin 7,8 büyüklüğünde olduğunu duyurdu.
“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremde şu ana kadar 43 bin 556 kişi hayatını kaybederken, 7 bin 900’ü aşkın artçı deprem oldu.
Depremin ardından en çok merak edilen konuların başında ise depremin büyüklüğünün nasıl ölçüldüğü, büyüklük ve şiddet arasındaki fark nedir? oldu.
Kurumlar arasında deprem büyüklüğü konusunda farklı açıklamalar yapabiliyor, farklı değerler baz alınıyor.
Kandilli Rasathanesi, depremin büyüklüğünü "Kırılan yüzeyin büyüklüğünü ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin düzeyini belirten bir ölçü" olarak tanımlıyor.
AFAD ise "Depremin ortaya çıkardığı toplam enerjiyi karakterize eden, aletsel ölçüm ve hesaplama sonucunda bulunan değere" depremin büyüklüğü adının verildiğini söylüyor.
Depremin büyüklüğü nasıl ölçülür?
Süreye Bağlı Büyüklük (Md)
Daha büyük bir depremin, sismometre üzerinde daha uzun bir süre için salınımlara yol açacağı ilkesinden hareket edilir. Depremin, sismometre üzerinde ne kadar uzun süreli bir titreşim oluşturduğu ölçülür ve deprem merkezinin uzaklığı ile ölçeklenir. Bu yöntem küçük (M<5,0) ve yakın (Uzaklık<300 km) depremeler için kullanılır.
Yerel (lokal) büyüklük (Ml)
Bu yöntem 1935'te Richter tarafından depremleri ölçmek için önerilen ilk yöntemdir. Bu yöntem, havuza atılan tas örneğine dönecek olursak, taşın suya çarparken oluşturduğu ses dalgalarının suyun içerisine yerleştirilmiş bir mikrofon ile dinlenmesine benzetilebilir. Ses kaydında oluşan en yüksek genlik değeri, uzaklık ile ölçeklenerek taşın büyüklüğü hakkında bilgi verecektir. Depremin büyüklüğünü kestirirken de ayni ilke uygulanır. Bu yöntem de görece küçük (büyüklüğü 6,0’dan az) ve yakın (uzaklığı 700 km'den az) depremeler için kullanılır. Doğru değerlerin bulunması için sismometrelerin çok iyi kalibre edilmiş olması esastır.
Yüzey dalgası büyüklüğü (Ms)
Bu yöntem ilk iki yöntemin yetersiz kaldığı büyük depremleri (M>6,0) ölçmek için geliştirilmiştir. Havuz örneğinde olduğu gibi, suyun yüzeyinde oluşan ve halkalar seklinde merkezden çevreye yayılan dalgaların en yüksek genliğinin ölçülmesi esasına dayanır. Bu tür dalgalar yeryüzünde kaynaktan çok uzak mesafelere yayılabilirler. Diğer yöntemlerin aksine bu yöntemin güvenilirliği uzak mesafeden yapılan ölçümlerde daha da artar.
Cisim dalgası büyüklüğü (Mb)
Bu yöntem yüzey dalgası yöntemine benzer, tek farkı yüzeyden yayılan dalgalar yerine derinliklerde ilerleyen dalgaların kullanılmasıdır. Havuz örneğine dönersek, taşın suya çarpması ile oluşan ses dalgaları (akustik dalga) suyun içerisinde uzak mesafelere yayılabilir. Bu ses dalgalarının bir mikrofon ile dinlenebilir ve ulaştığı en yüksek genlik taşın büyüklüğü konusunda bilgi verir. Deprem için de durum benzerdir. Ancak yerkabuğu içerisinde sadece ses dalgası değil, kesme dalgası adi verilen bir başka dalga türü de üretilir. Bu iki dalga türünün tümüne Cisim Dalgaları adi verilir. Sismometreler, mikrofondan farklı olarak her iki dalga türünü (Cisim Dalgaları) de kaydedebilir.
Moment büyüklüğü (Mw)
Bu büyüklük türü, diğerlerine göre en güvenilir olanıdır. Belirleme açısından hepsinden çok daha karmaşıktır. Esas olarak depremin oluşumunun matematiksel bir modelinin yapılmasına karşılık gelir. Bir araştırıcının gerçekleştirebileceği bilimsel bir çalışma süreci ile hesaplanabilir ve bu yüzden hesaplamaların belirli bir zaman almaşı kaçınılmazdır. Otomatik olarak uygulamaya konulabilmesi ise zordur, dünyada sayılı birkaç gözlemevinde, sadece belirli bir büyüklüğün üzerindeki depremler için rutin olarak hesaplanmaktadır. Uygulamada, sadece belli bir büyüklüğün üzerindeki depremler için (M>4,0) Moment Büyüklüğü hesaplanabilir.
Deprem şiddeti ve büyüklüğü arasındaki fark
Depremin şiddeti; herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı, yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık dahi değişik olabilmektedir. Şiddet depremin kaynağındaki büyüklüğü hakkında doğru bilgi vermemekle beraber, deprem dolayısıyla oluşan hasarı yukarıda belirtilen etkenlere bağlı olarak yansıtır. (İLKHA)