Yapıcıoğlu, depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Hatay’ın Antakya ile İskenderun ilçelerinde depremzedelerle bir araya gelerek, sorun ve sıkıntılarını dinledi.
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, İskenderun’da gazetecilerin sorularını yanıtlayarak önemli açıklamalarda bulundu.
"Vatandaşlardan şu talepleri aldık: Bir konteyner olsa biraz daha düzene girmiş olacağız"
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, kış şartlarında çadır kentlerin yeterli olmadığını belirterek vatandaşların taleplerini kamuoyu ile paylaştı.
Yapıcıoğlu, "Evet takdir edersiniz ki bu ilk günler acil durumdan dolayı bu çadır hayatı çözüm olabilir. Onun haricinde çok uzun süre çadır hayatı çözüm olamaz. Bu yüzden bugün kurduğumuz temaslarda, yoğun olarak çadırda kalan vatandaşlardan şunu dinledik, şu talepleri aldık: Bir konteyner olsa biraz daha düzene girmiş olacağız. Elbette burada hava iyi ama yine neticede kış şartları yeterince ısıtmıyor çadırlar. Bir de çadırlarda vatandaşların banyo yapma ve tuvaletle ilgili talepleri, ihtiyaçları, sıkıntıları var. Bununla birlikte hükümetin söylediği gibi çok kısa bir sürede inşaatlara başlaması ve hayatın normale dönmesi gerekiyor; bununla ilgili yoğun bir çaba göstermek gerekiyor çünkü yıkım çok büyük." dedi.
"Arama kurtarma faaliyetleri bitirilsin, tamamlansın enkaz altında hiç kimse kalmasın"
"Hatay’da diğer yerlerde olmayan sorunlardan bir tanesi belki şu, biliyorsunuz burada Rönesans diye bir site var." diyen Yapıcıoğlu: "Antakya merkezde oradaki yıkımdan sonra bir de üstüne yangın olunca bazı cesetler maalesef yanmış. Şimdi orada bazı vatandaşlar dediler ki, bizim burada akrabalarımız var, bu binanın altında olduklarını biliyoruz. Bugüne kadar bu binanın altından onlara ait, onlardan geriye hiçbir şey çıkmadı. Öyle ki bir kadıncağız yolumuzu kesip dedi ki, benim çocuğum var, burada üç tane torunum var; yani onlardan bir kemik parçası bile olsa ben onu götürsem, gömsem onlara bir mezarlık olsun diye. Fakat geriye hiçbir şey kalmadan o binalarda enkaz kaldırma çalışması yapıldı. Biz, AFAD yetkilileriyle görüşüp bu durumun doğru olup olmadığını sorduk. Dediler ki, binaların ön tarafında yani arama işlemleri bitmiş olan kısımlarında enkaz kaldırma var fakat öbür taraflarda halen daha canlı veya cansız şekilde vatandaşları çıkarmak için bir çalışma, bir arama vardır. Temennimiz şudur ki arama kurtarma faaliyetleri bitirilsin, tamamlansın, enkaz altında hiç kimse kalmasın. Eğer yaşıyorsa tabii öncellikli olarak yaşayanları canlı olarak çıkarmak fakat onuncu günden sonra artık bu konuda ümitler gittikçe zayıflıyor. Eğer bu olmazsa bile cenazeleri orada bırakmamak; cenazeleri çıkarıp sahiplerine teslim etmek gerekir." ifadelerini kullandı.
Yapıcıoğlu depremzedelerin taleplerini kamuoyu ile paylaştı
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, vatandaşların talep ve isteklerini paylaşarak şunları kaydetti: "Bir de gözümüze çarpan bir diğer manzara da şu oldu, enkazın hemen karşısında çöp konteynerlerin yanında, yüzlerce fotoğraf vardı, hard diskleri, bilgisayarları vardı. Belki insanların onun içerisinde çok değerli bilgileri var ama hiçbir şey olmazsa anıları var. Onlar çöpe atılmıştı ama onlar çöp değildi. Burada insanlar ölmüş olabilir; onların birkaç fotoğrafını akrabalarına çok görmemek lazım. Onların bir yerde muhafaza altına alması çok zor olmasa gerek; yani en azından bu tip eşyaları koruma altına almak gerekir. Zaten bütün evlerden çıkan eşyaları bir yerde saklayabilmek için kimsenin bir talebi yok. Eşyaların çoğu da binaların içerisinde ama en azından enkazlardan çıkarılan bu tip maddi olmasa da manevi değeri yüksek şeyleri bir şekilde saklamak, saklayabilmek, onları geride kalanlara ulaştırmak çok zor olmasa gerek. Bu hususta bir talep geldi onu da belirtmek istiyoruz.
Banyo ve tuvaletle ilgili talepler de geldi. Seyyar tuvaletler yer yer kurulmaya başladı ama bunların sayılarını da biraz daha arttırmak lazım. Bir diğer husus burada Hatay'da gözümüze çarpan, Adıyaman’daki Maraş'taki gibi çöp dağları oluşmamış, çok yoğun çöp birikmeleri yok bu iyi tarafıdır."
Yapıcıoğlu, HÜDA PAR olarak oluşturdukları koordinasyonunun nedenlerini paylaştı
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu parti olarak oluşturmuş oldukları koordinasyonun amacının yardımları uzun bir süreye yaymak olduğunu belirterek, "Biz kendimiz bir Koordinasyon Merkezi kurduk. Gayemiz şu, ilk günlerde belki memleketin dört bir tarafından yardımlar yağdı ama bunlar yer yer düzensiz oldu. Bazen ihtiyaçtan çok fazla malzeme geldi veya gıda maddesi geldi. Bazı malzemelerden de belki yeterince yardım gelmedi. Biz istedik ki bu yardımların miktarı ile ilgili ve zamana yayılması hususunda biraz daha düzenli çalışabilelim. Arkadaşlarımız herhangi bir yere gittiğinde, onlara yardım elini uzattığında onların ihtiyacı neyse onları götürsün. O nedenle biz depremi vuran 10 ilde ve diğer illerde de, çünkü buradan da depremzedeler başka yerlere gidiyor. Gittikleri yerlerde de bazı sıkıntıları veya bir ihtiyaçları olduğunda müracaat edebilecekleri telefon numaraları belirledik. Arkadaşlarımız bu telefonların başında ihtiyaçları dinleyecektir. Ne tür sıkıntı var, nasıl istek var, nasıl talepler var, nelere ihtiyaç var? Onları daha iyi bir şekilde organize edip yardım götürülen bir yerde ihtiyaç duyulan şey neyse tam noktasına, tam yerine gitsin diye böyle bir çabamız oldu. Şimdi eğer bu talep edilen şeyler bizim imkanlarımız dahilinde ise inşallah biz kendimiz karşılayacağız onları arkadaşlarımız da karşılayacaklar, götürecekler. Ama bizim imkanlarımızı aşan ya da belki devlet eliyle yapılması gereken şeyleri de biz ilgili makamlara ileteceğiz ve o konulara eğilmelerini sağlamak konusunda bize düşen o aracılık görevini ya da belki vatandaşın sesi olma, onların sözcüsü olma pozisyonunu alacağız inşaallah. Ve bize talepte bulunan kardeşlerimize de geri dönüşler sağlayacağız. Yani o sorunla ilgili ne yaptığımızı, sorunu çözüp çözmediğimizi onlarla paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
"Yardımlar yapılırken AFAD ile bir koordinasyon halinde olunması gerekir"
Yapılan yardımların AFAD ile koordinasyon halinde olunması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, "Yoksa her bir kurum, her bir vakıf, her bir dernek ya da her bir kişi kendiliğinden diğerlerinden tamamen bağımsız olarak bu işlere giriştiğinde biraz karışıklık da olabiliyor. Örneğin bir yerlere çok fazla sayıda araç girdiğinde oranın trafiği çok olumsuz etkilenebiliyor ki, depremle ilgili 10 ili gezdiğimizde hemen her yerde bütün deprem bölgelerinde çoğunlukla trafikle ilgili bir şikayet olduğunu, bir trafik sıkışıklığını gördük. Bunların oluşmaması için yetkililerle bir koordinasyon halinde olmanın faydası var." dedi.
"Hasarlı binalara lütfen girmeyin"
Hasarlı binalara girilmemesi konusunda önemli uyarlarda bulunan Yapıcıoğlu, "Bunu bir daha vurgulamak gerekiyor; yetkililer hep söyledi. Bir kez de biz burada söyleyelim, hasarlı binalara lütfen girmeyin. Ama bu psikoloji atlatıldıktan sonra hasarsız olan ya da az hasarlı hafif hasarlı olan taşıyıcı sistemlerinde bir problem olmayan evlere, yavaş yavaş dönüş olursa hayat biraz daha hızlı normale dönecek." diye konuştu.
"Çok kısa bir sürede inşaatlara başlanarak hayatın normale dönmesi gerekiyor"
Çok kısa sürede inşaatlara başlanması gerektiğini vurgulayan Yapıcıoğlu, "Yetkililerden aldığımız bilgilere göre bununla ilgili yer tespiti ile çalışmalar başlamış durumda. Yer tespiti yapıldıktan sonra hasar tespit çalışması bittikten sonra ve ilgili delilleri aldıktan sonra enkaz tamamen kaldırılacak ve inşaat çalışmaları bir ay içerisinde başlatılacak.
İnşallah öyle olur. Yani, bir ay içerisinde başlayıp dedikleri gibi eğer bir yıl içerisinde bunlar biterse on binlerce binadan bahsediyoruz; belki yüz bininin üzerinde bağımsız bölümden bahsediyoruz. Ağır hasar almış ya da oturulamayacak durumda olan binaları buna ilave ettiğimizde mesela Nurdağı bunlardan bir tanesi. Nurdağı tamamen yeniden inşa edilecek bunun sayısı daha da artabilir. Bu kadar çok sayıda inşaatı bu şekilde başlayıp bir yılda bitirmek büyük bir şey eğer yapılabilirse inşallah önümüzdeki kış gelmeden bitirilebilirse çok iyi olur. Çünkü kış şartları her yerde İskenderun gibi ya da Hatay gibi değil Maraş'ta biraz daha çetin geçiyor; Malatya'da biraz daha soğuk geçiyor. Umarız öyle olur yani o dedikleri gibi bir yıl ya da biraz daha kısa bir sürede kalıcı konutlar inşa edilebilirse, hayat normale dönerse bu yaralar o zaman sarılmış olacaktır." şeklinde konuştu.
"Bize seçimi de, seçimden bahseden partileri de sormayın"
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, depremin yaşandığı bir dönemde bunca acıya rağmen seçimi gündeme getirenlere tepki göstererek, "Bize seçimi de seçimden bahseden partileri de sormayın. Biz şu anda yaraların nasıl sarılacağına ilişkin; herkes elinden gelen çabayı ve katkıyı ortaya koymalı diye düşünüyoruz. Bizim gündemimizde şu anda bu var, bu yaraları bir an önce saralım." dedi.
"Evet tevekkül edelim ama deveyi bağlamayı da ihmal etmeyelim"
‘Halkın inanç ve tevekkülünden dolayı depremde büyük hasar oluştu’ şeklinde oluşturulmak istenen algıya tepki gösteren Yapıcıoğlu, "Evet halkta tevekkülü gördük ama ben şunu ilave edeceğim, keşke herkes önce devesini bağlasaydı ondan sonra tevekkül etseydi. Evet tevekkül edelim ama deveyi bağlamayı da ihmal etmeyelim. Evet tevekkül edelim ama herkes kendi işini yaparken işi her neyse en iyi şekilde işini yapsın, yapabildiğinin en iyisini yapsın, ondan sonra tevekkül edelim. Birileri halkın bu tevekkülünü şu tarafa doğru çekmeye çalışıyor. Sanki halkın inancı ve tevekkülü tamamen tedbirsiz davranmanın tabii bir sebebiymiş gibi bu tedbirsizlik de tamamen onun üzerine bina edilmiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyor. Ben şuna inanıyorum, bir kişide eğer ahiret inancı varsa, bir kişi eğer Allah'a hesap verme bilinciyle yaşıyorsa o yaptığı işi sağlam yapar. Eğer yaptığı işi sağlam yapmazsa bu en büyük kul hakkıdır. Eğer demirden ya da çimentodan veya başka bir şeyden teknik olarak biraz daha az masraf olsun diye; biraz daha ucuza mal etsin diye teknik şartlarını yerine getirmeden birisi bir bina yapıyorsa ve bununla can kaybı meydana geliyorsa, neticede bir sarsıntıda yıkılıp altında onlarca insan can veriyorsa bu cinayettir." şeklinde konuştu.
"Bizim inancımız bize şunu söylüyor, bir tek kişiyi haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir"
Meydana gelen yıkımdan dolayı toplumun inancına saldırılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Bizim inancımız bize şunu söylüyor, bir tek kişiyi haksız yere öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. İnançlı bir insan bunu yapamaz. Eğer yapıyorsa onun inancı ile ilgili bir sorunu vardır, inancıyla ilgili bir zayıflık vardır. Ama birileri sanki çürük bina yapmak inançlı olmanın doğal bir sonucuymuş gibi gösterip bununla inancı, inancımızı kitabımızı Kur'an-ı Kerim'i ya da İslam inancını lekelemeye çalışıyor. Ben onlara buradan diyorum ki, sizin çabanız beyhudedir. Siz güneşi balçıkla sıvayamazsınız sizin içiniz kapkara olmuş, siz dünyayı kapkara görüyorsunuz. Ya da bu zihni aydınlık olan gönlü aydınlık olan, gönlü nurla dolmuş olan bu insanları karanlık bir zihniyetin mensubuymuş gibi göstermeye çalışıyorsunuz; karanlık sizin zihninizdedir, karanlık sizin kalbinizdedir, sizin gözlerinizdedir." diyerek tepkisini dile getirdi.
"Rahatsız olsunlar diye ben de buradan diyorum, ‘Allahu Ekber’"
Enkazdan sağ olarak çıkarılan kişiler için bir sevinç ifadesi olarak getirilen tekbir, "Allahu Ekber" nidalarını hazmedemeyenlere tepki gösteren Yapıcıoğlu, bu kişilerin karanlık zihniyete sahip olduğuna dikkat çekti. Yapıcıoğlu, "Evet tekbir birilerini rahatsız eder ama tekbir dar zamanında da, acılı zamanında da, sevindiği zamanda da Müslümana sürur verir. Ona güç verir ona cesaret verir, ona dayanma gücü verir. Birileri bundan rahatsız oluyorsa sorun kendisindedir, kendi bakış açısındandır, kendi düşüncesindedir. Rahatsız oluyorlarsa olsunlar, rahatsız olsunlar diye ben de buradan diyorum ‘Allahu Ekber’ rahatsız olsunlar. Allah’a emanet olun." dedi. (İLKHA)